Yeni Şafak gazetesinde Salih Tuna’nın “Erdoğan’ı tehdit eden bu elemanın arkasında kim var?” başlıklı yazısı şöyle:
FETÖ’den tutuklu yargılanan Mehmet Altan bir defasında (5. 5. 2016) “İsyan, ihtilal kelimeleri neden revaçta?” başlıklı yazısında, bu elamanın, starmetre.com üzerinden yaptığı araştırmadan sitayişle bahsetmişti.
Eleman kim mi?
Gökhan Özbek.
Mezkur internet sitesi mi?
Hanefi Avcı’nın avukatının F. O. Türkiye temsilciliğini yaptığı, yazarları arasında Dursun Çiçek’in kerimesi avukat İrem Çiçek’in bulunduğu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan bir site.
Mehmet Altan söz konusu yazısında şöyle diyordu: “Gazeteci Gökhan Özbek iki aylık bir süreç içinde yıldızı parlayan ve sönen kavramların çetelesini tutmuş (…) İki aylık süreç içinde ‘isyan’ kelimesi yüzde 12 artmış, ‘Gezi’ yüzde 36 artmış, ‘AK Parti’ yüzde 14 azalmış, ‘AKP’ kelimesi yüzde 18 artmış. ‘Demokrasi’ kelimesi ise kullanımdan düşmüş, toplamda yüzde 26,6 azalmış (…) ‘Darbe’ kelimesi ise Twitter’da Mart ayında Şubat’a oranla yüzde 14, Nisan’da da Mart ayına oranla yüzde 37 artmış, iki ayda ise bu kelimenin toplam kullanılışında yüzde 55 oranında bir artış var…”
Demek ki…
Eleman, Nazlı Ilıcak’ın o malum televizyon programından çok daha önce “yine yeşillendi fındık dalları” coşkusuna gark olmuş.
Zaten, Mehmet Altan da bu “coşkuya” gönül düşürdüğünü belli etmekten kendini alamamış: “Gazeteci Gökhan Özbek, ‘starmetre.com’ üzerinden yaptığı veri araştırmasının sonuçlarını uzun uzadıya yorumluyor. / Ben sadece iki tespitini aktarmakla yetineceğim: ‘Demokrasinin güven erozyonu yaşadığı ülkede, ‘isyan’, ‘Gezi’ kelimelerinin artması geleceğe sosyo-politik bir mesajdır…’ / ‘Demokrasi’ güç kaybetmektedir… İktidarın ve muhalefetin meşru zemini olan ‘demokrasi’ kavramı daralmaktadır… Bunu iyi okumak lazım…”
Eleman da görevi gereği bunu gayet “iyi” okumuştu.
O kadar ki, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden evvel, “seçim olur mu, olsa da bunlar görür mü” şeklinde “iyi şeyler olacak” temalı birçok tweet atmıştı.
E tabii, mahut darbeleri başlarına çökünce o tweetleri silmişti.
Gelgelelim, geçen gün, “floodlarla” öyle coşmuş ki olursa o kadar olur.
Mesela, şöyle şavulladı: “Tüm diktatörler gibi kaçacak! Üstelik karlar yağarken! / Her şey 27 Aralık’ta belli olacak. Eğer 27 Aralık’ta yaşanacaklar önlenemezse 15 Ocak’ta (…) kaçacak / Bir tek Rusya ses çıkarır gibi olacak! Çünkü ona göre yaşananlar ABD oyunu! / İran’ı da es geçmemek gerek… Zira onlar da bu kaçıştan rahatsız olacak!…”
Gelen tepkiler üzerine her FETÖ’cü gibi kendini akıllı, alemi sersem sanarak, Zeynel Abidin Bin Ali’yi kastettim, dedi.
Fakat, FETÖ’nün son günlerde dolaşıma soktuğu, “27 Aralık’ta güzel şeyler olacak” lakırdısı da hepinizin kulağına gelmiştir.
Peki bu Gökhan Özbek adlı elemanın arkasında kim var, dahası, bu coşkuyu kimden alıyor?
Sayın Abdullah Gül’ün muhterem arkadaşı, Karlov’un katili hakkında, “Yalnız kurt” olabilir, demişti, bu da öyle bir cins olabilir mi?
Hiç sanmam.
Hayır, kurt veya çakal olabilir ama asla “yalnız” değil. Her şeyden evvel atanmamış Fuat Avni gibi bir hali var.
Gökçe Fırat adlı kripto FETÖ’cünün çıkardığı “Türk Solu” ekibinde uzun süre yer aldı. Halen de o ekibin tweetlerini paylaştığına göre belli ki bağı devam ediyor.
“Ben ondan daha büyük vatan hainiyim” dercesine, “Can Dündar beni 2- 3 yıl geriden takip ediyor” diyen FÖTÖ’cü ajan F. A.’nın da sitesinde yazmış.
Bununla da kalmamış, seçim sandıkları üzerinden spekülasyon yapmak için (7 Haziran seçimleri öncesi) “Benim Oyum” faaliyetini başlatmış.
Bir de şu var: CHP üyesi. CHP’li Kemerhisar Belediyesi’nde Basın Danışmanlığı yapmış.
Bu yanıyla, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’den tutuklanan başdanışmanlarından Doç. Fatih Gürsül’e benzer bir hali var.
Bir farkla ki, ondan fazlası var, eksiği yok.