Paralel Suç Örgütü HDP ile ittifak ederek hedefine Diyanet İşleri Başkanlığı’nı koydu. Diyanet’te büyük kadrolaşmaya giden suç örgütü neden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i hedef alıyor? Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Başkanı Latif Erdoğan sabah.com.tr için Türkiye’deki din hizmetini hedef alan Gülenci Terör Örgütü ve HDP kirli ittifakını yorumladı. İşte Latif Erdoğan’ın Sabah.com.tr’ye yaptığı açıklamalar…
DİYANET’İN HİZMETLERİ PARALEL ÖRGÜTÜ YÖNETENLERİ RAHATSIZ EDİYOR!
Paralel yapı şimdi de doğrudan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i ve onun şahsında Diyanet camiasını hedefe almış bulunuyor. İleri sürdükleri gerekçelerin tümü konjektüreldir; inandırıcı hiçbir muhtevaya da sahip değildir. Mehmet Görmez, Diyanet teşkilatına ciddi bir aksiyon kazandıran; teşkilat mensuplarıyla toplum arasında mevcut mesafeli duruşu sıfır noktasına taşıyarak Diyanet teşkilatıyla toplumu barışık hale getiren bir başkandır. Bu da, toplumun büyük çoğunluğu itibariyle Diyaneti, dini konuların yegane otoritesi olarak kabullenmesi sonucuna götürmüş; elbette bu sonuç Paralel Örgüt liderini ve onun yönlendirmesiyle cemaati ve cemaati kullanmak isteyen karanlık güçleri rahatsız etmiştir.
GÜLEN ÖRGÜTÜ DİYANETİ TESLİM ALMAK İSTEDİ AMA BAŞARAMADI
Cemaat, baştan beri Diyanet teşkilatına yerleştirdiği elemanlarıyla bu teşkilatı teslim almak istemiş; Diyanet işleri başkanlığı için teklif ettikleri şahısların kabulü adına hükümete baskı yapmış; fakat devlet aklının ferasetiyle bu durum önlenmiş, Mehmet Görmez gibi vesayet altına girmeyecek bir ilim adamı Diyanetin başına getirilerek bu nezih kurumun kirli emellere alet edilmesinin önüne geçilmiştir. Bu durum da baştan beri Cemaat için rahatsızlık konusudur.
GÜLEN KEMALETTİN ÖZDEMİR’İN TAYİNİNİ ENGELLEMEYEDİ VE ÇILDIRDI!
Cemaat, gerçekleri görüp cemaatten ayrılan Kemaleddin Özdemir’in Dini ateşe olarak Suudi Arabistan’a tayinini engellemek istemiş; fakat Mehmet Görmez bütün baskılara rağmen bu tayini onaylamıştır. O dönemde hükümetle araları iyi olan ve kendilerini devlet kabul eden bu yapıya karşı Görmez’in bu net tavrı onları şoke etmeye yetmiş, onu başkanlıktan uzaklaştırmak için hükümeti zorlamaya itmiştir. Diyanetin doğrudan Başbakana bağlanması ise cemaat için bardağı taşıran son damla olmuştur.
BAŞKAN GÖRMEZ BEDDUA SEANSLARINA FETVA VERMEDİ!
Gülen’in beddua seansına, Görmezden fetva istenmiş, o böyle bir bedduanın savunulabilir bir tarafı olmadığını söyleyerek istenen fetvayı vermemiştir. Gülen, başkalarının devreye girmesiyle, kapısına kadar gittiği papayı ancak ziyaret edebilmiş; ve bu görüşme batıda onun tek dini lider olduğu imajını sürekli beslemiştir. Halbuki, Papa, Diyanet İşleri Başkanını, Ankara’da bizzat ziyaret etmiş; ve bu ziyaret Gülen’in tek dini lider imajına büyük darbe vurmuştur; paralel örgüt şimdilerde bunun intikamını almak peşindedir.
DİYANET BEDİÜZZAMAN’IN EN BÜYÜK ARZUSUNU YERİNE GETİRİNCE…
Cemaat, Risale-i Nurları istismarının en sefil noktasına gelmiş, Nurları kendi istekleri doğrultusunda, sadeleştirme adı altında tahrif ve tahrip teşebbüsünde bulunmuş; Mehmet Görmez, büyük bir feraset örneği göstererek bu yanlış gidişi durdurmuş; Bediüzzaman’ın da en büyük arzusunu yerine getirerek Risale-i Nurların devlet koruması altına alınmasını gerçekleştirmiştir. Bu da bazı hain çevreleri çılgına döndürmüştür ki, yaptıkları karşı hamlelerde bu konunun payı büyüktür.
YURTDIŞINDAKİ İSLAMİ HİZMETLERİ NEDENİYLE PARALEL DİYANET’TEN İNTİKAM ALMAK İSTİYOR
Diyanet, Dünyanın her yerindeki İslami hizmetlerle dayanışma içine girmiştir. Bundan böyle, İslami hizmetler adına dünyanın neresinde bir teşebbüs varsa, bu teşebbüsün dayanışma ve yardımlaşma adına tek adresi Diyanet teşkilatıdır. Bu durum cemaatin dış ülkelerdeki itibarını çok ciddi oranda sarsmıştır. Ve işte şimdilerde onun intikamı alınmak istenmektedir.
DİYANET AFRİKA’DA EĞİTİM HİZMETİNE BAŞLADI!
Afrika ülkelerinde, eğitim ve öğretim adına yapılacak çalışmaların, Türki dünyalardaki bu tür faaliyetlerin öncüsü Diyanet olmaya başlamıştır. Bu çalışmalar, cemaatin bütün dünyadaki legal görümünün tek referansı olan eğitim ağının yavaş yavaş çözülmesi anlamına gelmektedir. Diyanete saldırı sebeplerinden biri de budur.