FETÖ’nün darbe girişimine karşı koyarken yaralanan Demir, tedavi için gittiği T.Özal Hastanesinde kendisine, “Askere karşı çıkılır mı? Teçhizatımız yok.” denilerek müdahale edilmediğini söyledi.
Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine karşı koyarken yaralanan hakim Rıdvan Demir, tedavi için gittiği Turgut Özal Hastanesinde kendisine, “Askere karşı çıkılır mı, sokağa inilir mi? Hiçbir teçhizatımız yok.” denilerek müdahale edilmediğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı, Demir’in resmi şikayeti üzerine hastane ve ilgili personel hakkında soruşturma açtı.
FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi yaralanan Demir, tedavi gördüğü Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan kontrolleri sonrasında AA muhabirine açıklama yaptı. Genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Demir, “Teröristlerin yaptığı kalkışmada hem millet, hem vatan, hem ümmet hem de hukukun üstünlüğünü korumak için elimizden gelebilecek başka bir şey yoktu. Onları durduramazdık ancak karşılarına çıkabilirdik. Bu şekilde onları bertaraf edebilirdik.” diye konuştu.
“Hiçbirimize müdahale etmeden hepimizi geri gönderdiler”
Demir, milletin sağduyusunun galip geldiğini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Olay gecesi Ayrancı’daki evimdeydim. Üzerimizden jetler geçmeye başladığında bir şeylerin ters gittiğini anladık. Sonra televizyondan Sayın Başbakan’ın açıklaması ile olayın vahametini kavradık ve kendimizi sokaklara attık. Patronundan, profesöründen, işçisinden, gencinden, yaşlısından, her kesimden insanın dışarı çıkmasıyla birlikte, bizim de çıkmamız gerektiği kanaatine vardık ve biz de çıktık. Teröristlere karşı sağcısı, solcusu, ulusalcısı, muhafazakarı, başı açığı, başı kapalısı, sarıklısı, top sakallısı, cübbelisi, herkes oradaydı. Bu, gözden kaçırılmayacak bir detay.”
Beştepe’ye doğru hareket ettiklerini ama Külliye’ye ulaşamadıklarını ifade eden Demir, başından geçenleri şöyle anlattı:
“Jandarma Genel Komutanlığının yüz metre kadar ilerisindeydik. Orada açılan ateşle yaralandım. En yakın hastane diye Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesine gittim. Acil kısmında ışıklar söndürülmüştü. İçeri girdiğimizde o teröristlerin devamı niteliğindekiler, ‘Askere karşı çıkılır mı, sokağa inilir mi? Hiçbir teçhizatımız yok, müdahale edemiyoruz’ dedi. Bunları, orada bana müdahale etmesi gereken doktor söyledi. Sonra, kendi aracımızla Gazi Mustafa Kemal Hastanesine gittik. Burada doktor şaşırdı ve ‘Tetanos aşısı bile yapılmadı mı?’ diye sordu. İlk müdahale yapıldıktan sonra Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldik. Tedaviye başlandı.”
Demir, yaşadıklarının ardından Sağlık Bakanlığına şikayet dilekçesi verdiğini aktararak, “Anladığım kadarıyla Ankara ve İstanbul’da birçok insan o terörist grubun finanse ettiği hastanelere gittiğinde hiçbir şekilde tedavi edilmemiş ve yollanmış. Bunu basından takip ettim. Nitekim, benden sonra 5-6 kişi daha geldi. Hepimizi müdahale etmeden geri gönderdiler.” dedi.
“Darbe suçuna yardım ve yataklık ettiklerine inanıyorum”
Demir, o gün yaşananların hukukla açıklanamayacağını, yaralı bir kişiye yardımının her şeyden önce insani bir görev olduğunu söyledi. Hekimlerin “Hipokrat yemini” ettiklerine dikkati çeken Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tıp fakültesinde teçhizatın olmaması zaten kabul edilemez. Tetanos da sağlık ocaklarında bile bulunabilen bir şeydir. Bu, teröristler açısından, ‘Vurduğum insanları bir de tedavi mi ettireceğim?’ gibi bir yaklaşımdır. O yüzden, zaten hukuki süreç Sağlık Bakanlığı tarafından işletilecek. Gerekli suç duyurularında da bulunacağız. Yanımda olan arkadaşım da bunun tanığıdır. Bakanlıktan başmüfettiş geldi. Hastanenin kamera kayıtlarını isteyeceklerini bildirdiler.”
Demir’in aynı gece yanında bulunan Zekeriya Köse de, “Yaralanma, helikopterle açılan ateşle olmadı. Biz, ilk giden kafiledeydik. Tankın etrafındaki asker kıyafeti giyen teröristler ve Jandarma Genel Komutanlığında bulunan teröristler tarafından üzerimize hedef gözetmeksizin yaylım ateşi yapıldı. Arkadaşım vurulunca, arabamla en yakın hastaneye gittik.” diye konuştu.
Köse, Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Demir’e müdahale edilmediğini söyledi.
“Kısa süre içinde de şifaya kavuşacak”
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Recep Pekcici, 15 Temmuz günü Türkiye’nin bir uçurumdan döndüğünü vurgulayarak, olayın haber alınmasıyla birlikte hastane bünyesinde her türlü hazırlığın verildiğini belirtti.
Yaralıların saat 01.00 itibarıyla gelmeye başladığını anlatan Pekcici, o gece 72 hastaya müdahale edildiğini, birçoğunun ayaktan tedavi uygulanarak hastaneden taburcu edildiğini ifade etti. Pekcici, “Sabah itibariyle 16 hastamız yatırılmıştı. Bunlardan ikisi yoğun bakımdaydı, 5’i ameliyat olmuştu. Bunlardan genç bir arkadaşımızı o gece kaybettik. Şu anda hastanede toplam 6 hastamız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Hastanelerinde tedavi gören hastalardan birinin de hakim Rıdvan Demir olduğunu anımsatan Pekcici, “Hastaneye başvurduğunda kendisine gerekli tetkikleri yaptık ve ameliyatlık bir durumu olmadığını gördük. Üroloji kliniğimizde takibe aldık. Birkaç gün takip ettik. Herhangi bir sıkıntısı olmayınca da ilaç tedavisine başladık ve evine gönderdik. Bundan sonraki aşamada da takip edilecek. Kısa süre içinde şifaya kavuşacak” sözlerine yer verdi.
Bakanlık, kapatılması yönünde çalışma başlattı
Sağlık Bakanlığınca, Demir’in yaptığı resmi şikayet üzerine söz konusu hastane ve ilgili personel hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, Bakanlık, ilgili merkezin kapatılması yönünde çalışma başlattı.