Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde esnaf ve vatandaşları ağırladığı iftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gıda, sağlık, konut gibi temel ihtiyaçlara kadar her alanda Gazze’ye yardım ulaştırılabilecek. Bayram öncesi 14 tonluk gemiyle inşallah Mersin’den yola çıkmak suretiyle Gazze’ye ulaştıracağız. Cuma günü az önce söylediğim gemi yola çıkıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde esnaf ve vatandaşları ağırladığı iftar programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Cumhurbaşkanlığı makamı 10 Ağustos 2014 tarihinden beri milletin makamıdır, Cumhurbaşkanlığı da doğrudan milletin evidir. Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’nden Beştepe Külliyesi’ne taşınmasının asıl sebebi işte budur. Çankaya Köşkü sadece bir kişiye göre tasarlanmış bir mekandır. Orada böyle geniş toplantılar yapma imkanı yoktu, halbuki biz burada her ay en az birkaç defa muhtarlarımızla, iş adamlarımızla, gençlerimizle velhasıl milletimizle buluştuğumuz toplantılar gerçekleştiriyoruz.
14 bin tonluk gemi gidiyor
Gıda, sağlık, konut gibi temel ihtiyaçlara kadar her alanda Gazze’ye Türkiye aracılığıyla yardım ulaştırılabilecek. Bu bayram öncesi 14 bin tonluk gemiyle gıda, giyim eşyası, ayakkabı bu tür şeyleri inşallah Mersin’den yola çıkmak suretiyle Gazze’ye ulaştıracağız. Biz bugüne kadar ne Filistinlilerin hak ve hukukuna halel getirecek hiçbir şartı asla kabul etmedik, etmeyiz. Gazze’deki Filistinlilere nefes aldıracak adımları inşallah süratle atacağız. Cuma günü az önce söylediğim gemi yola çıkıyor. İnşallah bu yardımların Gazze’ye teslim edilmesiyle Filistinli kardeşlerimiz ikinci bir bayramı yaşayacaklar. Bu işleri Filistinli kardeşlerimizle, Haild Meşal ve Mahmut Abbas ile görüşerek yaptık. Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmanın iki ülke ve Filistin için hayırlara vesile olmasını diliyorum, ekonomik ilişkiler de çok farklı bir şekilde gelişmeye başlayacaktır. Sayın Obama başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.
İsrail’e sunduğumuz şartlar kabul edildi
2010 yılında Mavi Marmara’nın basılıp 10 vatandaşımızın şehit edilmesi hadisesinin ardından İsrail ile sorunlu bir döneme girmiştik. İki ülke arasındaki ilişkileri düzeltmek için ABD başta olmak üzere hep girişimler oldu. Biz en başından beri 3 şartın yerine gelmesi gerekir dedim. Bunun 1.’si, İsrail bu eyleminden dolayı Türkiye’den resmen özür dilemelidir demiştim. 2013 yılında ABD Başkanı sayın Obama şahitliğinde İsrail Başbakanı bu özrü şahsen bana ifade etti. 2. şartımız İsrail’in, masumların ailelerine tazminat ödemesiydi. Bu şart da 20 milyon dolar olarak rakamın kesinleştirilmesiyle yerine getirilmiş oldu. 3. şartımız Mavi Marmara şehitlerinin amacı olan, bu uğurda canlarını verdikleri Gazze’de yaşayan Filistinlilerin hayat şartlarının iyileştirilmesi noktasında ablukanın kaldırılmasıydı. Ya dedik limana bir elektrik enerjisi verilen gemi yerleştirelim, veya orada Almanların işlettiği santral var oradan elektrik, ve bunun da bütün şebekelerini biz Türkiye olarak yenileyeceğiz. Şimdi bu da kabul edildi
Parlamenter sistem patinaj yapıyor
Anayasa’ya aykırı hiçbir fiilimiz söz konusu değildir. Bununla birlikte mevcut durumun Anayasa’da tarif edildiğini söyleyebilmek de çok mümkün değildir. Aynı siyasi gelenekten geldiğimiz bir hükümet iş başında bulunduğu için, yakın mesai içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yarın farklı anlayışlarda bir cumhurbaşkanı ve hükümetin iş başına gelmesi durumunda herhalde işler bu kadar kolay yürümeyecektir. Bu yeni yol, bizi yeni anayasa ile birlikte yeni yönetim sistemini tartışmaya zorluyor. Her alanda değişen, dönüşen, ileri giden Türkiye’nin bu konuda kısır tartışmalar içine hapsolmasını kabul edemeyiz. Dünyanın en ileri ülkelerine bakın, başkanlık sistemiyle yönetiyor. Parlamenter demokrasiyle geldiğimiz yer belli. Şimdi patinajdayız, bu patinajı aşmamız lazım.
Bizim tek devletimiz var
Bu vatanı biz asla böldürtmeyiz. Şu ana kadar 700 kadar şehit verdik ama 8 bine yakın da teröristi etkisiz hale getirdik. Devlet içinde devlet olmaz. Ne demiştik, ininize gireceğiz. Ve girdik. Aileleri böldüler, milleti böldüler, anneyi evladından ayırdılar ve şimdi bak güvenlik güçlerimiz hepsini tek tek topluyor. Bizim tek devletimiz var, o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir, başka yok.
Katliama ortak olanlar hesabını verecek
Koskoca AB, bizdeki mevcuda göre çok küçük sayılabilecek mültecinin yol açtığı krizi bile yönetemedi. Bizim tekliflerimiz kabul edilip, destek verilseydi bugün bölgede durum çok farklı olacaktı. Suriye’de bu katliama ortak olan herkes eninde sonunda hesabını verecektir. .