Rus medyası için bir makale yazan Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin NATO’ya ait İncirlik Üssü’nden koordine edildiğini belirtti.
Binali Yıldırım, “Gülen hâlâ ABD’nin koruması altında bulunurken örgütü, Avrupa Birliği’nden destek görmeye devam ediyor. Ağın üyeleri Türkiye’nin yargı organlarına, okullarına ve üniversitelerine, ülkenin güneyinde bulunan ve darbenin koordine edildiği NATO’ya ait İncirlik’teki hava üssüne sızdı” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Rus haber ajansı Tass için kaleme aldığı makalede, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi ile Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Başbakanlık Basın Merkezi’nden de yayımlanan makalede Türkiye’nin 15 Temmuz’da darbe girişimine maruz kaldığını belirten Yıldırım şöyle devam etti:
“Fetullah Gülen tarafından kurulan ve kontrol edilen, yurt dışından idare edilen bir ağın üyeleri olan, hedefleri tamamen karanlık olan isyancılar yüksek rütbeli askerler olarak Türk ordusuna sızdırılmıştı. Gülen hâlâ ABD’nin koruması altında bulunurken örgütü, Avrupa Birliği’nden destek görmeye devam ediyor.”
NATO’YA AİT İNCİRLİK ÜSSÜ’NDE…
“Cuntaya katılan subaylar Gülen ağına üye olduklarını teyit etti” diyen Yıldırım, NATO’nun da işin içinde olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Olaylar, Gülencilerin ‘Paralel bir devlet’ ağı kurarak Türkiye’deki stratejik bakımdan önemli mevkilere sızmayı başardıklarına işaret ediyor. Ağın üyeleri Türkiye’nin yargı organlarına, okullarına ve üniversitelerine, ülkenin güneyinde bulunan ve darbenin koordine edildiği NATO’ya ait İncirlik’teki hava üssüne sızdı. İlişkilerimizdeki zorlu dönemden sonra Rusya, darbe sırasında yardım teklif eden ilk ülkeler arasındaydı. Bu Türkiye’de unutulmayacaktır. Ancak Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin tam manasıyla normalleşmesini istememizin tek sebebi bu değil. Birçok konuda ülkelerimizin menfaati örtüşüyor. Bunların en önemlisi, farklı şekillerde karşımıza çıkan terörizm ile mücadelede uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesidir. Bölgede siyasi istikrarın sağlanması için yeni konseptler bulmamız gerekiyor.”