Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 TV – 360 TV canlı yayınında Murat Çiçek’in sorularını yanıtladı. Erdoğan, HDP’nin seçim kampanyasındaki şok bir detayı açıkladı, İstanbul’daki toplantıya dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 TV – 360 TV ortak yayınında Murat Çiçek’in sorularını yanıtladı…
Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları:
Yola çıktığımızda “farklı bir cumhurbaşkanlığı” demiştim. Cumhurun başkanı olmanın gereği neyse, bunu anayasa çerçevesinde yerine getireceğimi söylemiştim.
Bu makamlara halk hiç bir zaman çıkamamıştır. Zaman olmuş kılığından kıyafetinden engellemeler olmuş. Sakalına bıyığına takılmışlar. Bu ülkede milletvekilleri eşleriyle Cumhurbaşkanlığı’na çıkmaz durumdaydı.
O makam cumhurun makamıdır, başkasının makamı değildir. Bunu ideolojilerinizin kurbanı edemezsiniz.
30 Ağustos’u farklı kutladık. Şehitlerimizin yoğun olduğu döneme rastlamıştı. O gün müzik çalınmadı, ama farklı bir kutlama ortaya koyduk. Dünyanın değişik yerlerinde görev yapan askerlerimizin canlı bağlantıyla katılımını sağladık. Onlara ne kadar değer verdiğimizi gösterdik. İlk defa şehitlerimiz için Kur’an ve meali okunmak suretiyle onları yadettik.
“BİZ BURALARI DA GÖREBİLECEK MİYDİK” DEDİLER
Bu yıl 81 vilayetten bini aşkın davetli çağırdık. Bu isimleri valilerimiz, kaymakamlarımız vasıtasıyla çağırdık. Zengindi, enteldi, danteldi… Sakın böyle bir şey yapmayacaksınız. Bu makamı görememiş kimler varsa onları bize göndereceksiniz dedik.
Çok çok mutlu oldular. Bir resepsiyon şeklindeydi. Hepsi de memnuniyetlerini dile getirdiler. “Buraları da görebilecek miydik” dediler. ‘Bu altınlar nerede?’ diye sordular.”
Son dönemde, denizde boğulmak üzere olan bir yavruyu biliyorsunuz, balıkçılar kurtardı. O balıkçı kardeşlerimizi de buraya davet ettik.
Yine, çok çok önemli… Gaziantep’te Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde okuyan bir Suriyeli kızımız var. Bu kızımız 2 ayda Türkçe’yi öğrenmiş. Kilis’te konteyner kentte kalıyorlar. Kızımızın ismi Ravza Cuma. Hedefi de kalp cerrahı olmak. Gayet de başarılı bir öğrenci. Onu da davet ettik.
Diyarbakır’da, indirilen bayrağı, indiren kişilerin elinden alıp tekrar direğe asan Diyarbakırlı çocuklarımızı da buraya davet ettik. O çocuklar oraya bayrağı astılar diye terör örgütü onların ailesini tehdit ediyor. Onlar da çocuklarını orada okutamamaktan korkuyorlar. Bir tanesi malesef 1. sınıfta olan çocuğuna okulu bıraktırmak zorunda kaldı.
Bu ülkede kim, neyle nasıl mücadele ediyor, her şey ortada. Bunlar bir ambulansa kurşun sıkacak kadar hainler, caniler. Terörün de bir namusu olsun.
Ben buradan Kürt vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bu yapılanlar karşısında hala bir Kürtçülüğü, ırkçılığı bir din olarak mı kabul edeceğiz? “Ben Kürdüm” diyene saygım var. “Ben Lazım, Boşnağım, Çerkezim” diyene saygım var.
Ben göreve geldiğim andan itibaren ben Kürt kardeşime “kardeşim” demişim, “vatandaşım” dememişim. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz.
Yarınki tören, alışılmışın dışında tamamen sivil bir kutlama olacak. Alan düzenlemesinden tutun da, programın akışına kadar bu bir ilk. Bunu göreceksiniz.
TERÖR OPERASYONLARI
“Terörle mücadele kısa soluklu değildir. Olay sadece bir PKK, bir DAİŞ bir DHKP-C olayı değildir. Bunlar kolektif bir yapıdır. Bu operasyonlar kararlı bir şekilde devam edecektir. 1 Kasımın neticesi ne olursa olsun bu operasyonlar halkımızın huzurunu yakaladığı ana kadar devam edecektir. Devlet bunun için var. Bununda gereği neyse devlet bunu yapacaktır. Bunların barışla falan alakası yok bunlar kimi kandırıyor. Batı’ya geldiğinde barış diyeceksin. Doğu’da tehdit edeceksin. Orada insanları tehdit ediyorlar.
