Cumhurbaşkanı Erdoğan Malatya’da STK temsilcileri ile bir araya geldiği kahvaltı sonrası yaptığı konuşmada gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast girişimine de değindi. Paralel yapının silahşörü Fuatavni’nin yazdıklarına da değinen Erdoğan ‘Erkeksen, yüreğin varsa kod adı kullanma, açık isminle yaz, çık karşıma. Biz bu yola kefenimizle çıktık, bizi caydıramazsınız’ dedi.
STK Temsilcileri ile Malatya’da kahvaltıda buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunup paralel yapının kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast planıyla konuştu.
BİZİ CAYDIRAMAZSINIZ
Dün gazetelerde görmüşsünüzdür. Tehditler alıyoruz diye. Ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Ben ailem hepsi. Şimdi şeyler dökülmeye başladı. Kızımla ilgili, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı. Biz bu yola çıktığımızda bir şey söyledik. Kefenimizi giyerek yola çıktık. Bizi buradan caydıramazsınız.
Bugün toplu açılış yapacak ardından ikinci ordu komutanlığımızı ziyaret ederek akşam şehirden ayrılacağız. Toplu açılışını yapacağımız eser ve hizmetlerin şimdiden Malatya’ya hayırlı olmasını diliyorum. Hükümetimize tüm kurumlarımızı, özel sektörümüzü ve büyükşehir belediyemizi tebrik ediyorum. Burada, STK’ların çok kıymetli temsilcileri var. Aynı şekilde Malatya’mızın kanaat önderleri var.
GEZİCİLER YALOVA’DAKİ KATLİAMA SESSİZ KALDILAR
Bizim ömrümüz hamdolsun hizmetle geçti. Siyasi partilerde STK’larda belediyede hükümette bulunduğumuz her yerde millete hizmetin çabası içinde olduk. Bunlar verilen emanetti bunlara layık olmaya çalıştık. Ülkenin ve milletin lehine olan her işi desteklediğimiz gibi aleyhine olan her işin de karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu sadece ülkemiz için değil dünya için de geçerli. Dünyada mazlumları özellikle ortaya koymak veya mazlum milletler noktasında ne kadar çaba gösteren zalim varsa onların da karşısında olduk olmaya devam edeceğiz. Türkiye son 2 yıldır iki önemli ve ibretlik olay yaşadı. Gezi olaylarıydı bunlardan biri. Taksim’de Gezi Parkı’nda 12 ağaç bir yerden sökülerek başka yere taşınmak istenmesi bahane edildi önce İstanbul’u sonra Türkiye’nin her yerinde siyasi sonuç devşirmeye çalıştılar. Bunu yapmaya gayret ederlerken de bazı siyasi partilerin başında olanlar bundan bir şey elde etmeye çalıştılar. Bunu yapanlar kendi partilerinin Sarıyer, Yalova’da bırakın taşımayı oralarda 30 -40-50 yıllık ağaçları kesip doğrayarak adeta doğa katliamı yaparken buna sessiz kaldılar, konuşmadılar. Hani neredeydiniz çevreciler neden burada konuşmadınız, sesinizi çıkarmadınız? Çünkü dürüst, samimi değiller. Bu vesile ile seçilmiş hükümeti ve güvenlik güçlerini hedef alarak vatandaşımızın malına, canına, kamuya hizmet eden ne varsa buna kastettiler, ekonomimize kastettiler. İçerden ve dışardan verilen desteklerle haftalar boyu Türkiye’yi savaş alanına çevirdiler. Kararlı duruşumuz sayesinde bu darbe girişimi sonuçsuz kaldı.
DARBE GİRİŞİMLERİ NETİCESİZ KALDI
17-25 Aralık’ta bir çete eliyle bir darbe girişimi başlatıldı. Bizim dirayetli duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu darbe girişimi de neticesiz kaldı. Bunlar birbirinden bağımsız hadiseler değildir. Bunlar aynı üst aklın aynı hedefe farklı yollara ulaşma çabasından başka bir şey değildir. 17-25 Aralık darbe girişiminin arkasında kendisine hizmet hareketi diyen bir yapı var. Pensilvanya’dan yönetilen artık adı PDY olan cemaat kisvesi altında milletimizin kanını sömürdü. Yurt yapıyorum, kurban kesiyorum adı altında himmet adı altında inanılmaz paralar topladılar. Önce gönülden alınan bu paralar daha sonra zorla alınmaya başlandı.
