Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu’nun “Aramızdalar…” başlıklı yazısı şöyle:
Geçen hafta yazdım, galiba tekrar tekrar yazmam gerekecek…
15 Temmuz’un üzerinden çok az bir süre geçmiş olmasına rağmen hem geleneksel medya hem de sosyal medya yoluyla FETÖ’nün bir terör örgütü olduğu unutturulmaya çalışılıyor.
Sinsice yapılıyor.
Hatta bazen “merhamet” kisvesine bürünmüş kalemlere veriliyor bu iş.
Yuh, diyebilirsiniz; pes artık, diye isyan edebilirsiniz ama böyle…
Son birkaç günde öyle gençlere rastladım ki, “FETÖ” derken sadece aşağılayıcı bir lakap kullandıklarını sanıyorlardı. “TÖ”nün ne olduğunu ya anlamamış ya da şimdiden unutmuşlardı.
Oysa sırtı uluslararası istihbarat örgütlerince sıvazlanan ve topunu, tüfeğini, tankını sızdığı devletten edinen, şantaj ve tehditle büyüyen bir örgütten…
Bölgemizdeki diğer terör gruplarına akıl ve lojistik destek veren bir örgütten bahsediyoruz.
***
Malum, bu terör örgütünün itikadi özelliği; bir tür “uyduruk din” (Batılıların “cult” dediği şey) tarafı var ki, işleri iyice sarpa sardıran şey o!
Ordu içindeki mensuplarına “lojmanda kapıya kasten içki şişesi çöpü bırak ki, bizden olduğun anlaşılmasın” diyen bir yapı bu mesela…
Sivil bürokrasideki, yargıdaki bağlılarına “cumalara katılma, amirlerinle gezmeye git” diyen bir yapı…
Bunu da daha 80’lerden itibaren uygulamaya başlıyorlar.
Aldatmaktan, saklanmaktan, takiyye yapmaktan çok öte bir şeyle karşı karşıyayız.
Hayatı yalan olmak bu!
Beklenen (onlara göre tek hakiki) gün için bütün hayat yalan olabiliyor.
Böyle mesihçi bir zihniyetin her yerde, hemen hepimizin yanı başında kendine yer bulmamış olması mümkün mü?
Hiç şüpheniz olmasın, hâlâ aramızdalar.
***
O yüzden hiçbir kurum, şirket, cemaat ve siyasi parti bu terör örgütü ve uyduruk din mensuplarından arınmış olduğunu iddiaya heves etmesin.
Neden?
Çünkü sizden biri gibi oralardalar zaten.
Berbat bir şey değil mi?
Neyse ki, elleri ayakları dolanıyor, ne yapıp edip açık veriyorlar.
Mesela çok AK Partili gözüküyorlar ama hep bir punduna getirip Erdoğan’a mesafe koyma, alttan alta burun kıvırma halleri içindeler…
Mesela çok Türkiye sevdalısı görünüyorlar ama bir bakıyorsunuz, nerede bir ateş var, benzinle koşuyorlar; nerede panik yaratacak söylenti var, bunların yüzleri gülmeye başlıyor.
Neyse ki, bu hallerini millet anladı, fark ediyor.
Yine de işin çok başındayız.
15 Temmuz’da büyük bir badireyi atlattık ama bu pislikten bizi kurtaracak merdivenin sadece bir üst basamağındayız.
Ağır ağır tırmanacağız!