Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu bugün çarpıcı bir yazıyla Cumhuriyet gazetesinin nasıl Fetocu terör örgütünün safına geçtiğinin perde arkasına dair önemli detayları yazdı. Cumhuriyet gazetesine Maliye tarafından başlatılan vergi incelemesi için gazete bugün “Gazetemize baskı” dedi. Ancak Karahasanoğlu Cumhuriyet’e 2010 yılındaki vergi denetimiyle nasıl Gülen örgütünün çöktüğünü gündeme getirdi. İşte “Akın itiraf etti: Gülen ile Cumhuriyet nasıl kanka oldu!” başlıklı yazı:
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Adliyesinden sonra sıra maliyesinde; cihat açtılar sanki, buyurun bekleriz” açıklaması yapmış.
Ardından da..
Benim ve birçok kişinin merak ettiği..
Tahmin etsek de..
Cevabını bulamadığımız “soru”nun somut delilini sunmuş!
Önce merak edilen “soru”yu hatırlatalım:
40 yıldır Fetullah Gülen düşmanı olan Cumhuriyet gazetesi..
Ne oldu da, son iki yıldır, Fetullah Gülenci oldu?
•
1989’da Cuma dergisini çıkarmaya başladığımızda..
Derginin avukatlığını da yapıyordum..
Ben Cuma dergisi için açılan davaların duruşmasını beklerken..
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunun kapısında asılı listede.. (Cuma dergisinin dosyaları hariç) Neredeyse listenin başından sonuna kadar “Müşteki Fetullah Gülen, sanık Cumhuriyet gazetesi sorumlu yazıişleri müdürü” yazılı olduğunun bire bir şahidiyim..
Sadece ben değil.
Arşivler..
Mahkeme dosyaları..
Herkes buna şahit.
İyi de..
Şimdi ne oldu da..
Cumhuriyet gazetesi ile Gülen, kanka oldular?
Hikmet Çetinkaya.. Cumhuriyet gazetesinin köşesinde yazdıkları yetmiyormuş gibi.. Bir de kitaplarla Gülen aleyhine en ağır hakaretleri yapıyor iken..
Şimdi ne olmuştu da.. Köşesinde Gülen’e toz kondurmuyor?. Gülen ile kol kola, Tayyip Erdoğan’a saldırıyordu?
•
Sorunun cevabını, Akın Atalay kardeşimiz sağolsun.. Dün çok güzel bir şekilde.. Delili ile birlikte kamuoyuna açıklamış.
Meğerse, “Cumhuriyet gazetesinin 2010 yılı vergi hesapları”, 2013 yılında uzun uzun incelenmiş..
İncelenmiş ama…
Bir şekilde..
Küçük notlarla kapatılmış.
Şimdi o inceleme dosyası, yeniden açılıyormuş!
Konuyu çaktınız değil mi?
Nasıl ki 2007’de Maliye-SSK müfettişleri, Kanaltürk’e gittiler..
Tuncay Özkan’ın önüne tabloyu koydular..
Tuncay Özkan da..
Tabloyu koyanların isteği üzerine..
Kanaltürk’ü, Gülen’in Akın İpek’ine sattı..
Hak ettiği o astronomik cezaları ödemekten kurtuldu..
Aynı prosedür, 2013’te de..
Cumhuriyet gazetesinin başına gelmiş.
İnceleme yapılmış.
Sonra bir rapor hazırlanmış.
Şimdilik raporu göremedik.
Ama Akın beyin imasına göre, “Biz o raporda, işi halletmiştik. Gülen ile anlaşmış, küçük küçük tespitlerle, kaçakları örtbas etmiştik.. Şimdi aynı dönemi, niye incelemeye alıyorsunuz ki? Devlette süreklilik esastır. O tarihte bir rapor verilmiş. Artık niye bunu kurcalıyorsunuz ki?” diyor..
•
Niye kurcalamasınlar Akın kardeş?
Sen, gazeten hakkında rapor hazırlanırken..
Karşılıklı pazarlıklar sonucu.
Cumhuriyet’in yönetiminin değişmesi karşılığında.
Gülen aleyhtarı yayınların durdurulması.. Hatta Gülen lehine bir yayın çizgisi izlenmesi karşılığında..O rapora son hali, “Gülen-Cumhuriyet anlaşması” sonucu verilmiş ise..
Şimdi “suç kardeşleri”, birlikte niye incelenmesinler?
Bakalım, hangi kaçaklar görmezden gelinmiş.
Kim görmezden gelmiş?
Görmezden gelen şimdi nerede imiş?
Ne karşılığında görmezden gelinmiş?
Anlaşma nasıl hayata geçirilmiş?
Anlaşmaya taraflar hangi oranda sadık kalmışlar..
Hepsi ortaya dökülecek..
Niye kızıyorsun, Akın kardeş?
•
Bak Akın kardeş..
“Basın özgürlüğü” diyorsunuz ya..
“Can Dündar’ın tutuklanması, basın özgürlüğünü engellemedir”diyorsunuz ya..
2013’teki o rapor..
Eminim, bize Can Dündar’ın Cumhuriyet’e getiriliş hikayesinin delillerini de sunacak.
Can’ı kim istemiş.
Önceki genel yayın yönetmeni nasıl yollanmış?
Hikmet Çetinkaya’dan..
Diğerlerine kadar..
Azılı Gülen düşmanları..
Nasıl “Gülen sempatizanı” olmuşlar..
Bu raporun ayrıntıları ile..
Ortaya çıkacaktır..
Nasıl böylesine emin konuşuyorum?
Kanaltürk’ün başına gelen… Aynısı çünkü..
Aydın Doğan’ın başına gelen, bu çünkü!
Turgay Ciner’in başına gelen aynısı..
Mustafa Süzer’in başına gelen aynısı..
Sayın, sayabildiğiniz kadar..
•
Hepsini yazmaya yerimiz yok.
Aydın Doğan’ı özetleyeyim.
Gülen müfettişleri, önce, “kağıt üçkağıdı”nı tesbit ettiler..
Aydın Doğan bir bocaladı..
Direnecekti..
Başaramadı..
Sonunda anlaşmaya karar verdi.
Fetullah Gülen’in avukatını, avukat tuttu..
Gülen ile anlaştı..
Beraat etti..
O gün bugün, Gülen aleyhine ciddi bir haber yapmadı, yapamadı..
Kağıt üçkağıdı, hâlâ Yargıtay’da, belini kurtaramadı..
Cumhuriyet bu işlerde tecrübeli..
Başına gelecekleri hemen anlamış.
Pazarlığı erken bitirmiş.
Diğerleri ile arasındaki fark, bu..
Ama görüyorsunuz işte.
“Kapandı” sanılan defterler..
Şimdi yeniden açılıyor..
Sadece defterler değil..
“Basın özgürlüğü” diyenlerin..
Gerçek yüzleri de, açılıyor!
(ALİ KARAHASANOĞLU/YENİ AKİT)