Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın içinde iş adamlarının da yer aldığı kalabalık bir heyetle 12-15 Şubat’ta Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar’a yapacağı ziyaretlerin, Türkiye’nin “körfez ülkeleri” ile olan ekonomik ilişkilerini daha da derinleştirmesi bekleniyor.
Türkiye’nin Körfez Arap Ülkeleriyle son yıllarda ivme kazandırdığı diplomatik ilişkiler dış ticaret rakamlarına da yansıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12-13 Şubat’ta Bahreyn, 13-14 Şubat’ta Suudi Arabistan ve 14-15 Şubat’ta da Katar’ı ziyaret edecek.
Petrol ve gaz gelirlerinden dolayı kişi başına düşen milli geliri yüksek olan Körfez ülkeleri ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler, diplomatik ilişkilerin sıklık kazandığı 2007-2016 arasında önemli gelişim gösterdi. Bu dönemde söz konusu ziyarette bulunulacak ülkelere yönelik toplam ihracat yaklaşık 33 milyar dolar oldu. Bu üç ülkeyle son 10 yıldaki toplam 53 milyar dolarlık dış ticaret hacmi göz önüne alındığında, Türkiye 13 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi.
Petrol zengini Suudi Arabistan 2007-2016 yıllarında 27 milyar dolarla üç ülke arasında Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülke oldu. Bu ülkeyi, 3 milyar 870 milyon dolarla Katar, 1 milyar 660 milyon dolarla Bahreyn izledi.
İthalat açısından bakıldığında Suudi Arabistan bu dönemde 16 milyar 300 milyon dolarla en çok ithalat yapılan Körfez ülkesi olarak dikkati çekti. Bu ülkeyi 2 milyar 800 milyon dolarla Katar, 1 milyar 280 milyon dolarla Bahreyn takip etti.
YILLIK 6,2 MİLYAR DOLARLIK DIŞ TİCARET HACMİ
Türkiye geçen yıl Suudi Arabistan’dan 1 milyar 835 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Plastik ve mamulleri ile mineral yakıtlar en önemli ithalat kalemleri arasında bulunuyor.
Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı 2007’de 1,48 milyar dolarken geçen yıl 3,17 milyar dolara yükseldi. Elektrikli makine ve cihazlar, halılar ve yer kaplamaları Suudi Arabistan’a ihraç edilen önemli ürünler arasında yer alıyor.
Türkiye’den Bahreyn’e yapılan ihracat ise 2007’ye göre yüzde 150’den fazla artarak geçen yıl 193 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamın içinde demir çelik, motorlu kara taşıtları ile tütün ve mamulleri önemli yer aldı.
Bahreyn’den yapılan 127 milyon 780 bin dolarlık ithalatta ise mineral yakıtlar, tramvay dışında demiryolu araçları, makine, kazanlar, elektrikli ve elektronik donanımlar başlıca kalemleri oluşturdu.
Katar’a ihracat da son 10 yılda önemli artış gösterdi. Geçen yıl bu ülkeye yapılan yaklaşık 440 milyon dolarlık ihracatın çoğunluğu gemiler, yatlar, elektrik elektronik ürünleri, makineler ve mobilyalardan oluşuyor.
Türkiye’nin Katar’dan 2016’da yaptığı 271 milyon dolarlık ithalatı ise büyük ölçüde petrol ve türevleri, alüminyum ve plastik ürünleri oluşturuyor.
Geçen yıl söz konusu ülkelere olan toplam ihracat 3,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken bu dönemdeki toplam dış ticaret hacmi de yaklaşık 6,2 milyar dolar olarak hesaplandı.
“GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ OLMAYAN BAHREYN 20 BİN SOSYAL KONUT YAPACAK”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Bahreyn İş Konseyi Başkanı Muhammet Uğurcan Barman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bahreyn’de Batı dünyasındaki normlara yakın uygulamaların olduğunu belirterek, “Bu yüzden körfez bölgesinde iş yapılması ve yaşanması en uygun görülen ülkelerden biri. ABD ile aralarındaki serbest ticaret anlaşması onları daha avantajlı hale getiriyor.” dedi.
Barman, Bahreyn’de resmi ve özel kurumların Türkiye ve Türklere yaklaşımlarının gayet olumlu olduğunu anlatarak, ülkede neredeyse 24 saat içinde yüzde yüz yabancı sermayeyle şirket kurulabildiğini ve gelir ve kurumlar vergisi olmamasının yatırımcılar için önemli bir avantaj olduğunu söyledi.