MİLLETTEN ZORLA PARA ALTILAR
Bunun ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir örgüt olduğuna kanaat getirdik. Buna karşı da bir mücadele kararı aldık hükümete bildirdik. Hükümet de bunu Bakanlar Kurulu’ndan geçirmek suretiyle tüm kurumlara bildirdi. Nisan ayında artık bu belgelerde de yerini alacak. İnsanları, polisle, savcı ile, aileleri ile, zaafları ile tehdit ederek adeta korku imparatorluğu inşa ettiler. Hizmet hareketi olarak başlayan bu yapı şantaj örgütüne dönüştü. Elde ettikleri bilgileri depoladılar ve gerektiğinde çıkarıp kullandılar. Soruyorum sizlere bütün bunlar eğitim için, yardım için, Allah rızası için çalışan insanların yapacağı iş midir? Bir dini yapı, bir cemaat böyle işlerin içinde olabilir mi? Gönüllü gönülsüz verilen bu paraları ne yapmışlar diye bakıyorsunuz orada da ahlaka imana sığmayacak şeyler görüyorsunuz.
BUNU PKK BİLE YAPMADI
Burada düşünmemiz gerekmiyor mu? Ya biz bu yardımı rıza için, eğitim için, hizmet için verdik. Kalkıp ta filanca ülkedeki kampanyalara destek diye vermedik. Ben hangi niyetle verdiysem o niyetle bunu kullanman gerekirdi. Bu paraları da kendi pis işlerinde kullandıkları kişileri de susturmak için kullandılar. Kurdukları banka ile kendi şirketlerine usulsüz şekilde kaynak aktarıyorlar. Türkiye’yi onlara şikayet ediyorlar. İnanın böyle bir tavrın içinde PKK bile olmadı. Bu denli bir tavrın içinde olmadı. Onlar bu işleri silahla yaptılar. Böyle bir şey olabilir mi? İşte yolsuzluk, hırsızlık budur, en büyük ahlaksızlık budur. Bu yapı maalesef ülkemizde STK’lara gönüllü teşekküllere cemaatlere çok büyük zarar verdi. Zaman zaman da bu hükümet diğer cemaatlerin de çalışma şartlarını ortadan kaldırıyor gibi akla ziyan açıklamalar yaptılar. Bütün samimi gayretler güven üzere itimat üzere yürür. Bugün pek çok STK’mız, cemaatimiz ülkenin dört bir yanında çok hayırlı takdire şayan hizmetler yapıyorlar. Bunların hepsinin de kaynağını çoluğunun çocuğunun nafakasından ayırdığı paralarla milletimiz sağlıyor.
ARTIK RESMİ ADI PDY’DİR, İPLİĞİ DE PAZARA ÇIKMIŞTIR
Siz milletten topladığınız paraları karanlık emellerine alet ederseniz yanınızda kimseyi bulamazsınız. Ben buradan hem milletimize hem de STK’lara seslenmek istiyorum. Pensilvanya örgütünün resmi adı ile PDY’nin ipliği pazara çıkmıştır. Bunların kim olduğu nereye çalıştığı hangi ülkelerle iş tuttuğu her geçen gün daha net ortaya çıkıyor. İşte gazetelerdeki yayınlanan belgeleri görüyorsunuz. Kim nerenin imamıdır, ne gibi bağlantıları vardır, nasıl işler bağlıyorlar hepsi oralarda mevcut. Biz bu yapıyla mücadele ettiğimizde birileri bize şunu söyledi asıl Müslümanlara zulmedenlere ram olanların yanında yer almak buna müsamaha göstermek Gayretullah’a dokunur. Bunun böyle bilinmesi lazım. Burada eksikten, kusurdan, hatadan bahsetmiyoruz. Burada inancımızın ve milletimizin varlığına kastedenlerin emrine girmiş bir ankebut yapıdan bahsediyoruz. Bu aziz milleti bırakıp diğer ülkeleri dost edinenlerden bahsediyoruz. Dünyanın 4 bir yanında operasyona alet olanlardan bahsediyoruz. Milletimiz o engin feraseti ile yapının gerçek yüzünü gördü, anladı ve hak ettiği şekilde onu kendi dünyasına hapsetti. STK’lara gönüllü teşekküllerimize düşen bu yapının açtığı tahribatı süratle tamir etmeliyiz.
