Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çin’de Uygur Türklerine yapıldığı iddia edilen zulüm haberlerinin yalan olduğunu söyleyerek, “Çin seyahatim öncesi ülkemizdeki gelişmeler manidardır. Uygur Türklerine baskı yapıldığı iddiaları ile ilgili medyada dolaşan, büyük bir kısmı da yalan ya da istismar olan haber ve görüntülerden sonra İstanbul’da tasvip etmediğimiz olaylar yaşandı” dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Büyükelçilere iftar yemeği verdi. Yemek sonrası yaptığı konuşmada şunları söyledi.
TÜRKİYE YÜZDE BEŞ BÜYÜDÜ
“Kararlılıkla uyguladığımız politikalar sonucu Türkiye 2003-2014 döneminde ortalama yüzde 5 büyüdü. Çevremizde yaşanan sıkıntılara rağmen geçtiğimiz yıl ülkemize 12.1 milyar dolar yatırım geldi. 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımız 2014 yılında 158 milyar dolara ulaştı. Türkiye ekonomik kalkınmasına paralel olarak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere sağladığı yardımları arttırıyor.
SURİYE’DEKİ DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞTİRİLEMEZ
Suriye’de olanlar hem Türkiye için hem de uluslararası camia için bir tehdittir; DEAŞ bir terör örgütüdür. Suriye’de demografik yapıyı değiştirme gayretlerini asla kabul edemeyiz. Türkiye her zaman olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının haklı mücadelesine destek verecektir. Türkiye din ve etnik ayrımı gözetmeksizin açık kapı politikasına devam edecektir. Batı 250 bin kişiye ev sahipliği yaparken; biz 2 milyon insana ev sahipliği yapıyoruz.
TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI POMPALANIYOR
Kobani’den gelenlere de etnik ve dini ayrım yapmadan kapılarımızı açtık. Fakat bize karşı kara propaganda başlatıldı, Türkiye düşmanlığı pompalanıyor. Harcadığımız para 6 milyar doları aştı, ama uluslararası camiadan bize gelen 400 milyon dolar. Terörizmle mücadelede ayrım gözetilmemesine inanıyorum. Adı ne olursa olsun teröristlere karşı etkin bir işbirliği gerekir. Türkiye, Suriye sınırı ve DEAŞ bağlantısı nedeniyle bin 300 kişiyi yakaladı ve sınırdışı etti. Teröristlerin geldiği ülkelerin de kendi üzerine düşeni yapmaları terörizmle mücadelenin başarısı için gereklidir.
DOSTUN GÖREVİ ACI SÖYLEMEK
Bir dostun görevi acı da olsa hakikati söylemektir. Mısır’daki tablo terör örgütlerinin zemin kazanmasından başka bir amaca hizmet etmiyor. Mısır halkı bizim kardeşimizdir, Yemen’deki gelişmeleri de yakından izliyoruz. Sorunların çözümü siyasi diyalogla mümkündür. İslam dünyasında bir mezhep savaşı çıkartmak isteyenlere karşı birlikte akıl ve ahlakla mücadele etmek zorundayız. Filistin halkının karşı karşıya olduğu adaletsizlik bir an önce giderilmeli, Filistin topraklarındaki işgal sona ermelidir. AB’de yeni fasılların açılması ve üyelik sürecinin hızlandırılmasına büyük önem veriyoruz. Avrupa ülkelerindeki Türkler, İslamafobiden etkilenenlerin başında geliyor.
ÇİN SEYAHATİM ÖNCESİ YAŞANANLAR MANİDAR
Çin seyahatim öncesi ülkemizdeki gelişmeler manidardır. Uygur Türklerine baskı yapıldığı iddiaları ile ilgili medyada dolaşan, büyük bir kısmı da yalan ya da istismar olan haber ve görüntülerden sonra İstanbul’da tasvip etmediğimiz olaylar yaşandı. Ülkemize gezmeye, yaşamaya gelen Doğu Asyalı insanlar bizim dostumuzdur, Bize emanettir. Onlar bizim misafirimizdir. İstanbul’da yaşanan provokatif olaylar bize yakışmaz. Provokatörlerin oyununa gelmeyin. Ülkemize gelenler bize emanettir. Türkiye tüm soydaşları ve kardeşleri gibi Uygurlu soydaşlarımızın da yanındadır. Ay sonunda yapacağımız Çin ziyaretinde meseleyi muhataplarımızla konuşacağız.
PARALEL İLE MÜCADELEDE YANIMIZDA OLUN
Ulusal güvenliğimizi tehdit eden Paralel Yapı ile mücadele içindeyiz. Bu yapı milletimizin iyi niyetini istismar etmiş bir yapıdır. Devletin kurumlarına sızarak, her yerde bunu yapıyorlar ve bu 40 yıllık bir hazırlıktır. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içinde bu örgüt yerini almıştır. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal örgütlerden birisidir. Bu örgüte karşı sizleri yanımızda istiyoruz.”
Türkiyenin son füze anlaşmasın israil ve amerika ile değil Çinle yapmaya yönelik bir irade göstermesinin karşılığında, içimizdeki amerika ve siyonist işbirlikçilerinin bizi çine karşı kışkırtma operasyonudur bu! Türkiyenin kendilerinden bağımsız hareket etmesine tahammülleri yok. Emperyalist güçler Türkiyeyi sonsuza kadar bir sömürge mantığıyla ellerinde tutmaya çalışıyorlar. çok uyanık olmalıyız. olayları iyice araştırmadan uluslararası boyutlarını tartmadan duygusal tepkilerden kaçınmalıyız.