Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz bugün “CHP faşizm vaat ediyor!” başlıklı yazısında, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in “O gazetelere el koyacağız” çıkışının kodlarını çözdü. Korkmaz, “Mesela, şu Takvim gazetesi: Gürsel Tekin’in de Baykal’a yönelik kaset operasyonundan aylar önce haberdar olduğuna, BND ile pazarlık yaptığına ve ‘Kemal Bey sizden CD istiyor’ dediğine dair çok ciddi iddiaları Ağustos 2014’te manşetine çekmişti! CHP’nin eline ‘vaat ettiği’ faşizm fırsatı geçse, Takvim’e el koyacakları kesin de… Gürsel Tekin’de karın ağrısına neden olan hadise, Kasım 2009’da Almanya’da yaşananların kayda geçmiş olması mıdır, acaba?” diye yazarak Tekin’in bir kaseti olabileceğine vurgu yaptı. İşte yazısı:
SANSÜRCÜLÜK CHP’NİN GENLERİNDE VAR
Gürsel Tekin’in “7 Haziran seçimlerini kazanırsak, ilk işimiz gazetelere el koymak olacak” şeklindeki sözlerini CHP’nin ilk seçim vaadi olarak not ediyoruz!
Her fırsatta “Basın özgürlüğü olmadığından” şikâyet eden CHP’nin…
-Genel Sekreteri’nin ağzından çıkıyor, bu “el koyma” lafı!
Yüz sekiz gazetenin kapatıldığı “Milli Şef!” İsmet İnönü dönemini özlüyorlar: Sansürcülük, CHP’nin genlerinde vardır!
VAAT ETTİKLERİ FAŞİZM
Kapatma’yı da geçtik…
Sular seller gibi “el koymaktan” bahsettiğine göre, Gürsel Tekin…
Daha da ilerisine işaret ediyorlar:
Vaat ettikleri mi, faşizmdir!
HİKAYEDEN ÖZGÜRLÜKÇÜ ÜFÜRÜKTEN DEMOKRAT
Şu Tekinsizler’in Gürsel, asla seçimi kazanamayacaklarını biliyor da o yüzden böyle işkembeden sallıyor, deyip geçebilir miyiz?
-Hayır, geçemeyiz!
Neden? Kafasının içindeki faşizmi fora ediyor da ondan…
Hikâyeden özgürlükçü üfürükten demokrattır, bunlar…
Darbelerden fal tutarlar…
17 ve 25 Aralık Paralel Darbe Girişimi’ni canla başla desteklediler.
Başarısızlığın ardından, Paralel Yapı da CHP de bunalıma sürüklendi:
Twitter Köstebeği Fuat Avni’nin “Seçimlerde dinlemeleri paylaşacağız, siz de prim yapacaksınız. O gerzek başkanına söyle, bu sefer de 17 Aralık’a dönmesin!” diye Umut Oran’a fırça atması bundan dolayıdır.
GÜRSEL TEKİN KAPI GİBİ BELGELERİ GÖRÜNCE “FAŞİZM” VAAT EDİYOR
ABD-İsrail İşbirlikçisi Paralel Yapı ile CHP, 17 Aralık 2013 sonrasında 30 Mart ve 10 Ağustos 2014 hezimetleri ile iyice perişan oldu…
Her geçen gün de ‘kirli ilişkileri’ ortalığa dökülüyor.
Örneğin, şu “25 Pensilvanya’dan 25 de İsrail’den gelecek” muhabbeti:
Paralel Yapı, 7 Haziran için CHP’ye “Seçim Harçlığı” gönderiyor!
Gürsel Tekin mi, CIA muhibbi Fuat Avni ile Umut Oran arasındaki yazışmaların ‘kapı gibi’ belgelerini üç gazetede birden görünce, sigortaları yakıp “faşizm” vaat ediyor!
GAZETECİLER CEMİYETLERİ DE DİLLERİNİ YUTTU
Peki, “Basın özgürlüğü elden gidiyor” diye epeyce bir süredir Baronsal Kurtlar Medyası’nda gürültü kopartanlardan Gürsel Tekin’e tek kelime kınama, en azından itiraz var mı?
-Yok!
“Duruma göre demokrat” Gazeteci Cemiyetleri de dillerini yuttu!
Demek ki, neymiş?
Basın özgürlüğü lakırdısı bahane…
“Adamına göre muamele” şahanedir!
Varsayalım, AK Parti yönetiminden birisi çıkıp da…
“7 Haziran’dan sonra bazı gazetelere el koyacağız” demiş olsaydı…
-Nasıl dehşetli bir gümbürtü kopardı, bir düşünün!
GÜRSEL TEKİN’İN KARIN AĞRISI KASIM 2009’DA ALMANYA’DA YAŞANANLARIN KAYDA GEÇMİŞ OLMASI MIDIR
“Faşizm vaat eden” sahte demokrat Gürsel Tekin, CHP ile Paralel Yapı arasındaki ‘kirli ilişkileri’ belgeleriyle gün ışığına çıkaran gazeteleri gözüne kestirmiş durumda!
“El koyarız!” diye hesap yaptığı, hayalinde canlandırdığı gazeteler; o üç gazete ile sınırlı değil, elbette…
Şöyle “ağızlara laik” bir faşizm şansı yakalayabilseler:
“CHP’nin kafasına uymayan” ne kadar medya kuruluşu varsa, alayını “rosto” yapacaklar!
Mesela, şu Takvim gazetesi: Gürsel Tekin’in de Baykal’a yönelik kaset operasyonundan aylar önce haberdar olduğuna, BND ile pazarlık yaptığına ve “Kemal Bey sizden CD istiyor” dediğine dair çok ciddi iddiaları Ağustos 2014’te manşetine çekmişti!
CHP’nin eline “vaat ettiği” faşizm fırsatı geçse, Takvim’e el koyacakları kesin de…
Gürsel Tekin’de karın ağrısına neden olan hadise, Kasım 2009’da Almanya’da yaşananların kayda geçmiş olması mıdır, acaba?
3.5 atmaya başladı! Deniz Feneri davası sırsında sanıyorum Karlıova bu Almanya olayını çok sık gündeme getiriyordu, ne olduysa birden bire bu olayda kendi de ortadan kayboldu, bu konu gerçek ve geçmişi olan ciddi bir konudur.