MEDYAGÜNDEM- Bugün Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Başbakan Erdoğan’ın son Ak Parti grup konuşmasında medyaya ilişkin eleştirilerine yönelik bir yazı kaleme aldı.
Ergin, Erdoğan’ın son 6 aylık grup konuşmalarının çetelesini tutarak, “Başbakan, bazen kızgınlık içinde, bazen sitem düzeyinde, bazen inceden iğneleme şeklinde medyaya, köşe yazarlarına bir şekilde değinmeden yapamıyor. Anlıyoruz ki, Erdoğan, kafasının içinde sürekli medyayla bir hesaplaşma ve çatışma hali içinde.” diye yazdı.
Hürriyet yazarı Ergin yarın da devam edeceği “Erdoğan eleştirisi”ne bugün şöyle bir istatistik de ekledi:
“Bu 16 konuşma içinde medyaya çatmadığı yalnızca 2 konuşma var. Bunlar, 15 Mayıs ve 12 Haziran konuşmaları. Bu ikisi dışında kalan hepsinde (yüzde 87.5) de kural değişmemiş, basın bir şekilde Başbakan’ın eleştiri oklarına hedef olmuş.”
MEDYA MASUM MU?
Başbakan Erdoğan’ın medyaya ilişkin sözleri haksız mı? Medya o eleştirileri hak etmeyecek kadar masum mu?
Türkiye’de gerçek anlamda demokrasinin yerleşmemesinde yerleşik medya düzeninin nasıl bir payı olduğu artık su götürmez bir gerçek. İşte Hürriyet yazarı Sedat Ergin’in medyaya dair bir özeleştiri yapmak yerine Başbakan Erdoğan’ı hedef alması da manidar.
Peki Sedat Ergin bu yazıları bir “misyon” gereği mi yazıyor?
ERGİN’E MİSYON MU?
Neden mi böyle soruyoruz?
Çünkü Ergenekon sanığı Yalçın Küçük’ün Aydınlık Gazetesi’nde yazdığı iki yazı kafamızı fena halde karıştırdı da ondan…
Küçük’ün bir “hoca tavrı” ile Ergin’e yüklediği “misyon”, Hürriyet yazarının “derin yönü”ne ilişkin ciddi veri sunuyor.
Bakın Küçük ilk olarak 6 Haziran tarihli Aydınlık’ta Ergin için neler yazdı:
Küçük’ün son “Sedat Ergin güzellemesi” de 8 Haziran tarihli:
Şimdi merak edilen Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Yalçın Küçük’ün iddia ettiği gibi “İşçi Partisi” çizgisine geri mi döndü? Medya özeleştirisi yerine Başbakan Erdoğan’ı hedef alan yazılar yazması bu “rolünün” bir gereği mi? Küçük’ün Ergin’e “Bir iyilik yaparız” ifadesiyle kasdettiği ne? Ergin’e Cumhuriyet’te yazarlık önerisi de neyin nesi?
Dikkatli bir “medya okuru” olduğu bilinen Ergin’in şu ana kadar Yalçın Küçük’e bir cevap vermemesi, yani sükutu ikrardan mı geliyor?
Ya da Küçük’ün yazılarını göz önünde bulundurunca insanın “Sedat Ergin’e o yazıları Yalçın Küçük mü yazdırıyor?” diye sorası geliyor.
medyagundem.com