Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, Şanlıurfa Harran’daki Kardeşlik Sofrası İftarı’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölgemizdeki istikrarsızlıktan nemalananlar, bizim her platformda hakkı ve adaleti dillendirmemizden rahatsız oluyorlar. Ülkemize karşı yürütülen karalama ve iftira kampanyalarının sebebi işte budur. DEAŞ terörüne karşı en büyük mücadeleyi veren, bu örgüte en büyük kaybı yaşatan Türkiye’yi teröre destek vermekle itham etmelerinin nedeni Suriye’deki oyunu bozuyor olmamızdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harran ilçe merkezindeki “Kardeşlik Sofrası İftarı”nda vatandaşlarla bir araya geldi.
İftarın ardından yaptığı konuşmaya tüm vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, “Bu sofralar, çok güzel sofralar zira pazar günü idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı’nın hepimiz için felaha, barışa, selamete vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Suriye ve Irak başta olmak üzere İslam dünyasında yaşanan acıların, zulümlerin, sıkıntıların bir an önce sona ermesini kudret, kuvvet sahibi olan Allah’tan niyaz ediyorum. İnşallah bayramları bayram gibi kutlayacağımız aydınlık günlerin yakın olduğunu ümit ediyorum.” şeklinde konuştu.
Sözlerinin başında bir hakkı teslim etmek istediğini dile getiren Erdoğan, “Harran başta olmak üzere, tüm ilçeleriyle Şanlıurfa’ya, tüm Şanlıurfalılara altı yıldan fazladır süren Suriye krizinde sınırın hemen ötesindeki kardeşlerine gösterdikleri vefa sebebiyle en kalbi şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
– “VERDİKLERİ SÖZLERİ HİÇBİR ZAMAN TUTMADILAR”
Harran başta olmak üzere Şanlıurfalıların Suriye’den hicret eden kardeşlerine ensar olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gönüllerini açtılar, imkanlarını onlarla paylaştılar, devlet olarak şu ana kadar bizler Suriye’den hicret eden kardeşlerimize yaklaşık 30 milyar dolar harcama yaptık. 2 milyon Suriyeli kardeşimizi burada ağırlıyoruz. Batı 100 kişinin, 500 kişinin, bin kişinin, 5 bin, 10 bin kişinin hesabını yaparken, biz 2 milyon insanı, muhaciri burada ağırladık. Verdikleri sözleri de hiçbir zaman tutmadılar. Şunu diyebilirsiniz ‘Gerçekten bir şey vermediler mi?’ Bütün bu süre içerisinde 2016’nın Temmuzu’na kadar 3 milyar dolar vereceklerdi. Ondan sonra yıl sonuna kadar bir 3 milyar dolar daha vereceklerdi. Toplam verdikleri 725 milyon dolardır. Onlardan destek gelse de gelmese de Türkiye, kardeşlerine gereken ilgiyi, desteği vermeye devam edecektir. Çünkü biz şuna inanıyoruz; veren el alan elden hayırlıdır.”
Şanlıurfa’nın yaklaşık 103 bini barınma merkezlerinde olmak üzere 430 bin Suriyeli misafire ev sahipliği yaptığını söyleyen Erdoğan, bunun Şanlıurfa nüfusunun dörtte birinden daha fazla olduğunu ifade etti.
– “KALBİ NASIRLAŞMIŞ DÜNYANIN VİCDANI OLDUNUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer şehirlerle birlikte 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı misafirlerin Türkiye’de hayatlarını sürdürdüğünü belirterek, “Hamdolsun bugüne kadar ciddi hiçbir sorunla sıkıntıyla karşılaşmadığımız gibi tam tersine göz yaşartıcı dayanışma ve fedakarlık örnekleri yaşandı, yaşanıyor. Sizler duygularını yitirmiş, kalbi nasırlaşmış bir dünyanın vicdanı oldunuz. Sizler mazlumlarla dayanışmanızda herkese, tüm dünyaya örnek oldunuz. Sizler günümüzün ensarları olarak paylaşmak nedir, kardeşlik nedir, komşuluk hakkı neyi gerektirir dünya alem herkese gösterdiniz.” diye konuştu.
