Yine savcılar ve hakimler FETÖ ile mücadeleyi bıraktı MEDYAGÜNDEM’i susturma telaşına düştü.
MEDYAGUNDEM.COM- 5 gün once “Bir üniversitede neler oluyor” başlıklı bir haberle Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’ndeki FETÖ yapılanmasına dair bir haber yayınladık.
Haberimiz Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin jet hızındaki kararıyla erişime kapatıldı.
15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden sonra belli ki savcılar ve hakimler FETÖ ile mücadele edeceklerine MEDYAGÜNDEM’i susturma peşine düştü.
Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimi kim?
HSYK ve Adalet Bakanlığı açıklasın…
Böyle skandal olur mu?
FETÖ’nün pisliklerini açıklayan bu siteyle derdiniz nedir?
Hala FETÖ’cü yapılanmayı deşifre edemiyorsak bu ülkede, kim FETÖ’nün bittiğinden ya da FETÖ ile mücadeleden söz edebilir?
İşte mahkeme kararıyla erişime kapatılan haberimiz:
Bir üniversitedeki FETÖ faaliyetleri
Namık Kemal Üniversitesi yönetimi, paralel yapıya çanak tutan ve destek veren sayısız icraata imza atmaktadır.
Paralel yapıya verilen destekte Rektör Osman Şimşek, Edebiyat Fakültesi Dekanı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı’nın icraatları öne çıkmaktadır. (E. N. başka bir cemaate mensup olarak bilinse de paralel yapıyla ortak hareket etmektedir).
Bir yandan bu destek tüm şiddetiyle sürdürülürken, diğer yandan AK Partili yetkililer yanıltılmaya çalışılmakta, sanki paralel yapıya karşıymışlar gibi yanıltıcı söylemler kullanılmaktadır.
Dolayısıyla konunun bölge dışından gelecek, güvenilir ve dirayetli kimselerce ayrıntılı şekilde tetkik edilmesinde fayda vardır. Sağlıklı bir araştırma yapıldığı takdirde burada dikkat çekilen hususların tamamıyla gerçek oldukları görülecektir. Verdiğimiz bilgilerin teyidi bakımından devletimizin istihbarat birimlerine müracaat edilmesinin de katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz.
İlim Yayma Cemiyeti’yle bağlantılı bir kimse olarak tanıtılan Osman Şimşek’in rektörlüğü döneminde üniversitede ciddi anlamda kadrolaşan paralel yapı, etkinliğini 17-25 aralık darbe süreci sonrasında da yine aynı rektörün desteğiyle artırarak devam ettirmektedir.
Bu ciddi iddiaları çok bariz bazı örneklerle somutlaştırmak gerekirse;
1- Paralel yapıya ait olup şu an yönetimine kayyum atanmış bulunan Fatih Üniversitesinde daha önce 7 yıl öğretim görevlisi olarak çalışmış olan Elif Kıran;
– Önce 2013 yılında NKÜ Sosyoloji Bölümüne öğretim görevlisi olarak alınmıştır.
– Başka bir üniversitede doktorasını bitirir bitirmez, 2015’in ilk aylarında, rektörlük tarafından NKÜ Sosyoloji Bölümü’ne Yrd. Doç. kadrosuyla görevlendirilmiştir.
– Öğretim üyesi olarak göreve başlatılmasından sadece birkaç ay sonra (2015 yılının ilk aylarında) Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne Müdür Yardımcısı olarak atanmıştır. Üniversitede yüzlerce tecrübeli öğretim üyesi varken bu göreve daha doktorasını yeni bitirmiş, tecrübesiz ama paralel yapıyla bağlantılı bir kişinin atanması bir tesadüf ya da masum bir hata olamaz.
– Yine aynı kişi, öğretim üyesi olarak göreve başlamasından bir buçuk yıl sonra (27.06.2016 tarihinde) bölüm başkanının görevden istifası üzerine iki saat içinde Sosyoloji Bölümüne başkan olarak atanmıştır. Bölümde kendisinden akademik görev ve idarecilik tecrübesi bakımından daha önde, üstelik Bölüm Başkan Yardımcısı ve Anabilim Dalı Başkanı olan üç öğretim üyesi bulunmasına rağmen ve onların yazılı fikirleri de alınmadan yapılan bu atama; “Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği”nin 14. Maddesine açıkça aykırıdır.