“Karşı taraf barış diyor” diyorlar. Ne barışı? “Barış” diyeceksin, benim Güneydoğu’daki vatandaşım oyunu bile huzur içinde kullanamayacak. Böyle barış mı olur?
ASKERİMİZ ANINDA İŞİ BİTİRDİ
Geçenlerde ne oldu? PYD Fırat’ı geçmek istedi. Askerimiz hemen anında hava harekatıyla işi bitirdi. Bu bir uyarıdır. Kendine çeki düzen ver. Bunu farklı yerlerde de yapmaya çalışırsan, gereğini orada da yaparız. Türkiye’nin kimseden izin almaya ihtiyacı yok.
KANTON KURMA ANLAYIŞI SÜRERSE GEREĞİNİ YAPARIZ
“Kuzey Irak’ta yaşananı, Kuzey Suriye’de yaşamak istemiyoruz. PYD, Araplara ve Türkmenlere etnik temizlik yapıyor. Bizim buna müsaade etmemiz mümkün değil. Şuan hassas koridorlar var, bu koridorları kontrol altında tutuyoruz. Bu sınırın, içinde ve dışında bize tehdit olacak ne varsa gereğini yaparız.”
İSTANBUL’DA TOPLANDILAR, ÖLÜMLÜ EYLEMLERİN OLMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER
Malum partinin kampanya yönetimini, Sayın Obama’nın kampanyasını yürüten ekip yapıyor. Bu ekip İstanbul’da bunların ileri gelenleriyle görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde de malum medya grupları bir araya geldiler. Bu medya grupları, ki bunlar şu anda bizim terörle mücadelede yanımızda değil, hep karşımızda olan ekip, bunların kimler olduğunu herhalde açmama gerek yok.
Enteresan olan taraf şu. Bu tür eylemlerin yapılması gerektiğini, hatta çok daha öte gitmek suretiyle orada ölümlerin olabileceğini söylediler.
Bunun dışında ayrıca, malum partiyle terör örgütünün ilişkisinin olmadığı, tam tersine, birbirleriyle düşman pozisyonda olduklarını ifade etme noktasına geliyorlar. Geçenlerde biliyorsunuz, malum partinin başkanının bir açıklaması oldu, “bizim PKK’yla bir ilişkimiz yok, PKK’nın da bizimle bir ilişkisi yok” dedi. Buna herhalde kimse inanmaz.
“YALANI İFTİRAYI SÜREKLİ KULLANIN” DEDİLER
Barış dediği söylenen kişi, 6-7-8 Ekim’de milleti sokağa döken kişi değil mi?. Böyle bir isme nasıl uyacaksınız. O kampanyayı yürüten ekip, ‘yalanı ve iftirayı sürekli kullanın’ dedi. Çünkü sürekli yalan söyleyince artık doğru gibi algılanacağını belirttiler. Kampanya aklı, üst akıl bu. Bunu aynen uyguluyorlar.”
BÖLGENİN KANAAT ÖNDERLERİYLE İSTİŞARE
200’e yakın kanaat önderiyle bir araya geldik. Bire bir görüşme yaptıklarımız oldu. Bölgedeki sıkıntılarla ilgili bilmediklerimizi onlar bize anlattılar. Mesela bir aşiretin başı olduğu halde “ben 160 bin lira haraç verdim. Arkadan tekrar istediler 60 bin lira daha verdim” diyor.
Geliyorlar mesela esnafa, vatandaşa, diyorlar ki “30’ar bin lira vereceksiniz”. Esnaf 5 bin lira kazanamıyor, 10 bin lira haraç istiyorlar. Böyle bir çalışma yapılıyor.
Hala, seçim kampanyalarını takip eden Batılılar işin bu boyutunu hiç görmüyor.
TERÖRDEN MEDET UMAN MEDYA
Hiçbir zaman samimi olmadılar. Birçok kez, bunların ileri gelenleri, patronları, yayın yönetmenleri benimle hep görüşürlerdi. Neden sonra ilişkileri kesildi? Bu tür olaylarda “niçin siz de tavır almıyorsunuz, bu sadece devletin sorunu değil, sizin de sorununuz olması lazım, bu terör yarın öbür gün sizi de vurabilir” dedik. Ancak hiçbir zaman gerekli hassasiyeti göstermemişlerdir.
Diyelim ki, ölüm anında yerde yatan vatandaşların resimlerini yayınlıyorlar. Mecburen hemen yargıya başvurmak suretiyle oradan yasak çıkarmaya çalışıyorduk. Kedilerini arayıp da “bu doğru olmuyor, bu yayınları durdurun” dediğimizde buna uymuyorlardı. Reyting düşüncesiyle hareket ediyorlardı.
