Liberal Düşünce Topluluğu Başkanı Atilla Yayla bugünkü yazısında Reza Zarrap’ın ABD’de tutuklanmasının hukuki ve siyasi arka planını yazdı. Zarrab’ın ABD’de hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmasının ibret verici olduğunun altını çizen Yayla, “Artık 17/25 Aralık darbe teşebbüsünün arkasında ABD’nin olduğundan daha eminiz” dedi.
İŞTE ATİLLA YAYLA’NIN BUGÜNKÜ YAZISINDAN BAZI BAŞLIKLAR
ABD’NİN BU HAMLESİ HUKUKİ DEĞİL TAMAMEN SİYASİ
Amerikalı savcının Zarrab’ı gözaltına aldırması birkaç açıdan ibret verici. Uzun vadede en önemlisi, her an karşı karşıya olduğumuz- olabileceğimiz yolsuzluk iddialarıyla değil, hukuk-siyaset ilişkisiyle ilgili. Yapılan, şüphesiz, hukukî görünümlü siyasî bir hamle. Savcı zaten idarenin şemsiyesi altında. Şüphesiz, bu tür adımlar atan tek ülke ABD’dir demek saçma olur. Türkiye dâhil her ülkede bunun örnekleriyle karşılaşmak mümkün. Ancak, ABD bu bakımdan en cüretkâr olan güç. Bu bize, hukukun siyasetten tamamen arınabileceği iddiasının doğru olmadığını gösteriyor. Hukuk siyasetle iç içe ve kimi durumlarda siyasetin aracı.
ZARRAB’A YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR EVRENSEL HUKUKA GÖRE SUÇ DEĞİL
Naif hukukçular ve felsefeciler dünyanın ilkeler üzerinde durduğunu-döndüğünü veya öyle olması gerektiğini zannededursun, gerçek dünyada beşerî ve kurumsal aktörlerin belli katmanları hem ulusal hem uluslararası ölçekte menfaat ilişkileri ve güç kavgaları tarafından şekillendiriliyor. Zarrab’a yönelik suçlamaların çoğu, insanlık tarihinin derinliklerinden gelen evrensel hukukun kurallarıyla suç kabul edilen şeyler değil. Baskın bir gücün, yani ABD’nin konjonktürel pozisyonuna ve tercihlerine dayanan keyfî takdiriyle suç ilân ettiği ekonomik faaliyetler.
ABD’DE SİYASET HUKUKU BÖYLE KULLANIYOR!
ABD’nin Zarrab’a yönelttiği suçlamalar siyasetin hukuku nasıl kullandığını açıkça sergiliyor. Suçlamalar esas itibariyle ABD’nin ambargo uyguladığı İran ile ticaret yapılmasına, böylece ambargonun delinmesine ve ‘Amerikan menfaatlerine zarar verilmesine’ ilişkin. Demek ki dünyadaki herkes Amerikan menfaatlerine zarar vermemekle mükellef! Amerikan menfaatlerini ABD belirlediğine göre global –hatta bazen yerel- ölçekte ekonomik faaliyet yürüten herkes ve her şirket bir gün bu tür suçlamalarla karşılaşabilir. ABD liberal demokrat bir ülke, bu yüzden baskıcı ülkelere karşı tedbir alabilir, ambargo uygulayabilir açıklaması hiç de ikna edici görünmüyor. Zira ABD bu bakımdan tutarlı bir sicile sahip değil. Yıllarca G. Kore’deki diktatörlükle işbirliği yaptı. Dünyanın en kötü diktatörlüklerinden biri olan S. Arabistan hâlâ ABD’nin en iyi müttefiklerinden. Mısır’daki Sisi darbesi ABD tarafından desteklendi.
17/25 ARALIK DARBESİNİN ARKASINDA ABD OLDUĞUNA ARTIK EMİNİZ
Zarrab’ın İran’la ticaret üzerinden geliştirilen suçlamalarla gözaltına alınması Türkiye’deki 17/25 Aralık operasyonlarının mahiyetine de ışık tutuyor. 17/25 Aralık seçilmiş hükümete karşı bürokratik darbe teşebbüsüydü. Hukuk bürokratları atakta başrolü oynadı. Her şey merkezi ABD’de olan bir yapılanma tarafından tezgâhlandı. ABD’nin izni, onayı olmadan böyle bir işe girişilemezdi. Bu darbe teşebbüsüne kılıf ve meşruiyet aracı olması amacıyla bir paket hazırlandı. Paketin en önemli parçalarından biri Halk Bankası’na yönelik, İran ile ticareti kesmeyi amaçlayan operasyondu. Artık 17/25 Aralık’ın ABD güdümlü bir darbe teşebbüsü olduğundan daha eminiz.
Atilla Yayla/Yeni Yüzyıl