MEDYAGUNDEM.COM- Fetullah Gülen’in MEDYAGÜNDEM’i susturma çabası bu kez Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Yaptığı suç duyuruları ve açtığı davalar “basın özgürlüğü” kapsamında sonuçsuz kalınca Gülen avukatı aracılığıyla MEDYAGÜNDEM’i şikayet etmek için Anayasa Mahkemesi’nde bireysel dava açtı.
Zaman’da yer alan haberde, “Fethullah Gülen Hocaefendi, kendisine ve Hizmet Hareketi’ne yönelik ağır hakaret ve iftira içerikli yayınlar yapan ‘Medyagundem.com’ isimli internet sitesi hakkında Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Avukatı aracılığıyla iletilen dilekçede, bu yayınlarda masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtildi.” denildi.
Fethullah Gülen, avukatı Nurullah Albayrak aracılığıyla MEDYAGUNDEM’de 25 Mart 2014’te yayınlanan bir haberin yayınının durdurulması için Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme, başvuruyu basın özgürlüğü gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine avukat Albayrak, Asliye Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi. Ancak Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin de itirazı reddetmesi üzerine iç hukuk yolları tüketildi. Bunun üzerine AYM’ye bireysel başvuru seçeneği gündeme geldi.
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla AYM’ye sunulan bireysel başvuruda, haberle Anayasa’nın 38. maddesindeki ‘suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz’ ve ‘suçların şahsiliği’ ilkelerinin ihlal edildiği iddia edildi.
harika bir site.. ilkez girdim..
sahte imama bak hele medya gündemi susturmaya senin çapın yeter mi
ne biçim haber sitesi yalan söylüyor
yaptığınız yalan haberlerin hesabının sorulmayacağını düşünecek kadar ahmaksınız. sizler de muhtemelen havuz medyanın goygoycularısınız. yatacak yeriniz yok karaktersizler sizi
Lan feto ne igrenc birisin, yillarca insanlari aldattin.
Yuzsuz pis herif.
Medyagundemi mahkemeye vermekle olmaz biz okuyuculari da mahkemeye ver.
Safirim edepli ol,insan ol ,hayvan olma olur mu?İnsanlara hakaret etmekle ne yapmaya çalışıyon?
MÜTEDEYYİN,TAKVA SAHİBİ,İMAN EHLİ BİR İNSAN GİBİ GÖRÜNÜYOR SUNUZ.ÖYLE OLDUĞUNUZA İNANMAYI NE ÇOK İSTERDİM.YILLARCA RABBİMİZİN HUZURUNDA NAMAZ KILDIRDINIZ.DİLİNİZİN DÖNDÜĞÜ KADAR İSLAMI VAAZ ETTİNİZ.YAŞLANDINIZ.SİZE İNANANLARIN,SÖZÜNÜZE GÜVENENLERİN SAYISI ARTTI.SİZDEN BEKLENEN BİRAZ TEVAZU,BİRAZ HOŞGÖRÜ.BAŞINIZI YANA YATIRMAKLA,MUNİS,MASUM,MAĞDUR OLMAYI FOTOJENİK OLARAK FOTOĞRAFLARA YANSITMAKLA “HOCA” OLSANIZ NE YAZAR,”EFENDİ” OLSANIZ NE YAZAR.PEYGAMBER “SİZE DİLİYLE ZARAR VERENLERE EN FAZLA BUĞZ EDİN”DERKEN,TAZMİNAT PARALARI PEŞİNDE KOŞAN BİRİSİNE “HOCA” VE “EFENDİ”DEMEKTEN ALLAH!A SIĞINIRIM.
siz bağımsız falan degilsiniz .sizler erdoganın yalakalarısınız. havuz medyasının bir tetikcisisiniz erdogan düşdügünde ilk tekmeyi vuracak olanda yine sizsiniz çünkü siz menfaatperest bir güruhsunuz sizin için herşey para,makam,şöhret unutmayın gerçeklerin eryada geç ortaya çıkmak gibi bir özelligi var gerçekler ortaya çıktığında bakalım haliniz nice olacak
Zırtoya bak! ‘Erdoğan düştüğündeymiş’ hangi şerefsizin gücü yetiyorsa düşürsün de görelim bakalım! Hadi o babayiğit kimse çıksın! Bu ülkede Sayın Başbakanımızın o kadar çok sevdalısı var ki, o sevdalılar ki, biz bu yola başımız koyduk ölmek var dönmek yok diyecek kadar sevdalılar ona, menfaat yok, çıkar yok, olmadığı gibi de bir de çile var. Onların kitaplarında satmak yok, onların kitaplarında kaçmak yok, o kefen giydiyse bizde kefenimizle peşindeyiz. Beş metrelik yolu karşıdan karşıya geçmenin garantisinin olmadığı bir ömürde ölüm ne ki diyorlar, ha trafik kazasında, ha Başbakanın peşinde, o da ölüm, o da ölüm diyerek yürüyorlar, yeter ki Rabbim İmanla ölmeyi nasip etsin diyorlar.