Yine aynı şekilde, terör örgütünün ileri gelenleriyle ilgili yayınlar yapıyorlar. Onların methine yönelik yayınlar yapıyorlar.
1 puanın onlar için çok büyük önemi var. Medya olarak yapmanız gereken doğruyu yayınlamaktır. Ne yazık ki böyle bir şey asla söz konusu olmadı. Bunun da bedelini devlet olarak ödüyoruz.
YERLİLİK VE MİLLİLİK
Bizim Milli Savunma Bakanlığımız var. Savunma sanayisinde bütün savunma sanayi ürünlerinizi kendiniz ürettiğiniz gün yerli ve milli olursunuz. Biz iktidara geldiğimizde yerlilik oranı çok düşüktü. Şimdi büyük ilerleme kaydettik.
Yerli otomobilde de şu anda atılmış olan adımlar var. Motoruna varıncaya kadar her şeyini burada yapacak şekilde çalışmalarımız sürüyor.
İnsansız hava aracı üreten firmalarımız var. Birbirleriyle rekabet halindeler. Bu da bize güç katıyor.
Yerli tank motorunu kendimiz üretir hale geleceğiz. Şu anda proje çalışmalarımız sürüyor.
Aynı şeyi zırhlı araçlarda yaşıyoruz. Bunlar eskiden hep bizim için ithaldi. Birilerinin çöplüğünden satın alma yoluna gidiyorduk.
ASELSAN bizim için Kıbrıs harekatından sonra çok önemli hale geldi. ASELSAN artık dünyada saygın bir yere geldi. HAVELSAN, TAİ gibi kurumlarımızın çalışmalar Türkiye için gerçekten çok çok önemli.
En son Türksat 4B’yi uzaya fırlattık. İşte millilik yerlilik bu.
Bunu dışarıdakiler bunu hazmedemez. Ama dışarıdakilerin içerideki bağlantıları da bunu hazmedemiyor. Pazarın paylaşılmasını hazmedemiyor. Kendilerine direkt kendim söyledim: Gel yerli otomobili üret dedim. Ama yanaşmadılar.
Bazı medya kuruluşları KKTC’ye Barış Suyu Projesi’ni küçültmeye çalıştı Kıbrıs’a su götürdük, yayınlayamadılar.
RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİSİ
Rusya Türkiye gibi bir ülkeyi elinden kaçıramaz. Ekonomik-stratejik işbirliği anlaşmalarımız var. Aramızda bazı görüş ayrılıkları olabilir ama bunu çatışma olarak değerlendirmek çok yanlış olur. Mesela biz hava sahamızdan geçişine müsade etmeyebiliriz, o da buna uymak zorunda ve uymuştur.
Mesela Rusya’ya herkes ambargo uygulamıştır, biz uygulamadık. Çünkü ikili ilişkilerimiz var. Putin’in yüzüne de söyledim. “Suriye’de yaptıklarınızdan dolayı size kırgınım” dedim. Şimdi yeniden bir toplantı yapılacak. Bu konular konuşulacak.
Türkiye, Suriye’deki barış için bir arayışın içerisinde. Esed’in içinde olduğu bir projeyle barış olmaz. 360 bin insanın öümüne neden olmuş bir kişiyle asla bu süreç yönetilemez. Bunu Sayın Putin’e de söyledik. Bunlar şu anda konuşuluyor.
İran’ın bazı yaklaşımlarından da rahatsızız. Kendilerine de ifade ettik. Yanlış kimden gelirse gelsin, uyarımızı yaparız. G20’de gündeme bu konuları koyduk. Başlığı “uluslararası terör”. Bunları orada konuşacağız, görüşeceğiz.
Batı’ya uyarılarımızı yapıyoruz. “Bizimle burada birlikte çalışma yürütecekseniz buyrun, eğer yürütmeyecekseniz, siz bilirsiniz” diyoruz.
PARALEL YAPI
Bunlar Amerika’daki eğitim sistemine bile nüfuz etmişler, oralardaki sistemi de çökertme peşindeler. Afrika’da, Asya’da, Güney Amerika’da da var bunlar. Bunlar farklı bir örgüt. Dikkat ederseniz, “ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal örgüt” diyerek milli güvenlik siyaset belgemizin içine koyduk.
KOZA İPEK’E KAYYUM
Bu bir yargı süreci. Yargı, inanıyorum ki gerekeni yapacak. Acaba niye kayyum tayin edildi? Bunun üzerinde iyi düşünülmesi lazım. Çünkü 1 numarası kaçıyor. Arkadan da diyor ki, herhangi bir usulsüzlük söz konusu değildir diyor. O zaman niye kaçıyorsun?
Bizim bildiklerimiz bize, ama yargının bildiği de kendinedir.