ÖĞRENCİLERİMİZ MAĞDUR OLMASIN
Burada bir tek öğrencimizin mağduriyet yaşamasına izin vermemeliyiz. Bunu hep birlikte yapmalıyız. STK’ların bu konuda çok önemli görevi var. Kamu kurumları ve STK’lar el birliği ile vatandaşlarımıza daha iyi hizmet vermenin çabası içinde olmalıyız. Şimdi bir vakıf kuruluyor. Maarif Vakfı. Kurulacak bu vakıfla uluslararası camiadaki bu okulları bu yönetimler biz size verelim diyorlar. Alın yönetin ama burada bunca öğrenci boşta kalmasın diyorlar. Onun için de hükümetimiz süratle böyle bir vakfı kuruyor bu konuda işbirliği halinde olacağımız ülkelerle hangi devlet başkanı ile görüştüysem hepsi olumlu cevap vermiştir. Sadece bu mu değil. Ekonomik alanda da yaptılar. Bu konuda da ekonomi bakanlığımız, ilgili birimlerimiz yoğun işbirliği ile dış ekonomik ilişkiler konseyi olarak bütün bu çalışmaları organize edecek devlet olarak ekonomi bakanlığı ile bu ilişkileri uluslararası camiada sürdürmeye devam edeceğiz. Yaptığım tüm seyahatlerde DEİK ile bu çalışmaları sürdürüyoruz. Bunu da inşallah devam ettireceğiz.
BİZ KEFENİMİZLE YOLA ÇIKTIK
Ülkemizin ve milletimizin kazanımlarına halel getirmeden bu meseleyi bir çözüme kavuşturacağız. Sizler, hakikaten yoğun bir çaba ile mevzi kaybına mahal vermeden ülkemizi ve milletimizi bu hastalıklı yapıdan kurtaracağız. Ben sizlerden doğrusu gayret ve destek bekliyorum. Bu mesele benim şahsi meselem olmadığı gibi sizin de özel meseleniz değil. Bu rıza-i ilahi meselesidir. Dün gazetelerde görmüşsünüzdür. Tehditler alıyoruz diye. Ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Ben ailem hepsi. Şimdi şeyler dökülmeye başladı. Kızımla ilgili, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı. Biz bu yola çıktığımızda bir şey söyledik. Kefenimizi giyerek yola çıktık. Bizi buradan caydıramazsınız. Ama sende yürek varsa sende delikanlılık varsa kod adıyla falan ortaya çıkma gerçek adınla ortaya çık. Sen terör örgütünün mensubusun kod adı kullanıyorsun. Nereden konuşacaksan oradan konuş. Varsa elinde bir şey göster. İftira kampanyaları ile bunları yaptılar şimdi de tehditler. CHP’nin başkanı ile yetkilileri ile özel görüşmeler ve adeta onlara bilgi veriyorlar. Biz kızımla ilgili görevlendirmeyi yaptık ABD’den biri gelecek gereğini yapacak. Allah’tan ötenin kimseye bir şey yapmaya yetkisi yoktur. Şuanda atılan bu adımlarla bizler yolumuza devam ediyoruz.
BÖYLE BİR DEMOKRASİ OLABİLİR Mİ?
Şimdi yatırım yapılıyor bir bölgeye sonra terör örgütü geliyor haraç istiyor, iş makinalarını yakıyor. Bunun uzantıları Meclis’e kadar sirayet etmiş. Alınan tedbirlerle ilgili bu pakete karşı çıkmak terörle mücadeleye karşı çıkmaktır. Samimi olsalar şunu şunu şunu ekleyelim o maddeler arasında. Polis dur dedi duracaksın, durmadığın zaman gerekli muameleyi yapar. Orada hak oluyor da Türkiye’de bu işin ortasını bulalım. ABD’de polis dur dediğinde devam edemezsin. Şimdi 7 Haziran seçimleri geliyor muhtarları tehdit ediyorlar. Ne diyorlar bu köyden bir başka siyasi partiye oy çıkmayacak çıkarsa hepiniz dağa gönderilirsiniz. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Ne demokrasisi sizin böyle bir anlayışınız olsa dağa gidiyorlar ya hani gelin bu işi halledin… Yok sadece tek işleri ön kesmek. Bu parlamentodan her türlü engellemeye rağmen bu çıkacaktır ben buna inanıyorum. Çünkü aklıselimin yolu bir. Bu düşüncelerle bizlere gösterdiğiniz teveccüh için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yeni, modern bir Türkiye için farklı bir yoldayız. Yeni bir Türkiye kuruluyor, kurulacak. 12 yıl öncesinin Türkiye’si yok. Aynı şekilde 12 yıl öncenin Malatya’sı da yok.