MEDYAGÜNDEM- Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, birkaç yazısında “Etik abi” diyerek Haluk Şahin’i köşesine misafir etmişti!
Meğer o yazılara Haluk Şahin çok kızmış. Star Medya Grubu Başkanı Mustafa Karaalioğlu’na bir açıklama yollamış. Karaalioğlu da “Niye Şahin’den gelen açıklamayı dikkate almadın?” diye Kekeç’e sitemlerini iletmiş.
Tüm bunları Kekeç’in yazısından öğreniyoruz.
“Peki, böyle gazetecilik olur mu Haluk Şahin?” başlıklı bugünkü yazısında Kekeç, “Bütün samimiyetimle söylüyorum: Mail kutuma, Haluk Şahin imzalı bir açıklama düşmedi. Bu sabah Mustafa Karaalioğlu da aradı, ‘sitemlerini’ iletti ve niçin Haluk Şahin’in yolladığı düzeltmeyi dikkate almadığımı sordu. Ona da aynı cevabı verdim. Hatta, posta kutumda ‘geriye doğru’ arama yaptım; ola ki atlamışımdır, gözden kaçmıştır, yanlışlıkla ‘silinen iletiler’ arasına karışmıştır. Yok… Haluk Şahin imzalı bir düzeltme ve tekzip metni yok.” notunu düşmüş.
Kekeç bir de Haluk Şahin’den özür dilemiş. Özür sebebi de, “Nokta dergisi basılırken Haluk Şahin sustu” dediği için…
Kekeç, “Susmamış. Hem Nokta’nın yayın yönetmeni Alper Görmüş’ü aramış, hem baskın aleyhinde bir bildiri yayınlanmasına öncülük etmiş, hem de konu hakkında iki adet yazı kaleme almış. Kendisi böyle söylüyor. İnanırım. Dolayısıyla, burada bana özür dilemek düşüyor ve kocaman harflerle ÖZÜR DİLİYORUM: Haluk Şahin, ‘mevzun’ giydirmelerle süslü yazısını, haklılığına ilişkin örneklerle sınırlı tutsaydı sorun yoktu. Nitekim özür diledim ve ‘arşive çok önem verdiğini’ söyleyen yazarın haklılığını kayda geçirdim.” diye yazmış.
Şahin’den özür dileyen Kekeç, “sıra sende” deyip onun da özür dilemesi gereken noktaları şöyle yazmış:
“Haluk Şahin, 27 Nisan’daki üstün performansını ‘övünerek’ anlatıyor ama Arena’daki ‘danışmanlık’ günlerine hiç değinmiyor. Meşhur ‘andıç’, Hürriyet ve Sabah’a manşet olmadan önce, Arena’da yayınlandı. Bu andıç’ı müteakip, birçok gazeteci (Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, vs…) işinden oldu. Bir insan hakları derneği yöneticisi kurşunlandı. Haluk Şahin niçin ‘Bu ne Uğur Dündar? Böyle gazetecilik olur mu?’ diye sormadı. Daha da önemli soru şu: İddialarımı cevaplayan ve haklılığından örnekler sunan Haluk Şahin niçin andıç meselesini es geçiyor?”
Kekeç, “Haddimi bildiren ve bir de özür koparan Haluk Şahin, yazısına ‘Böyle gazetecilik olur mu?’ başlığını uygun görmüş. İyi etmiş… Ben de kendisine soruyorum: Peki, böyle gazetecilik olur mu? İşte ben özür diledim ve (buyruğunuz üzere) ‘haklılığınızı’ kayıtlara geçirdim. Siz ‘andıç kurbanı’ meslektaşlarınızdan ne zaman özür dileyeceksiniz?” diye sormuş.