Paralel Yapı, Türkiye 2010’da referanduma giderken, Deniz Baykal kasedi, Balyoz kumpası gibi bir dizi operasyonla ülkeyi dizayn etti. Referandum sonrası ele geçirdiği HSYK ve yargı eli ile de 17-25 Aralık darbesi için düğmeye bastı.
17-25 Aralık Darbe Girişimleri’nin temeli 2010 yılında Paralel Yapı’nın ülke üzerindeki algı operasyonlarıyla atıldığı 2015’teki yargı kararlarıyla açıkça ortaya çıktı. ‘Arınç’a suikast iddiası ile Kozmik Oda araması’, ‘Taraf Gazetesi’nin yayınladığı Balyoz belgeleri ile emekli ve muvazzaf general tutuklamaları’, ‘Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner’in makam odasında gözaltına alınması’ ve dönemin ‘CHP lideri Deniz Baykal’a kaset tuzağı’ 2010 yılındaki önemli gelişmelerdi. Asker, yargı ve siyaset dünyasında büyük depremler yaratan bu olaylar silsilesinin sonunda Paralel Yapı, hedefine koyduğu 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu için Türkiye’yi dizayn etti. 17-25 aralık darbesini de, operasyonları yürütecek savcı ve hakimlerin çöreklendiği HSYK eliyle yönetti. Paralel Yapı, referanduma giden süreç öncesinde adli ve idari yargıya sızmak için kronolojik olarak şu hamleleri yaptı:
– ARINÇ’A SUİKAST VE KOZMİK ODA ARAMASI : Türkiye Aralık 2009’da Bülent Arınç’a suikast ihbarı ile çalkalandı. Arınç’ın evinin yakınlarında yakalandığı iddia edilen Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli Albay E.Y.B üzerinden polis ve paralel yapıya yakın bazı savcı ve hakimler devletin en mahrem bilgilerinin saklı olduğu Kozmik odaya girdi. Yargılama sonunda baskına giden tüm sürecin algı yönetimi ve yalanlar örüldüğü ortaya çıktı.
– BALYOZ BAVULU: 20 Ocak 2010’da Paralel Yapı’nın gazetesi Taraf, Balyoz darbe planı manşetiyle çıktı. Taraf yazarı Mehmet Baransu, elindeki Balyoz bilgilerinden oluşan bir bavulu savcılığa teslim etti. Bu süreçte onlarca emekli muvazzaf generel subay tutuklandı. Paralel Yapı medyası askeri vesayet manşetleriyle algı operasyonları yaparken ilk kadame yargıdan mahkumiyet alan sanıklar Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararı ile yeniden yargılandı. Yargılama sonucunda Balyoz CD’lerinin sahte olduğu ortaya çıktı. Balyoz belgelerini temin eden Mehmet Baransu ise ‘devletin gizli belgelerini temin ve yayımlamaktan’ tutuklandı.
– BAŞSAVCIYA TUTUKLAMA: Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı iken Fethullah Gülen ile ilgi soruşturma başlatan İlhan Cihaner, kimliği bugüne kadar açıklanmayan bir ihbar mektubuyla makamında polisler tarafından gözaltına alındı. Pek çok yargı mensubu Cihaner vakasıyla sindirildi.
– BAYKAL’A KASET TUZAĞI: Referanduma giden yolda bu kez hedef CHP oldu. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’a kaset tuzağı kuruldu. Baykal, Mayıs 2010’da istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan seçildi. Baykal istifa ederken de “Pensilvanya’dan aldığım üzüntü mesajlarının samimiyetine de inanıyorum” dedi. Gülen’in yaşadığı Pensilvanya’yı işaret eden Baykal’dan sonra işbaşına gelen Kılıçdaroğlu 17-25 Aralık darbe süreci ve sonrasında Paralel Yapı ile iş birliği yaptı.
HSYK referandumla ele geçti
12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu sonrasında HSYK’ya sızan Paralel Yapı, 17-25 Aralık darbe girişiminin zeminini yapılacak operasyonlar için kendi hakim ve savcılarını atayıp, Paralel Yapı çıkarlarına karşı hareket eden hakim ve savcılara da ceza vererek gerçekleştirdi.
AZ VEYA ÇOK BAŞARDILAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu durumu, 5 Mart’ta Niğde ve Osmaniye mitingleri dönüşünde gazetecilere şu sözlerle açıkladı: “2010 referandumu, onların dikkat ederseniz onların çok çırpındığı bir referandum oldu. Sizlerden de bir adım önde gittiler. Meğerse bu iyi niyetli değilmiş. Şimdi onları düşünüyorum. Niye iyi niyetli değilmiş. Çünkü o referandumda bunların tek hedefleri vardı. İdari ve adli yargıyı ele geçirmek. Ve bunu başardılar. Az veya çok başardılar.”
(STAR)
Öyle anlaşılıyor ki FETÖ Terör Örgütü ihaleyi 2009 yılında ONE MİNUTE sonrası siyonist baronlardan aldı ve kısa sürede Recep Tayyip Erdoğan’a bunun bedelini ödetmek üzere kumpas çalışmalarına başladı. Ama FETÖ’nün de siyonist baronların da akıl edemediği bir şey vardı; Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında önce Hazreti Allah Celle Celaluhu, sonrada milleti vardı. İşte bu yüzden hesap tersine döndü ve kendileri bittiler. İhanetleri, küfürleri, yalan, iftira, şantaj ve montajlarıyla birlikte hesap gününe doğru hızla ilerliyorlar. Hala bunların peşinden gidenler için artık artık mazeret kalmamıştır. Her şey apaçık ortada olduğu halde bugerçeği görmek istememektedirler. Öyleyse bu küfür ve ihanetlerinin bedelinide Rabbimin huzurunda ödeyeceklerdir.