Bundan sonra da hiçbir ayrım gözetmeden mazlum ve mağdurlara sahip çıkmaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, “Böyle bir aziz milletin mensubu olmaktan, evladı olmaktan, böyle vefakar bir şehirle yol yürümekten şeref duyuyorum. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi, uhuvvetimizi güçlendirsin diye dua ediyorum.” ifadesini kullandı.
– “HİÇBİR MÜSLÜMAN’A YAKIŞMAZ”
Türkiye’nin yüz akıyla verdiği bu insanlık imtihanında birçok ülkenin sınıfta kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye krizi tarihe kara bir leke olarak kazındı. On yıllardır diğer ülkelere hukuk ve demokrasi dersi veren Batılı devletler Suriye halkının demokrasi, hak, özgürlük taleplerine sırtlarını döndüler. Kendi vatandaşları için en temel hak olan demokrasiyi Suriyeli kardeşlerimize lüks gördüler. Uluslararası toplum Suriye’de bir milyon insanın terör örgütleri ve kendi halkına zulüm uygulayan bir devletle onları destekleyenler tarafından katledilmesine seyirci kaldı. Bu süreçte Suriye’de yıkılan şehirlerin enkazı altında masum bedenlerle beraber insanlığın itibarı da kalmıştır. Suriye’nin asıl kaybedeni bunca Müslümanın alçakça katledilmesine yeterli tepkiyi veremeyen İslam dünyası olmuştur. Batı’nın bir damla petrolü bir insanın canından daha değerli gören çarpık anlayışına alet olmak hiçbir Müslüman’a yakışmaz.”
Bu çarpıklığa karşı seslerinin çıktığı, güçlerinin yettiği ve ellerinin ulaştığı kadar mücadele ettiklerini ve edeceklerini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bölgemizdeki istikrarsızlıktan nemalananlar, bizim her platformda hakkı ve adaleti dillendirmemizden rahatsız oluyorlar. Ülkemize karşı yürütülen karalama ve iftira kampanyalarının sebebi işte budur. DEAŞ terörüne karşı en büyük mücadeleyi veren, bu örgüte en büyük kaybı yaşatan Türkiye’yi teröre destek vermekle itham etmelerinin nedeni Suriye’deki oyunu bozuyor olmamızdır.
Sadece bu iftiralarla kalmadılar. Suriye’deki ateşi ülkemize taşımaya da kalktılar. Reyhanlı olayı, DEAŞ’ın intihar saldırıları, PKK’nın eylemleri, Feto ihanet şebekesinin darbe girişimi, Suriyeli misafirlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirme teşebbüsleri hep bu planın parçalarıdır. Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarımızın durdurulması da yine aynı kirli planın eseridir. Türkiye’ye yönelik bu aşağılık senaryoda figüranlık yapanlar şimdi hukuk önünde hesap veriyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de şu anda devam eden olumsuz gelişmelerin yarın, bir gün eğer sınırlarımıza bir tehdit oluşturması, böyle bir vakayla karşı karşıya kalırsak bütün dünya şunu bilsin; bizler Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak aynını orada yapacağız. Bunu herkes bilsin.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harran ilçe merkezinde “Kardeşlik Sofrası İftarı”nda yaptığı konuşmada, Suriye ve Irak’ta oynanan oyunları, bunları tezgahlayanların başına geçireceklerini belirtti.
Bu kapsamda Fırat Kalkanı Harekatı ile ilk adımın atıldığını, bölgede 2 bin kilometrekarenin üzerinde alanın teröristlerden temizlendiğini, Suriyelilere emniyet içinde yaşayabilecekleri güvenli bölgeler kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, Cerablus, Rai, Dabık ve Bab’da aynı imkanın hazırlandığına işaret etti.
Bu sayede 100 binden fazla Suriyeli muhacirin evlerine, yurtlarına, yıllardır hasretini çektikleri anavatanlarına döndüklerinin altını çizen Erdoğan, bu sayının her geçen gün daha da arttığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra Suriye’ye barış ve huzur gelmesi için ülkenin toprak bütünlüğünün muhafazası için çalışmaların aralıksız sürdürüleceğini bildirdi.
