Sözcü gazetesi bugün yine şaşırtan manşetlerinden birini atarak, FETÖ ile PKK ilişkisine dair bomba bir habere yer verdi. İşte o haber…
Hasan Atilla Uğur, “FETÖ ile PKK arasında yıllar öncesine dayanan bir ilişki var. Çünkü kuruluşları aynı elden” dedi ve teröristlerin işbirliğine şu örneği verdi: 16 Temmuz günü, Avrupa’daki bir FETÖ üst düzeyi, Kandil’le görüşme yapıyor. Ve diyor ki, ‘Yakın, yıkın’ Karşı taraftaki ses ise Cemil Bayık’ın. ‘Gereğini yapacağız’ diyor.
Emekli Albay Hasan Atilla Uğur’u, Türkiye teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonra sorgusunu yapan ilk kişi olarak tanıdı!… Türk Silahlı Kuvvetleri’nde önemli görevlerde bulundu. Sadece PKK ile değil, ülkeyi kana bulamak isteyen tüm terör örgütleriyle mücadele etti. FETÖ ile mücadelesi ise Jandarma İstihbarat’ın başında olduğu dönemde, 2002’de başladı. Sonrası kumpas davaları… Bu kez mücadelesini siyaset alanına taşıdı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Hasan Atilla Uğur’la, FETÖ’yü, nasıl kurulduğunu ve PKK ile olan bağlantısını konuştuk… İşte anlattıkları:
ÖMRÜNÜ TERÖRLE MÜCADELEYE ADADI
Emekli Jandarma Albay Hasan Atilla Uğur, ömrünü terörle mücadeleye adadı. Yüzlerce kez teröristlerle çatışmaya girdi. Uğur, yaşanan süreçle ilgili tespitlerini Özlem Gürses’e anlattı.
BİR BENZERİ DAHA YOK
– FETÖ nedir?
FETÖ, Amerikan yapılanması içinde, 1984’ten beri gelen bir örgüt. Ne istiyor FETÖ? Kaos. Bir kaos ortamı yaşansın, millet birbirini vursun. İşgal edilsin Türkiye. Bölünsün. Meclisimize bomba atacak kadar, millete mermi sıkacak kadar alçak bir örgüt! Dünyada bir benzeri yok.
– Peki neden Fetullah’ı seçti Amerika, Menzil var, İsmailağa var?
Bunda en büyük etken Fetullah Gülen’in kullanılabilecek bir hırsa sahip olmasıdır. Aynı durum Abdullah Öcalan için geçerlidir. Öyle bir hırs ki bu, Gülen diğer cemaatlerin de tümüyle kavgalıdır.
– FETÖ ve PKK arasında bir ilişki var mı?
Var ve yıllar öncesine dayanıyor bu işbirliği. Bir kere kuruluşunuz aynı elden ise mutlaka işbirliği yapmanızı sağlamıştır, sağlayacaktır.
GÜLEN’İ ORTAK GÖRÜYOR
– PKK’yı kim kurdu, Abdullah Öcalan değil mi?
Abdullah Öcalan da, Fetullah Gülen gibi bir figür. Amerika ve İngiltere tarafından kullanılan kuklalar bunlar. Öcalan bundan 10 ay önce Almanya’da çıkan “İmralı Notları” kitabında Selahattin Demirtaş’la bir konuşmasını anlatıyor. Demirtaş, “Sayın Başkanım, hocaefendi bizimle görüşmek istiyor, ABD’ye davet ediyor” diyor. Öcalan da “Fetullah hocaefendiyi en iyi ben anlarım, onlar bizim Ortadoğu’daki stratejik ortağımız” yanıtını veriyor. İkincisi, 16 Temmuz günü, yani, darbeden 1 gün sonra, Avrupa’daki bir FETÖ üst düzeyi Kandil’le görüşme yapıyor uydu telefonuyla. Ve diyor ki “Elimizi kuvvetlendirin, yakın, yıkın” diyor.
– Nereden biliyorsunuz bunu?
Çok iyi biliyorum. Kulağımla duydum bu konuşmayı bizzat. Ama kaynağımı söylemek durumunda değilim. “Elimizi kuvvetlendirin” diyor, karşı taraftaki de, sesinden tanıdığım muhtemelen Cemil Bayık “Biz gereğini yapacağız, sizden de çok sıkışan arkadaşlarımız varsa, Avrupa’daki birimlerimize sığınabilirler” yanıtını veriyor. Güneydoğu’da, Diyarbakır Sur’da, Şırnak Cizre’de yapılan operasyonlarda FETÖ’cü polisler, askerler teröristlere bilgi verdiler, o nedenle sürekli şehit verdik. Tıpkı PKK gibi FETÖ’nün de eli kanlıdır.
– Temizlendi mi bunlar?
Hayır, olur mu? FETÖ’nün uyuyan hücreleri var her yerde. Önümüzdeki günlerde PKK ve IŞİD yoluyla yine bombalar patlatılacak. Ciddi suikast girişimlerinde bulunacaklar.
– 15 Temmuz gecesi İmralı’da neler olmuş, hiç bilginiz var mı?
FETÖ asla Apo’ya zarar vermez. Tam tersi mümkündü ama, Apo’yu alırlardı oradan. Darbe girişimi başarılı olsaydı PKK eylem de yapmayacaktı.
– Siz 8 ay sorguladınız kendisini, Apo ne istiyor?
