Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Kelkitlioğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın danışmanı Ahmet Sever’in Asmalımescit’teki buluşmasını ve kirli ittifakı yazdı. Yazısı şöyle:
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanlığını yapan Ahmet Sever’in yazdığı kitapla ilgili tartışmalar sürüyor. Gül’ün onayıyla yayımlanan kitabın zamanlaması, AK Parti hareketinin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiriler değişik çevreler tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Kimileri özellikle ‘paralel örgüt’ ve unsurları, ‘Ohhhh, çok iyi oldu, Abdullah Gül baltaları çıkardı’ derken, kimileri ‘Gül bütün bunları gördü, neden harekete geçmedi?’ diye soruyor. Zamanlamasının manidarlığı ve kimlere hizmet ettiğinin çok açık olduğu kitap, daha çok su götüreceğe benziyor.
Tüm bu tartışmalar yaşanırken, kitabın yazarı, 12 yıl Abdullah Gül’ün yanında danışmanlık yapan Ahmet Sever’le ilgili çok ilginç bilgilere ulaştım. Bu bilgiler, 7 Haziran öncesi kurulan ittifaklar hatırlanarak değerlendirildiğinde çok derin anlamlar ifade ediyor.
Önce ittifakın medya ayağını hatırlayalım;
Cumhuriyet Gazetesi: ‘Paralel örgüt’ operasyonuyla genel yayın yönetmenliğine gelen Can Dündar önderliğindeki gazete o kadar ileri gitti ki, casusluk suçuna iştirak etti. Daha önce yayımlanmış olmasına rağmen, MİT TIR’ları haberini Can Dündar imzasıyla manşetine taşıyarak, ‘Türkiye’nin DAEŞ’e destek verdiği’ algısı oluşturmaya çalıştı. Bununla da kalmadı; ‘paralel örgüt’e yakınlığıyla bilinen savcıların özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehditlerine sütunlarında yer verdi. Bugün aynı tavrını sürdürüyor.
Hürriyet Gazetesi: Yayınlarıyla, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ı öldüren DHKP-C terör örgütünün propagandasını yaptı. En büyük bombası ise, Mısır’da halk tarafından seçilen Mursi’ye verilen idam kararını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderme yaparak ‘Yüzde 52’ye idam’ başlığıyla verdi. Bu haberle, Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti.
Kirli ittifakın aktörleri
Şimdi gelelim gerçek konumuza!
Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in, kitapla ilgili röportajı ve bilgileri yayımlanmadan önce ve yayımlandıktan sonra çok ilginç görüşmeler yaptığı bilgisi aldım. Sever, 13 Haziran Cumartesi akşamı Taksim Asmalımescit’teki Yakup Restoran’ın terasında önce Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’la görüştü. Sever daha sonra, 15 Haziran Pazartesi akşamı Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’le aynı mekânda bir araya geldi.
Ahmet Sever tabii ki istediği kişiyle görüşme, oturma, sohbet etme hakkına sahiptir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Ancak, böyle bir dönemde, kitapla ilgili yapılan yayınların adresinin Cumhuriyet ve Hürriyet olduğu da göz önüne alındığında, bu iki gazetenin kurulan kirli ittifakların başaktörü olduğu düşünüldüğünde, sizce de bu buluşmalar çok manidar değil mi? Sever’in, Dündar ve Ergin’le ne konuştuğu merak edilmez mi? Bu buluşmaların çok da masumane olmadığını söylemek ileri gitmek midir?
Yorum ve takdir kamuoyunun!