Fatih Çelik, 3 yıl önce İzmir Metrosu’nda anahtarlık şeklindeki gizli kamerayla kadınların etek altı görüntülerini çekerken yakalandı. Polis, Çelik’in üzerindeki kameranın flaş belleği ile diz üstü bilgisayarında dershane öğrencilerinin gizlice çekilmiş etek altı görüntülerini buldu. Çelik’in, Paralel Yapı bünyesindeki Körfez Dershaneleri’nde öğretmen olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine cemaatin ileri gelenlerinin harekete geçtiği öne sürüldü. Paralel polisler Çelik’in üzerinde bulunan bilgisayar ve flaş belleği temizledi. Zanlıyı ilk gözaltına alan polislerin yazdığı tutanak da sahte imzalarla değiştirildi. Fatih Çelik bu sayede serbest kaldı ve Tunceli Üniversitesi’ne atandı. Ancak yeni bir ihbar üzerine konuyu tekrar araştıran İzmir Emniyeti, Çelik ile suçu gizleyen emniyetçiler Özgür Duman, C.Y. ve 4 polisi gözaltına aldı. İşte Fetullahçı sapığa dair haber bugün Hürriyet’in de manşetinde yer aldı. Ama Hürriyet haberinde ne paralel yapıdan, ne Gülen örgütünden söz etti. İŞte Hürriyet’in haberi:
Üç yıl önce İzmir’de bir öğretmenin genç bir kızın etek altı görüntüsünü çektiği iddiasıyla açılıp ‘örtülen’ dosya dün tekrar açıldı. O öğretmen ve delilleri yok ederek onu serbest bıraktırdıkları iddia edilen, biri dönemin Asayiş Şube Müdürü, 7 polis gözaltına alındı.
İzmir’de 2012 yılında metro istasyonunda üniversiteli genç bir kızın etek altı görüntülerini çektiği iddiasıyla yakalanan dershane öğretmeni F.Ç.’nin bilgisayarında bulunan yüzlerce suç delillini sahte tutanak düzenleyip yok ederek serbest kalmasını sağladıkları iddia edilen İzmir eski Asayiş Şube Müdürü Özgür Duman’ın da aralarında bulunduğu 7 polis gözaltına alındı. Soruşturmada, şu anda Tunceli Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan F.Ç. de Tunceli’de gözaltına alındı.
‘ABİLER’ DEVREDE
İzmir’de bir dershanede kimya öğretmeni olan ve o dönem Ege Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi gören F.Ç., iddiaya göre, 26 Temmuz 2012’de araba anahtarı şeklindeki gizli kamerayla, Bornova İstasyonu’nda Ege Üniversitesi öğrencisi M.Ş.U.’nun etek altı görüntülerini çekti.
Durumu fark eden başka bir üniversiteli, F.Ç.’ye müdahale etti. Çıkan kavga sonrası F.Ç. gözaltına alındı. Kamera ve evindeki bilgisayarına el konulan F.Ç. İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.
İddialara göre, hatırlı kişilerden emniyete telefonlar yağdı ve ardından delil olarak toplanan bilgisayar ve kameradaki fotoğraflar bir anda ‘ortadan yok oldu’, tutanaklar değiştirildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na çıkartılan F.Ç., serbest kaldı. İlerleyen günlerde hakkında açılan özel hayatın gizliliğini ihlal soruşturması için de takipsizlik kararı verildi. Kararda, olayın mağduru üniversite öğrencisi M.Ş.U.’nun görüntülerinin bulunamadığına dikkat çekildi.
Olaydan 3 yıl sonra, yani 2015’te, o dönem İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü’nde görevli 3 polis, kimya öğretmeni F.Ç.’nin gözaltına alınması ve ardından serbest bırakılmasına kadar giden süreci itiraf ettiler.
DELİLLER YOK EDİLDİ
Bu polislerin iddiasına göre, anahtarlık kamera ve bilgisayardaki deliller yok edilmiş, sahte tutanaklar düzenlenmiş, olay örtbas edilmiş, F.Ç. de böylece ‘kurtarılmıştı’. Bu itiraflar üzerine, kamera ile etek altı görüntüleri kaydedildiği iddia edilen genç kız ile F.Ç’nin yakalanmasını sağlayan öğrencinin ifadeleri, bir kez daha alındı.
BİR DE KOMİSER VAR
Bunun üzerine dün İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı ile dönemin İzmir Asayiş Şube Müdürü Özgür Duman (şu anda İzmir Emniyet Müdürlüğü Ulaştırma Şube Müdürü), emniyet amiri Nazmi Muslu, komiser Salih Cüneyt Yurdakul ile birlikte 4 polis memuru gözaltına alındı.
Şu anda Tunceli Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan evli ve 1 çocuk babası F.Ç.’nin de evine dün sabah saatlerinde baskın düzenlendi. F.Ç.’nin evinde arama yapıldı ve bilgisayarının imajları alındı.
İyide Hürriyet bu haberi ne amaçla yapmış olabilir ki? Sizce de enteresan değil mi? Bunun devamı nasıl olabilir? Bir sürü soruya muhtaç çok tehlikeli veya uyanıkça yapılmış bir algı operasyonunun başlangıcı olamaz mı? Ethem Sarısülük’ün silahlı resimleriyle nasıl ters köşe yapıldığını unutmayalım. Hiç sevmedim bu olayı, devamını merak ediyorum, bakalım bizim medya bunu Hürriyetin istediği gibi algılayabilecek mi, diye düşünüyorum.