Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, dünyaya çok önemli 5 mesaj verdi. Erdoğan’ın verdiği mesajlar şöyle oldu: FETÖ konusunda mücadele, Suriye’nin toprağında gözümüz yok, Mülteciler konusunda dünya neden duyarsız? DAEŞ, PKK ve YPG’nin birbirinden farkı yok, Dünyanın geleceğini 5 ülke belirleyemez! İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’nin 71. Genel Kurulu’nda yaptığı o tarihi konuşma:
“FETÖ İLE MÜCADELE ETMEZSENİZ YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR”
Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü sadece Türkiye’nin değil varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt, Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir.
“YAŞADIKLARIMIZ TECRÜBEYLE SABİT”
Örgütün temel stratejisi eğitim, diyalog, hoşgörü, sivil toplum kuruluşu kisvesi altında devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek, ekonomik kaynaklara hakim olmaktır. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için ülkelerinin geleceği için Fetullahçı Terör Örgütü’ne karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu vesileyle bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan ‘Türk, Türkiye’ gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle bir ilgisinin bulunmadığını da belirtmek isterim.
“SURİYE’NİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK”
Uluslararası toplumun katkısının sadece 525 milyon dolarda kalmaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
Bu kürsüden tüm uluslararası camiaya Suriyeli mültecileri kendilerine yönelik hayati tehdit gibi algılayan tüm Avrupalı dostlarıma sesleniyorum. Dikenli tel örgülerin, yüksek duvarların arkasında huzur aramak beyhude bir çabadır. Suriyeli mültecilerin eğitim, iş ve iskan sorunlarına süratle çözüm bulamadığımız takdirde düzensiz göçün, sosyal meselelerin ve güvenlik risklerinin önüne geçemeyiz. Sorunun kaynağı olan Suriye’deki çatışma, terör, zulüm ortamının sonlandırılması ve siyasi çözüm sürecinin hayata geçirilmesi için daha fazla vakit kaybedemeyiz.
“SURİYE, SURİYELİLERİNDİR”
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına en fazla önem veren ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bizim Suriye’nin topraklarında asla gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilerindir. Suriye topraklarında kimsenin gözünün olmaması gerekir.” diye konuştu.
“MÜLTECİLER KONUSUNDA DÜNYA DUYARSIZ”
“Avrupa Birliği ile mülteci krizine karşı işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ege Denizi’ndeki ölümlerin önünü almak amacıyla, 2015 Ekim ayında günlük 7 bin olan düzensiz göç rakamının son aylarda 50’ye kadar düşmesini sağladık. Bu tablo, Türkiye’nin Avrupa Birliği olan mutabakatı çerçevesindeki taahhütlerine başarıyla yerine gösterdiğini gösteriyor. 18 Mart 2016’da varılan mutabakatta Avrupa Birliği tarafından verilen sözlerin adeta unutulduğunu, karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içerisindeyiz.
“DAEŞ, PKK VE YPG’NİN BİRBİRİNDEN FARKI YOK”
Suriye’de, Irak’ta terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüz binlerce çocuk, kadın, genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muameleler ile karşı karşıya kalıyor. DEAŞ, el-Nusra ve PYD, YPG gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor.
Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, umutsuzluğun hakim olduğu bir bölgede, istikrarın, huzurun ve dengenin yeniden tesisi bakımından kritik bir öneme sahiptir. PKK, PYD terör örgütünün önceliğinin DEAŞ’la mücadele etmek olmadığı bu operasyonla birlikte açıkça ortaya çıktı. Operasyon Suriye’deki ılımlı muhalif unsurların öz güvenlerinin yerine gelmesini de sağlamış oldu. Hatta bu gelişme Musul’u DEAŞ teröründen kurtarmak isteyen Irak’taki yerel güçleri de cesaretlendirdi.
DÜNYANIN GELECEĞİNİ 5 ÜLKE BELİRLEYEMEZ!
Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerekir. Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda genel sekreter Ban Ki-mun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, biz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz, hatırlatıyorum.
Beş ülkenin iki dudağının arasına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama şu anda dünya bu beş ülkenin iki dudağının arasına mahkum edilmiştir.
“ADALET BÖYLE TESİS EDİLİR”
Tüm dünyanın temsil edilmediği bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin adaleti tesis edemeyeceğine vurgu yapan Erdoğan, “Bunun bir defa gözden geçirilmesi gerekir ve düşünebiliyor musunuz; üç tane ülke Avrupa’dan, bir ülke Asya’dan, bir ülke Amerika, beş ülke. Peki, dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Bunları bir kenara koyuyoruz. Biz diyoruz ki 20 ülke mi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde olacak, bunların hepsi daimi olsun. Dönerli olarak, iki yılda bir bunlar değişebilir, değiştirilsin ve hepsi de dünyayı temsil etmek üzere, tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilebilir.”