Avukat Hüdaverdi Yıldırım, Fethullah Gülen’in “örgüt kurma, örgütlü darbe teşebbüsü, örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suistimal” gibi suçlardan yargılanması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Avukat Yıldırım’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçede, İstanbul merkezli operasyonun sonucunda, milli ekonomik sırlar ile MİT’in devlet sırrı niteliğindeki faaliyetlerinin ifşa edildiği, hukuka aykırı teknik takip yapıldığı öne sürüldü.
Dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Bu operasyon, bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olsaydı, yolsuzluk yaptığı ve rüşvet aldığı öne sürülen kişilerin görevlerinden alınması ve istifalarının ardından yargı sürecinin tamamlanmasının beklenmesi gerekirdi. Yaşanan süreç, operasyonun yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olmadığını, hedefin ne pahasına olursa olsun meşru hükümeti yıkmak olduğunu bizlere göstermiştir. Bu noktada yargı bağımsızlığına vurgu yapanlar, hakikatte cemaate ve cemaatin ideolojisine ayrıcalıklı statü talep edenlerdir. Kanunsuz dinlemeler, değiştirilen tapeler ve montaj kasetlerle oluşturulan yüksek bütçeli 17 Aralık prodüksiyonunda, ilgili savcıların avcı ve atıcı rolü, kaos senaryosunun hocalar ve localar tarafından kaleme alındığının en büyük delilidir.”
Dilekçede, İstanbul merkezli operasyonun ekonomiye de zarar verdiği savunularak, şu ifadeler yer aldı:
“Meşru hükümeti hedef alsa da hukuka aykırı yapılan 17 Aralık operasyonları sonucunda milli sırlar ifşa edilmiş, ülke ekonomisi uzmanlara göre 200 milyar lira civarında zarara uğratılmıştır. Bu rakam, her vatan evladının 3 bin lira civarında borçlanması demektir. Vatana ihanet, meşru hükümete yönelik darbe, nitelikli dolandırıcılık, memuriyet görevini suistimal suçları aynı anda ve aynı kişiler tarafından alenen işlenmiştir. Fethullah Gülen, savcılar üzerindeki siyasi ve manevi gücünü kullanarak, savcıları meşru hükümeti hedef alan operasyonları yapmasında azmettirici olduğu ve asli fail sıfatıyla hareket ettiği için suçludur. Gülen ile birlikte söz konusu suçlara iştirak ettikleri tespit edilecek yargı mensupları ve kolluk güçlerinin, ‘örgüt kurma’, ‘örgütlü darbe teşebbüsü’, ‘örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suistimal’ suçlarından yargılanmasını talep ediyorum.”
Hüdaverdi Yıldırım’ın suç duyurusu, 2014/28340 dosya numarasıyla işleme konularak, İstanbul Cumhuriyet savcılarından Erhan Gülcan’a tevzi edildi.
– “Soruların Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını gördüm”
Suç duyurusu ardından açıklama yapan avukat Hüdaverdi Yıldırım, görev yeri değiştirilen savcı Muammer Akkaş ile ilgili iddiasını da dile getirerek, şunları aktardı:
“17 Aralık operasyonundan yaklaşık 1 sene evvel Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın yürüttüğü ve 2012 kasım ayında basında ‘adliye çetesi’ olarak yer alan soruşturma kapsamında; telefon görüşmeleri dinlenen eski CHP milletvekili Tacidar Seyhan’a sorulan soruların Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını gördüm. Bu konuda AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral’a 2012 Kasım ayında bilgi verdim. Bahsi geçen soruşturmada benim telefon görüşmelerim de dinlenmiş, bununla ilgili 2012 yılı içinde değil ancak 25 Temmuz 2013 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/21203 sayılı soruşturma dosyasında ifademe başvuruldu. İlk günlerde bunun Müslümanlar arasındaki bir fitne olduğunu düşünerek beklemeyi tercih ettim. Ancak 17 Aralık organizasyonunun yapılış şekli, sonrası ve muhtemel sonuçlarına bakınca Fethullah Gülen’in ve suça karışan yargı mensubu ile kolluk güçlerinin, Türkiye Cumhuriyetini hedef alan dış kaynaklı bir tezgahta maşa olduğunu anladım.”