Anayasa değişikliğine ilişkin 16 Nisan’da yapılan halk oylamasında Akçakale’nin yüzde 95,23 “evet” oranıyla üçüncü, Harran’ın yüzde 96,83 “evet” oranıyla birinci olduğunu, Şanlıurfa’nın da yüzde 70,82 ile 13. sırada yer aldığını hatırlatan Erdoğan, vatandaşları tebrik etti.
– “GEREĞİNİ YAPARIZ”
Suriye konusunda yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akçakale’de söyledim, şimdi Harran’dan da sesleniyorum, Suriye’de şu anda devam eden bu olumsuz gelişmelerin yarın bir gün eğer sınırlarımıza bir tehdit oluşturması, böyle bir vakayla karşı karşıya kalırsak bütün dünya şunu bilsin; bizler Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak aynını orada yapacağız. Bunu herkes bilsin. Ne yazık ki stratejik ortaklarımız terör örgütleriyle beraber hareket ediyorlar. Biz kendilerine dedik ki ‘Gelin, DEAŞ terör örgütüne karşı bu işi beraber yapalım.’ 9 koalisyon ülkesiyle beraber biz DEAŞ denilen bu terör örgütünü halledemez miyiz? Bu PYD, YPG, bunlar terör örgütüdür. Ne yazık ki burada ısrarlı oldular.
Biz de kendilerine şunu söyledik ‘Yarın bir gün ülkemiz için en ufak bir tehdit oluşturmaları halinde, biz kimseyle bunu danışmaz gereğini yaparız.’ Biz, bugüne kadar her şeyde uluslararası hukuka dikkat ettik. Gaziantep’te 53 kardeşimizi şehit ettiler. ‘Artık sabredemeyiz’ dedik ve Cerablus’a girdik. Arkadan Rai’ye, Dabık’a, El Bab’a girdik. Şu an 2 bin kilometrekareyi aşkın bir alan kontrolümüzde. Şimdi oraya da gerçek sahipleri döndüler, dönüyorlar. ‘Gelin, Münbiç’te de bunu yapalım.’ dedik. Oyalama yapıyorlar. ‘Rakka’da beraber yapalım’ dedik, terör örgütü YPG ile hareket etmeye karar verdiler. ‘Siz bilirsiniz’ dedik. Şimdi yürüyorlar, bakalım ne yapacaklar.”
– “HENDEKÇİLER VARSA HENDEĞE GÖMÜLÜRLER”
Rabia işareti yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabia’mızı unutmuyorsunuz değil mi? Ne diyoruz? Tek millet, 80 milyon tek millet. Arap’ı, Kürt’ü, Türk’ü, Roman’ı, Boşnak’ı, Arnavut’u, 80 milyon tek millet. İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanının rengidir. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehidimizin ta kendisidir. Üç, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ Biz bu toprakları uğrunda milyonlarca şehitler vererek vatan kıldık, dolayısıyla bu vatanı böldürmeyiz. İşte Tendürek’te, Cudi’de, Gabar’da, Bestler Dereler’de, neresi olursa olsun, nerede çukurcular varsa çukura gömülürler. Hendekçiler varsa hendeğe gömülürler. Harran, Akçakale, Ceylanpınar böyle ayakta durdukça, Türkiye böyle ayakta durdukça bizim önümüze kimse geçemeyecektir.” diye konuştu.
Tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka asla bu devlet içinde devlet olamaz. Birileri, ülkemizi bölmek isteyenlerle beraber yollarda yürüyebilirler. Varsın yürüsünler. Yollar yürümekle aşınmıyor. Biz de diyoruz ki ‘Bu ülkenin birliğini, beraberliğini bozmayın. Dayanışmamıza gölge düşürmeyin. Yürümekle bir yere varamayacaksınız. Aslolan bu milletin gönüllerine yürümektir.’ Biz bu milleti seviyoruz. Yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevme anlayışıyla seviyoruz.” diye konuştu.
Erdoğan, birlik ve beraber çağrısında bulunarak sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması, aynı zamanda Arapça’ya da çevrildi. İftara ayrıca Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de katıldı.