MEDYAGUNDEM.COM- 28 Şubat soruşturmasının devam ettiği bir süreçte Cem Uzan Taraf gazetesine çok konuşulacak 28 Şubat itiraflarında bulundu. Uzan “darbeci gazeteciler” diyerek askerle darbe için işbirliği yapan gazetecileri yakacak açıklamalarda bulundu. Uzan’ın hedefinde özellikle Fatih Çekirge vardı. Çekirge’ye 3 milyon dolar verdiğini açıklayan Uzan, “Aydın Doğan ve Dinç Bilgin, Ertuğrul Özkök, Zafer Mutlu, Fatih Altaylı, Sedat Ergin, Fatih Çekirge 28 Şubat’ın her yerinde vardır.” dedi.
Uzan’ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
ÇEKİRGE’YE 3 MİLYON DOLAR ÖDEDİM
Fatih Çekirge’nin işten ayrılması, daha doğrusu benim işten atmam, İmarbank’a el konmasının ardından oldu. Bankaya el kondu. Aydın Doğan medyası her gün küfür ediyor… Kimseye “Cevap verin” bile demedim, bekliyorum. 15-20 gün geçti, bizim medyadan ses yok. Gazetenin olduğu kat var ya, “Mikrofon koyun ben geliyorum” dedim. Herkesi topladım. Geçtim mikrofonun başına, “Adamlar her gün hırsız diye bağırıyor. Ben hırsız değilim, ailem de değil. Aranızda benim ve ailemin hırsız olmadığına inanmayan kimse varsa, tazminatını alsın gitsin” dedim. Yarım saat sonra Fatih (Çekirge) geldi. “İstifa ediyorum” diyecekmiş. İstifa edeceklerini önceden duymuştum. Yılmaz Özdil, Fatih Çekirge, Barbaros ve diğerleri… Hiç biriyle görüşmedim. Sekretere de “S… gitsinler” dedim.
Bu insanları baştacı etmiş olmak ve bu kadar imkânlar vermek benim hatam. Ben her zaman yöneticilerime “Hatalarınızı açıklamaktan çekinmeyin” derdim. Karar veren kişi her zaman hata yapar. Sen 10 karar verirsin, üç hata yaparsın. Hiçbir zaman “Hata yaptım” demekten gocunmadım. Bu kadro da benim hatam.
Söz konusu yöneticilere yaptığınız transfer ödemeleri de sektörde her zaman tartışma konusu oldu. Örneğin Fatih Çekirge’ye 5-6 milyon dolarlık transfer ödemesi yaptığınız doğru mu?
Hayır, Star gazetesini kurarken, Fatih Çekirge’ye transfer parası olarak üç milyon dolar verdim. Ekibin kurulmasına ve yayın politikasına ise hiçbir zaman karışmadım. Diğer yöneticileri kendileri seçti.
ERDAL SAĞLAM ARAYA HAZİNE MÜSTEŞARINI SOKTU
Sözleşme süresinden önce gazetenizden ayrılan yöneticilerden tazminat istediğiniz iddia edildi, bu doğru mu?
Kimseden tazminat istenmedi. Ancak sözleşmeler belirli süreler için imzalandı. Transfer parası alan bazı yöneticiler ise sözleşmede yer alan süre dolmadan ayrılmak istedi. Bu kişilerden talep edilmiş olabilir. Örneğin Uğur Dündar, sözleşme süresi dolmadan şirketten ayrıldı ve kendisi transfer parasının kalan kısmını iade etti. Yine, Star’ın ilk yıllarında temsilcilik yapan Erdal Sağlam da, sözleşme süresinden önce ayrıldı. Dönemin Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp Kemal Bey’i (Uzan) aramış. Transfer parasının talep edilmemesini istemiş. Kemal Bey de bana söyledi. Ben de, “Benim paramı niye bağışlıyorsun” diyerek karşı çıkmıştım. Buna benzer olaylar yaşandı. Yoksa hiçbir çalışan o dönemde mağdur edilmedi.
MANŞETLER TOLON’DAN
Star’ın o dönemdeki yayınları hep tartışma konusu oldu. Özellikle, sizin bu yayınlarla darbeleri desteklediğiniz öne sürüldü. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Star, 1999’da yayına başladı. Kuruluşundan itibaren başında Fatih vardı. Ben yayınlara hiç karışmadım. Yayınları Fatih Çekirge ve Yılmaz Özdil belirliyordu. Hurşit Tolon’un talimatları ile her gün manşet atıldığını bilmiyordum. Bilseydim o an kovardım. Çekirge, “Benim babam kontrgerilladır” diye övünen bir adamdır. Ergenekon’da birçok davada olduğu gibi, masum olanlar da var, olmayanlar da vardır. Ancak böyle bir darbe olayı varsa, Fatih Çekirge dibine kadar içindedir. Aydın Doğan da içindedir. Birçok insan mahkemelerde yargılanıyor. Bununla ilgili olarak birçok kişi ceza aldı. Savcılara “Gelin, bana sorun” diyorum. 28 Şubat için, diğer darbeler için, bildiklerimle savcılara hazırım. İsterlerse yazılı, isterlerse sözlü olarak ifade vermek istiyorum.
Buna güvenip inanıp yola çıkanın vay geldi haline, zamanında 28 Şubatçılarla işbirliği içindeki bu adamın durup dururken ortaya çıkıp ifade vermeye hazırım falan gibi ifadelerini şüphe ile karşılıyorum. Bana inandırıcı gelmedi. Recep Tayyip Erdoğan’ı ve hükümetini elinde gelse bir kaşık suda boğmaya azimli birinin Taraf Gazetesi tarafından gündeme getirilmesi Kutsal İttifakın hazır hale getirildiğinin bir göstergesidir.
Taraf’ın tuzağıdır.
Vatandaşı kandırdığı döner paralarını telefonlardan çalıp çırparak çıkaran, devletine madik atıp kaçan, gavurun vatandaşı olmuş birinin çıkıp bildiklerimi anlatırım demesine karnım tok. Öncelikle gelip çaldığı, dolandırdığı paraların hesabını versin. 28 Şubat için delil aramaya ne gerek var. Diğer sayfalarda yayınladınız deliller pislikleri müebbet aldıracak kadar güçlü delillerdir. Devletin bunun gibilerin tuzaklarına düşeceğini hiç tahmin etmiyorum. Olay gayet basit, 28 Şubatçılar kurtarılmaya çalışılıyor.
Hırsızın sözleri mi muteber, yoksa eldeki taş gibi deliller mi? Eldeki taş gibi delilleri yok sayıp, saydırıp hırsıza mı inanacağız? Taş gibi delilleri yok saymak, saydırmak için mi bu tezgahlar?