Bahreyn’in diğer Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine açılan pencere olarak potansiyeli yüksek olduğunu aktaran Barman, “İş adamlarımızın ülkenin coğrafi büyüklüğü ve nüfusuna göre hareket etme yanılgısından vazgeçmeleri lazım. Bahreyn’in başkenti Manama ile Suudi Arabistan başkenti Riyad arası kara yoluyla dört saat ve Bahreyn üzerinden her tür malın Suudi pazarına sokulması mümkün. Suriye-Irak güzergahının kapalı ve uzun süre açılmayacak olması ışığında, hükümetimizin özellikle yaş sebze-meyve ve diğer ürünlerin Körfeze sevkine devamı için hava kargo taşımacılığını teşvik edecek bazı adımlar üzerinde durması gerekir. Bahreyn’i bölgenin ‘yaş meyve-sebze hali’ veya dağıtım merkezi haline getirecek bir ortak proje her iki ülkenin de çıkarlarına sonuç verecektir.” ifadelerini kullandı.
Barman, Bahreyn’in yaklaşık 20 bin sosyal konut yapacağını ve söz konusu ülkedeki ortalama 200 metrekare olan ev genişlikleri dikkate alındığında bunun neredeyse yeni Türkiye’de 40 bin konut inşa etmekle aynı anlama geldiğini belirtti. Barman “Bahreyn’in iskan bakanıyla konuyu uzunca konuşma fırsatı yakaladım. Bu işin pozitif ayrımcılık yapılarak Türk firmalarına verilmesi ihtimalini konuştuk. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle bu konu kesinlikle gündeme getirilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE-SUUDİ ARABİSTAN İLİŞKİLERİ DERİNLEŞİYOR”
DEİK Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Başkanı Yusuf Cevahir de Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin tüm zamanların en fazla derinliğe sahip olduğu bir döneme gireceğine işaret ederek, iki ülkenin ortak menfaatleri için daha fazla sektörde işbirliği yapılması gerektiğini belirtti.
İki ülkenin ortak müşavirlik ve mühendislik firmaları kurmasının önemini anlatan Cevahir, “Batı’dan teknik hizmet almak yerine bunu kendimiz yapalım. Projeleri her iki ülkenin kendi ürettiği ürünleri kullanabileceği şekilde planlayalım. Türkiye’de ve Suudi Arabistan’da ne üretiliyor, bunu tespit edelim, bu ürünleri kapsayacak standartlar belirleyelim. Aksi halde Batılı firmaların yürüttüğü projelerde kullanılan malzemeler yine Batılı tedarikçilerden alınmaya devam edecek.” diye konuştu.
Cevahir, Suudi Arabistan’ın nüfusunun her yıl yüksek hızda arttığını belirterek, şöyle devam etti:
“Nüfusla beraber konut ihtiyacı da artıyor. İki devlet aralarında anlaşarak bizim TOKİ gibi uluslararası müşterek bir şirket kurabilir. Dünyaca bilinen binlerce Türk müteahhitlik şirketinin sunacağı katkı ve iki ülkenin sahip olduğu imkanlarla, proje maliyetlerinde ciddi düşüşler sağlanabilir. Bu sayede ikili ticaret hacmi çok kısa sürede 10 milyar dolar seviyelerine ulaşır.”
Türk iş adamlarının Suudi Arabistan’da yaşadığı sıkıntılara da değinen Cevahir, “Suudi Arabistan şu an bize dünyanın en pahalı ticari vizesini uyguluyor. İki yıllık ticari vize için 8 bin riyal (aşağı yukarı 8 bin TL) ödemek zorunda kalıyoruz. Beklentimiz bunun düşmesi yönünde.” ifadelerini kullandı.
Cevahir, nakliyecilerin karşılaştığı problemleri de hatırlatarak, “Türkiye’den Suudi Arabistan’a kadar mal taşıyan nakliyecilerimizin ülke içinde adrese teslim yapmasına izin verilmiyor. Sınır kapılarında yerel nakliyeciler malları kendi araçlarına yüklüyor. Sınır kapılarında yaşanan bu gecikmeler ve aracıların sayısının artması yüzünden maliyetlerimiz yükseliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
KATAR’DA 200 PROJEYE 200 MİLYAR DOLAR HARCANACAK
Petrol ve doğal gaz üretimi ve rezervleri nedeniyle satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli geliri yaklaşık 130 bin dolar olan Katar’da yabancı yatırımcı için potansiyel arz eden en önemli sektör müteahhitlik.
Katar’da ileriki yıllarda hayata geçirilmesi planlanan 200 kadar projenin toplam tutarı yaklaşık 200 milyar dolar. Bu tutarın yaklaşık yüzde 43’ünün altyapı için harcanması beklenirken, kalanı sağlık ve eğitim sektörleri için kullanılacak.
Ayrıca ülke 2022 FIFA Dünya Kupasına ev sahipliği yapacağından orta ve büyük ölçekli dokuz yeni stadyum yapacak. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren Türk firmalarının en önemli rakipleri ise İtalya, Almanya, İngiltere ve Çin menşeli şirketler.