Paralel yapıyla bağlantılı Elif Kıran’ı yetkilerle donatıp hızla yükseltme adına teamüller ve hatta resmi yönetmelikler pervasızca çiğnenmektedir. Böylece Tarih ve Coğrafya bölümlerinden sonra Sosyoloji Bölümü de Rektör Osman şimşek ve Dekan M. K. S. nezaretinde paralel yapı tarafından ele geçirilmiştir.
Rektör Osman Şimşek; Elif Kıran’ın paralel yapıyla bağlantısını kendisine soranlara “onlarla anlaşamadığı için üniversitelerinden ayrıldı” demektedir. Ancak bu beyan gerçekleri yansıtmamaktadır. Zira Elif Kıran, 08.01.2016 tarihinde Fatih Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda Doktora Tez Jürisine davet edilmiş ve bu daveti kabul etmiştir. Fatih Üniversitesi’ndeki bu tez jürisine; kendisi doktorasını bitireli henüz bir yıl olmuş ve jürisine gireceği alanla ilgili uzmanlığı da bulunmayan bu kişinin davet edilmesi elbette ki tesadüf değildir ve bu yapıyla bağlarının devam ettiğinin ispatıdır.
Paralel yapının üniversitesi, henüz başına kayyum atanmadığı tarihlerde Doktor ünvanlı akademisyenler üretmeye devam ederken Elif Kıran gibi kimselerden bu şekilde destek almıştır.
2- Paralel yapıya bağlılığı ve dolayısıyla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti hükümetine karşı şiddetli düşmanlığıyla tanınan basketbolcu Enes Kanter’in babası Prof. Dr. Mehmet Kanter, Medeniyet Üniversitesinde barınamayıp oradan ayrılınca 27 Ocak 2016’da NKÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne ataması yapılmıştır.
3- Paralel yapıya çok fanatik mensubiyetiyle bilinen H. K. Ç. isimli şahıs, İstanbul’da Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulu”nda Öğretim Görevlisi iken buradaki işine son verilince NKÜ Sosyal Bilimler Yüksekokulu’nda göreve başlamıştır.
Bu örneklerden de görüldüğü gibi, Namık Kemal Üniversitesi, diğer üniversitelerde barınamayan paralelciler için adeta sığınılacak bir liman haline getirilmiştir.
4- Üniversite bünyesinde 2015 yılının son aylarında kurulan “BALKAN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ” müdürlüğüne C. U. atanmıştır. C. U. üniversitenin Tarih Bölümü öğretim üyelerindendir, daha önce Fatih üniversitesinde görev yapmıştır ve paralel yapıya mensubiyeti rektör dahil herkesçe bilinen bir kişidir.
Kullanım alanı için dört oda tahsis edilen “BALKAN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ”, bünyesinde istihdam vb. olanakları da barındırmaktadır.
Uluslararası ilişkiler, siyasal bilgiler, sosyoloji, yabancı diller vb. birçok alanla ilişkili olması gereken böyle bir merkezin sadece üniversitede paralel yapının yoğunlaştığı Tarih bölümünün ve oradaki paralel bir öğretim üyesinin müdürlüğüne teslim edilmesi basite indirgenecek bir tutum olamaz.
5- Aynı şekilde; direk rektörlüğe bağlı olan “Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı” da paralel yapıyla bağlantılı V. E. tarafından (üç yıldan bu yana) yürütülmektedir.
6- Çeşitli branşlarda Profesör ve Doçent olan birçok öğretim üyesine uzun zaman kadro verilmeyip bu kişiler çoğu zaman bekletilirken, paralel yapıyla bağlantısı rektör dahil herkesçe çok iyi bilinen kişilerin kadroları hemen tahsis edilmektedir.
Örneğin kimya bölümünden Prof. Dr. T. Ş. Biyoloji bölümünden Doç. Dr. R. B. gibi kişiler Profesörlük ve Doçentlik kadrosu için bir yıldan fazla bekletilmiştir. Buna karşın paralel yapıyla bağlantılı oldukları herkesçe bilinen Tarih Bölümünden C. U. ve V. E. ile Coğrafya Bölümünden M. A.’nın Doçentlik kadroları hiç bekletilmeden verilmiştir.
7- İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Turquoise Sosyal Bilimler Kongresi”ne Fatih Üniversitesinden Doç. Dr. A. A. da katılmış ve 17.09.2015 tarihli oturumda yaptığı sunum içinde Ak Parti hükümetinin Balkan politikalarını eleştiren ifadeler kullanmıştır. Ancak Kocaeli Üniversitesinden Doç. Dr. İrfan Kaya Ülger tarafından kendisine gereken cevap verilmiştir.
Paralel yapı mensuplarının fırsat bulabildikleri her ortamda Ak Parti hükümetini eleştirdikleri zaten bilinen bir gerçektir. Burada üzerinde durulması gereken husus ise; bir devlet üniversitesince düzenlenen uluslararası bir kongreye paralel yapı üniversitesinden katılım imkanının sağlanarak burada hükümete karşı siyasi kara propaganda yapma imkanının onlara nasıl ve niçin sunulduğudur.
8- Paralel yapıyla bağları herkesçe bilinen (ve adları yukarıda da geçen) Doç. Dr. C. U. ve Doç. Dr. V. E. İlim Yayma Cemiyeti Tekirdağ şubesine getirilip burada kalan öğrencilere yönelik olarak kendilerine konuşma yaptırılmaktadır. Söz konusu şahıslar, NKÜ rektörü Osman Şimşek ve NKÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başmüdürü Fevzi Kıran’ın referansıyla İlim Yayma Cemiyeti gibi kurumların ortamlarına girip konuşma yapma imkanı bulabilmektedirler. (Fevzi Kıran, aynı zamanda yukarıda adı geçen Elif Kıran’ın babasıdır. Geçmişte Tekirdağ Belediye Başkanlığı yapmıştır. Günümüzde NKÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin müdürüdür. Paralel yapı/FETÖ ile ilişkilidir).
Not: Bu konularla ilgili olarak geçtiğimiz aylarda bazı yerel internet gazetelerinde peşpeşe haberler çıkmış, ardından AK Parti Tekirdağ milletvekilleri üniversiteye gelip rektör Osman Şimşek’le bir görüşme yapmıştır. Akabinde gazetelerdeki haberler kaldırılmış ve meselenin üzeri adeta örtülmüştür. Gazete haberlerinden kaldırılmayıp halen ulaşılabilenlerden bazılarının linkleri şöyledir:
http://www.tekirdag724.com/bir-garip-yapilanma
http://www.kanaltrak.com/rektorden-bir-atama-daha.html
http://www.tekirdag724.com/parmak-isirtiyor
Merhaba,
sizi yayın hayatınıza başladığınızdan beri takip ediyorum,fetöyle ilgili haber yaptığınız deşifre ettiğiniz ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı ortada,fetocu dedikleriniz ya yakalandı ya da kaçtı.
Benim amcam nku de prof. Hayati boyunca ne fötö bilir nede baska bir sey. Bunlarin okulunda dershaneleri ne gitmemistir. Ve gazete uyeligi bulunmamistir.ve bankalarinda hesabi olmamistir. Hic bir sekilde bunlarla baglantisi yoktur . Ve daha once amcam afyon koca tepe de bu yapilandirmadan kacip nku gelmis tir. Ve amcam suan rektorun iftira si yuzunden 20 gunu askindir. Tutuklu….
