Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dün- dar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verdiği “hak ihlali” kararının gerekçesini açıkladı. Ancak AYM’nin gerekçesi de kamuoyunda şok yarattı.
Türkiye’nin gündemine oturan Dündar ve Gül hakkında, Anayasa Mahkemesi’nin yayınladığı gerekçeli kararı yine tartışma konusu oldu. Hukukçular ve siyasi çevrelerde, açıklandıktan hemen sonra tartışılmaya başlanan AYM’nin gerekçeli kararının bir çok çelişkiyi içinde barındırdığı belirtiliyor. Çelişkilerin en başında mahkemenin önceden açıkladığı kararının gerekçelerini sonradan yazması. Hukukçular tarafından anayasanın153. maddesini açıkça ihlal ettiğinin kanıtı olarak değerlendiriliyor.
KAMUOYU İKNA EDEMEZ
Gerekçeli kararın yarısının, bazı üyelerin karşı oylarından ibaret olduğunu söyleyen hukukçular “Mahkeme, kendi üyelerini dahi ikna edememiş, kararının kamuoyunu nasıl ikna etmesini bekleyebilir?”diye soruyor. AYM’nin gerekçeli kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin ifade özgürlüğü” konusunda Türkiye’den yapılan bir başvuruyu emsal alması da başka bir çelişki oluşturuyor.Mahkeme’nin bu gerekçesiyle yetki tecavüzünde bulunduğuna işaret edilerek “Casuslukla ifade özgürlüğü birbirine emsal teşkil edemez” denildi. Dündar ve Gül AYM’ye “Kişi özgürlüğü ve Güvenliği, İfade Özgürlüğü ve Basın Özgürlüğü” olmak üzere üç konuda başvurmuştu.
İÇ HUKUK TÜKETİLEMEDİ
Hukukçular “AYM, sadece ‘kişi özgürlüğünü’ (tutuklamayı) inceleyebilir, diğer iki başvuru için, iç hukuk yollarının tüketilmesi, kararın kesinleşmesi gerekmektedir. Kişi özgürlüğüyle ilgili başvurunun da, Anayasanın 19.maddesi hükmü son derece açık olup, tutuklama (özgürlüğünden yoksun bırakılma) mahkeme kararına dayandığı için, ön inceleme sonunda reddetmesi gerekirdi” diyor.
DAVA DOSYASINI GÖRMEDİ
Hukukçulara göre,AYM’nin gerekçeli kararındaki bariz diğer bir çelişki de şöyle: “ Mahkeme başvuru sahiplerinin yargılandığı dava dosyasını görmezden gelmiştir. AYM, dosyayı dahi istememiştir. Zaten isteseydi bile, yargılamayı yapan mahkeme, ‘gizlilik kararı’ nedeniyle, bu başvurusunu reddedecekti. AYM, başvurucuların, savcı ve mahkeme huzurundaki ifade tutanaklarını yeterli görmüştür. AYM, bundan kısa süre önce, dava dosyasını dahi görmeden 60’tan fazla sanığın tahliyesine karar veren ve FETÖ kapsamında tutuklanan hakimle aynı konuma düşmüştür.”
Casusluk görmezden gelindi
AYM’nin kararındaki gerekçelerin, başvuru sahiplerinin üç ihlal gerekçesini de açıklayamadığına vurgu yapılıyor. Hukukçular “Mahkeme gerekçeli kararında başvuru sahiplerinin tutuklanmalarının (özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarının) niçin hukuka aykırı olduğunu ispatlayamamıştır. Devlet sırlarının gazete ile yayınlanmasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kanıtlayamamıştır. Basın özgürlüğünün, hiçbir sınırlama olmaksızın, devlet sırlarının yayınlanabileceğini de ispatlayamamıştır. Uymakla ve uygulamakla yükümlü olduğu Ceza kanununu hiçe saymıştır. Bu kanundaki devlet sırrı ve casusluk suçlarını görmezden gelmiştir!” diyor
(GÜNEŞ)