Apo’nun yıllardır kendisine verilmiş bir görevi var, Kürtlükle, Kürdistan’la filan asla alakası yok, bunu bilelim. Bana kendisi sorguda söyledi, “Beni kullanın, devletimin ben eriyim” dedi. Bunun sebebi kendi canını kurtarmak. Köylü kurnazı. Biz, 2002’ye kadar olan süreçte Türkiye Devleti olarak Apo’yu kullandık, doğrusu da buydu. Önümüzdeki günlerde Apo yeniden kullanılabilir. Ama bu geçmişte olduğu gibi masaya oturup “Sayın Başkan, sizi çok takdir ediyoruz…” filan diyerek olmaz.
TEK DERDİ KENDİ CANI
– Ne istiyor peki Apo, bu pazarlığın amacı ne?
Abdullah Öcalan’ın bütün meselesi, Ortadoğu’da Amerikan çıkarlarına hizmet etmektir. Amacı Türkiye bölünsün, kaos olsun, Türkiye kaynaklarını PKK’ya harcasın…
– Apo, PKK kurulurken bunu istiyordu. Bugün TC ile yaptığı pazarlığın konusu ne?
Kendi canını kurtarmak, kendi rahatını temin etmek ister elbette. Ama onun dışında Amerika’nın kendisine verdiği görevleri de bitirmek istiyor, onlar bitmedi daha. Siz taşeronsanız, aldığınız ihaleyi sonuna kadar götürmezseniz, size ödeme yapmazlar. Olay bu. Öcalan’ı çok yakın tanıyorum ben, sabah söylediğini akşam inkar eden bir karakter.
MİT içinde halen kripto FETÖ’cü var
– Türk kamuoyu MİT’e ne kadar güvenebilir?
MİT’te son aldığım bilgilere göre, çok yeni bir yeniden yapılanma gerçekleşecek. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir istihbarat birimi, ben geliyorum diyen bir darbeyi haber almamış olamaz. Yok. Hakan Fidan öğlen öğrendi de, geçiniz onları. Günler, aylar öncesinden bu istihbarat teşkilatı bunu haber almıştır. MİT içinde de yuvalandıkları için FETÖ’nün kriptoları, hiçbir yere sızma olmadı. Kediye ciğeri emanet ediyorsunuz. O yüzden MİT içinde mutlaka bir yeniden yapılanmaya gidilmeli, gidileceğini biliyorum. Şu an yüzde 100 güvenebileceğimiz bir kurum diyemem.
– TSK?
TSK içinde kısmen bir temizlik yapıldı. Hala kendini gizleyenler de vardır. Ama Fırat Kalkanı operasyonu yapabilmiş bir TSK’ya Türk Milletinin güvenmesi gerekir. Türk medyası da bugün her zamankinden daha fazla TSK’nın yanında olmalı.
– Emniyet?
Emniyet Teşkilatı içerisinde halen FETÖ ile mücadele ediyoruz görünümünde FETÖ’cüler var. Bu çok önemlidir. Kendilerini bu şekilde gizliyorlar.
Özkök’ü uyardım, ‘Alnı secde edenlerle ne uğraşıyorsun’ dedi
– Siz Jandarma Albaysınız, ne zaman fark ettiniz bu yapılanmayı?
2002 yılında. O dönem Emniyet’te Adil Serdar Saçan bir dosya hazırladı. Biz Saçan’la 2002’de görüştük, bakın bunu hiç kimse bilmez. Ben o sırada İstihbarat’ta Daire Başkanıyım. Serdar Saçan elindeki bilgiyle, belgeyle geldi. Jandarma Komutanlığı’nda saatlerce istişarede bulunduk. Çok önemli de bir dosya hazırladık. Bu dosyayı hem Genelkurmay’a hem de Cumhurbaşkanlığı’na sunduk.
– Hilmi Özkök işlem yapmadı mı sizin verdiğiniz FETÖ dosyasına?
Özkök bana “Alnı secde eden adamlarla ne uğraşıyorsun?” dedi. Bu mantıkla bakınca, sizin de başka yapacak bir şeyiniz kalmıyor. “Ne yani, sen dine mi karşısın?” deniyor hemen.
– Siz dine karşı mısınız?
Bu yanıtı lütfen mutlaka koyun röportaja. Ergenekon’dan içeri girdiğimde Samanyolu, Zaman ve Taraf gazeteleri beni “ateist, dinsiz” olarak lanse ettiler. Ben 1000 defa çatışmaya girmiş bir adamım, her çatışmadan önce biz Ayet’el Kürsi’yi okuruz. “Allahım bize şehitliği nasip et” der, operasyona gideriz.
28 Şubat süreci de bunlara hizmet etti
– 28 Şubat hata mıydı?
28 Şubat sürecinde Ankara Jandarma İstihbarat’taydım. 28 Şubat’ın esas amacı T.C. Devleti’nin bir takım cemaatlerin eline geçmesini engellemekti. Ama öyle insanların ellerinde sürdürüldü ki süreç, ordu dinsiz gibi gösterilme çabasına girildi. Bu durum FETÖ’ye hizmet etti, mağduriyet üzerinden prim yaptırıldı. Dini istismar eden yapılar 28 Şubat sürecini maalesef kullandılar.
– TSK’nın yeniden yapılanmasına yönelik hamleleri doğru buluyor musunuz?
Sultan Abdülhamit zamanında bile askeri okullar kapatılmadı. Bu okullarda sorun yok, sorun bu okullarda cemaat yapılanmasına izin veren yönetimlerde.
-SÖZCÜ-