Olabildiğince Bilgi toplamak iyi. Sahadan bilgi toplanmalı. Bu bilgiler hemen işe yaramayabilir, vakti gelince çooook işe yarar. Her konuda her alanda bilgi lazım
Ne kadar kolay değilmi işimize gelene inanmamak aslında soru sormayı becerebilen bir toplum olsak ne çok soru var soracak ama sormak değil derdimiz öğrenmek hiç değil gerçekleri .bakın mesela bu insanlardan masum olanların emekleri ne olacak aileleri ne olacak bir kac kişinin söylemleri ile haber yapabiliyorsunuz yok ihbar mis mesela bu ihbarı yapan belkide bu kadrolara gözünü dikmiş les kargalaridir hiç aklınıza gelmiyorum bu sorular yada husumeti vardır ki biz toplum olarak çok seviyoruz les kargaligi yapmayı .tabi feto ile alakası olanlar cezasini çekecek masum olup aklaninca bu adlarını verdiğiniz kişiler bos mu duracak sizden hesap sormayacakmi hukuk önünde hak aramayacakmi sanıyorsunuz .hem hakim hem savcı olmuşsunuz sallayıp duruyorsunuz el insaf sizlerde vicdan yokmu başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz yada bu ülkeyi muz cumhuriyeti mi sanıyorsunuz hukuk illa er geç işleyecek o zaman bu insanların yüzüne nesil bakacaksınız size bu ihbarlari yapanlar fetocu çıkınca gazeteci kimliginiz den insanliginizdan utanmiyacakmisiniz yoksa kandirildik mi diyeceksiniz ben merk ediyorum kendinizi nasıl savunacaksiniz ama tekrar söylüyorum bilin ki adalet yerini bulacak allahın adaletinden sual hic olmaz bugün çıkmazsa yaptığınız haksızlık yarin çoluk cocugunuzdan çıkar bari bunu düşünün sallayıp karalamaktan vazgeçin yüce rabbim masumun yanındadır ve ahinida aheste aheste alır bu karalama haberlerinizle bir yere varamayacaksiniz allah fetonunde belasını versin fetocu olmayanlara fetocu diğerlerinde belasını versin yüce rabbim bunun için dua edicem
Sizi asil Türk toplumu için kullandığınız “les kargaları” ifadesinden dolayı kınıyorum. İşte sizin bu millete bu bakışla bu toplumun kurumlarında biryerlere gelmiş olmanız zihniyetinizi göstermektedir. Hakaret ettiğiniz bu toplumun vergileriyle kurulmuş kurumlardan maaşlarının adınıza yatar iken toplumun kendisine bu gözle bakarak ve bu yönde beyanat vermek… İşte budur vatan hainliği yazıklar olsun. Bugüne kadar asil Türkiye toplumu sayesinde aldığınız yediğiniz tüm haklar haram olsun.
Şimdi kalkmışlar yerimize göz dikenler bize iftira atıyor diyolar yalandan yere yine her zamanki gibi Allahı kendilerine şahit gösterip bu güne kadar masum insanlara yaptıkları zulümü onların sırtına basa basa o yere geldiklerini yine takiye yaparakmağdur edebiyatı yapıyorlar burdan sayın cumhur başkanı ma sesleniyorum bunların zulmünü bu memlekette nemrutu geçti firavundan daha kibirlilier en kısa sürede yetkililerin bu konuya müdahale etmesi dileğiyle…
Kalkmış diyorlar ki yerimizde gözü olanlar iftira atıyorlar o yerlere nasıl garibanların sırtına basarak haklarını sömürerek geldiklerini söylemiyorlar allah kitap diye her zaman ki gibi kendilerini gizleyip takiye yapıp mağdur edebiyatı yapıyorlar sayın cumhur başkanı mız bunları gördü artık kanmak yok bunların bu memlekette yaptıkları nemrutu geçti. Hele kibirleri firavunu aratır oldu artık bu şahısların dakika bile geçirmeden derhal görevden uzaklaştırılması ve gereken işlemleri yapılıp geçmişleri ince olarak araştırılmalı görev aldıkları sürece attıkları en küçük imzalar dahil gözden geçirilmelidir. Saygılar…
Dikkat edin masum olanlardan bahsediyo yazı olmayanlar zaten cezasini çekecek ya iftiraya ugrayanlar ne olacak diyor hem hakim hem savcı olmayın adalet yerini bulsun hukuk devletiyiz zaten devletimiz araştırıyor sizin söylemenize gerek yok siz istediginizi yazın işinize gelmeyenlerede takiye deyin onuda bu ülkenin savcı ve hakimleri anlar merak etmeyin güvenin devletimize hak yiyen çıksın ama yemeyenleride karalamaktan vazgeçin
Devletin asli unsuru vatandaşlar yani bizler bizler nasıl devletimizin bekası için o hain 15temmuz gecesinde sokağa dökülüp mücadele etmişsek şimdide bildiklerimizi ve asil Türk toplumu na “les kargaları” diyen zihniyetle mücadele edeceğiz. Bu ülkenin hangi hakimi savcısı adına karar verdiği Türk milletine hakaret eden zihniyet lehine karar verebilir. Bu millete makamı tehlikeye girince hakaret edebilen vasıfsız kişiler nasıl Türk yargısına Türk devletini makamları için kandırabilir artık o makam ve mevkilerde milletine devletine sadık bu ülkenin has evlatları gelecektir. Allah sayın cumhur başkanımızı başımızdan eksik etmesin. Reisle omuz omuza 2023e