Evet, ben havuz medyası neyse onun tetikçisiyim, sizin gibi lağım medyasının sıçanları olmaktansa o dediğinizdenim. Var mı? Konuş! Para makam, mevki için zekamı kullansaydım sizin baronlarınıza şimdi ayakkabılarımı boyatıyor olurdum. Bu dünyadan çok şöhretler geldi geçti, hepsinin sonu dört metrekare bir çukur olmadı mı? Allah yolunda mücadele edenler haricinde kim ne götürdüyse göstersene, Karun mu, Koç mu, Sabancı mı? Kim kim?
Er yada geç gerçekler ortaya çıktı bile! Bak Allahın dinini kullananların nasıl burunları yerde sürtünüyor, ömürleri boyunca topladıkları kısa bir sürede nasıl heba oldu? Bundan daha iyi gerçekleri arıyorsan uzaydan devre mülk tutacan yavrum. Anca gidersin pis haşhaşi artıkları, çevreye bilem zararlı atıklar.
ne ıgrenç bırı bu gulen hoca ulkeyı bolup dın yerıne dınsızlıgı getırıyor
haşa kendını peygamber sanıyor boylelerı yasamamalı ıdammmmmmm
böyle durumla İÇİN Üstad’ın ENFES BİR SÖZÜ VAR: cevab u ahmaku’s-sükut!iyi ki ahiret var.iftira ettiğiniz insanla mahşerde karşılaşınca ne diyeceksiniz bakalım!!!
Allah size insaf versin ıslah etsin sizi ve medyanız gibi düşünenleri. Benim gibi kaba insanlar yaptıklarınıza karşılık verir ve hakaret edip sülalenizin kulaklarını çınlatabilirim ama hocaefendi naif ve narin biridir bu yaptıklarınıza kırılır üzülür. Etmeyin bu çirkin saldırılarınıza bir son verin bu cürüm sizin ahiretinize çok zarar verir.
“ALLAH’IN İPİNE SARILAN KULLAR” ZÜMRESİ YERİNE “HOCA” DEDİKLERİ “EFENDİLERİNİN İPİNE SARILAN KÖLELER”OLMAKTAN SEN BİZİ KORU YARABBİM….
AMR BİN MUSA AFRİKA’YA GİTTİĞİNDE YARISI HRİSTİYAN,YARISI DA PUTPEREST VAHŞİLERE DİNİMİZİ GÖTÜRDÜ.ÖNCE EMEVİ,SONRA,ABBASİ,MEMLUK,DAHA SONRA DA OSMANLI O TOPRAKLARA HEP “İSLAMIN NURUNU”TAŞIDILAR.KENDİNE “HİZMET EHLİ” DİYEN “ŞAKİRT VE ŞAKİRDE’LERİ”ZANNETTİK Kİ YENİ NURLU UFUKLAR AÇACAKLAR.GİTTİKLERİ TOPRAKLARIN İNSANLARINA TÜRK HALKINDAN “HİMMET”ADI ALTINDA TOPLANAN PARALARLA TÜRKÇE DEĞİL İNGİLİZCE EĞİTİM VERDİLER.ADINA “TÜRKÇE OLİMPİYATLARI”ZIRVALARLA GELECEĞİN ÇOĞNULUĞU MÜSLÜMAN FAKİR ÜLKELERİNDE SÖZ SAHİBİ OLACAK GENÇLERİNE TÜRKÇE ŞARKI,TÜRKÜ ÖĞRETİP,KÖÇEK DANSLARI ÖĞRETTİLER.SÖZÜM ONA “HİZMET EHLİNİN” ÖVÜNDÜKLERİ ŞEYLERE BAK.BİZİ DEĞİL,BEDİİÜZZAMAN’IN YAŞAYAN,HAYATTA Kİ TALEBELERİNE KULAK VERİN.SİZİN İÇİN “KÜFÜR EHLİ”DİYORLAR.BEN SİZİN YERİNİZDE OLSAM KAHRIMDAN ÖLMEYİ YEĞLERİM.DİKKAT ETTİNİZ Mİ?SİZİN “EFENDİ”DEDİĞİNİZ HOCANIZA TEK LAF ETMEDİM.BEN BAŞKALARI GİBİ HAKARET ETMEM.DÖNÜŞ RABBİME.HESAP GÜNÜ HERKESE.YAŞAYAN HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAK,DÜNYADA TAPTIĞINA DEĞİL,AHİRET GÜNÜNÜN”EFENDİSİNE” HESAP VERECEK.
CEMAAT MENSUBU SAF VE TEMİZ KARDEŞLERİME BİRKAÇ HATIRLATMA.
1-Fetullah Gülen’in bir camide vaaz ederken elinde bulunan Kur’an-ı Kerimi kaldırıp cemaatin üzerine fırlatması, bu hakaretine rağmen hala tebaasının bundaki hikmeti??? araması.
2-“Ben öfkelenirsem dışarıda kasırga olur” derken, haşa kasırgaları kendisi çıkarıyormuş gibi kendisini Rab yerine koyması tebaasının da buna inanması.
3-Kendisine biat etmeyen dünyadaki bütün Müslümanları düşman olarak görmesi,
4-Cenab-ı Allah’ın (C.C) açık ayetlerine rağmen kâfirlerle dost olması,
5-Tek din olarak İslam’ı bizlere emreden Rabbimize inat diğer dinleri de aynı kabul etmesi ve hatta onların misyonlarına bir parça olabilmek için el etek öpmesi,
6-Zalim, din düşmanı, modern ve post-modern darbecilerin idaresinden şikâyeti olmayıp, sırf başörtülü olduğu için “Bu kadına haddini bildirin.” Diyenlere methiyeler dizip, kendilerine şefaatçi olacağını söylerken, İslam davasını kendisine dert edinmiş olan yöneticilere karşı tarihin en kirli operasyonlarını düzenlemeye kalkışması, (28 Şubat 1997, 7 Şubat 2011, 17-25 Aralık 2013)
7- Yalan, takiyye, iftira, şantaj, montaj, hâkim ve savcı satın alarak adaleti yanıltma gibi ahlaksızlıklara başvurulması,
8-Vatanına ve milletine en ağır ihanetlere girişilmesi,
Bütün bunlara bakarak Rabbimizin Ayetleri ışığında bu çeteyi bir gözden geçirirsek;
“İnsanlardan öyleleri vardır ki: ‘Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik’ derler; oysa inanmış değillerdir. (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.” (Bakara Suresi, 8-10)
“Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.” (Münafikun Suresi, 4)
“Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler…” (Tevbe Suresi, 95) ayetiyle bu kimselerin durumlarını bildirmiştir. Allah onların “… iğrençliklerine iğrençlik (murdarlık) ekleyip-arttırmış…”tır. (Tevbe Suresi, 125)
Zihinleri sürekli olarak kötülük tasarlama, tuzak kurma, hainlik, kin, yalan, haset gibi pek çok olumsuzlukla meşgul olduğundan yüzlerinde de imanın nuru oluşmaz. Allah Kuran’da bu kişilerin yüzlerini “… sanki karanlık bir gecenin parçalarına bürünmüş gibidir” (Yunus Suresi, 27) buyurmaktadır.
Yukarıda zikredilen ayetler Münafıkları anlatmaktadır. Münafıkları diğer inkârcılardan ayıran şey, kendilerini mümin gibi göstermeye çalışmalarıdır. Bir takım çıkarlar uğruna müminlerle birlikte olmak isterler ve bu ortamda onlar gibi görünmenin daha kârlı olduğunu düşünürler. Her durumda münafık, İslam ahlakını, müminlere kendini ispat etmek için yaşıyor gibi görünmek ister, gösteriş için ibadet ederler. Ama bu ibadeti geçerli olmayabilir. Çünkü bir fiilin ibadet olması için, Allah rızası aranarak yapılmış olması gerekir. Münafıklar ise, Allah’ın değil, insanların rızasını ararlar. Münafıkların namaz kılmalarında, infakta bulunmalarında, verdikleri sözlerde, yaptıkları konuşmalarda çevrelerinden takdir görme, itibar ve çıkar sağlama ve kendilerini ispatlama çabası vardır. Bazıları ise asıl gayesi olan İslam dinine darbe vurmak için mutlaka Müslümanları kullanması gerektiğini bildiğinden onlara öncelikle mükemmel bir Müslüman olduğunu ispatlamak için kendisini iyi yetiştirip onları etkileyebilecek tüm metotları kullanarak onları avucunun içine alıp, sonrasında kendi kirli emelleri için çok kolayca kullanabileceği materyaller haline getirir.
Bugün paralel çete vasıtasıyla yapılan bütün bu ihanetlerin kaynağında yukarıda zikredilen hususlar vardır.
Samimi, gerçekten Allah rızası için gayret eden cemaat mensupları bunu mutlaka değerlendirmelidirler. Aksi takdirde hem dünyalarını, hem de ahiretleri harap etmektedirler. Cehennemin yollarının iyi niyet taşları ile döşeli olduğu asla unutulmamalı, bilmiyordum mazeretinin kendilerini kurtaracağı zannına asla kapılmamalıdırlar.