Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hain planın yerli taşeronu paralel örgüt ve Aydın Doğan medyasını deşifre etti. Hürriyet’teki iki paralel tetikçiyi de anlatan Küçük’ün yazısı şöyle:
HAİN PLANIN YERLİ TAŞERONU PARALEL ÖRGÜT VE AYDIN DOĞAN MEDYASI
Geçen yazıda da ifade ettiğim gibi şu an belli odaklar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve başında olduğu Türkiye Cumhuriyetimizi DAEŞ denen terör örgütüne destek veren ve uluslararası kara para trafiğini yöneten, terörizmi bu yolla finanse eden devlet olarak pazarlama projesini yürütüyorlar. Bu plan doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırı planıdır. Paralel örgüt ve bu örgütle kol kola olan Aydın Doğan medyası da bu hain planın yerli taşeronluğunu yapıyor. Elbette bu konuda doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almıyor gibi gözükerek 17 Aralık’tan beri sinsi biçimde yaptıkları gibi Reza Zarrab’ı yem olarak kullanarak Erdoğan’ı avlama stratejisini işletiyorlar. Daha evvel yazdığım gibi paralel örgütün tetikçisi olduğu kanıtlarla sabit olan Hürriyet muhabiri Arda Akın Doğan Medya’da bu planın başını çekiyor. Aydın Doğan ise çok önemli bir devlet yetkilisine “Bence de cemaat tehlikeli ve karanlık bir çete” dediği ve bu cümlesi devletin resmi kayıtlarına girdiği halde Fethullahçı Terör Örgütü’nün militanı olduğunu herkesin bildiği Arda Akın gibileri beslemeye devam ediyor. Seni gebe mi bıraktılar Aydın Doğan? Açık açık söyle şantaj mı yapıyor bu çeteciler? Eğer öyleyse Türk devleti seni korur, merak etme…
TÜRK İSTİHBARATININ İYİ BİLDİĞİ KARANLIK ADAM TOLGA TANIŞ
Bunun yanında devletimizi ve devletimizin başını Lahey’de yargılatıp hapse tıkma yönünde alçakça yayınlar yapan Cumhuriyet gazetesi de şu an doğrudan FETÖ finansmanıyla çıkıyor. Ayrıca ABD’de hangi çıkar çevrelerinden nemalandığını Türk istihbaratının iyi bildiği karanlık adam Tolga Tanış da bu hain projenin bir parçası. Fethullahçı tetikçi Arda Akın’a ise bu kara propaganda bilgileri Fethullahçı Gümrük Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz’dan doğrudan geliyor. Paralel örgüt üyesi Eryılmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kumpas planının bürokrasi ayağında bir taşeron.Hala da şu an elindeki dosyaları istismar ederek bu amaçla işler yapıyor. Çok değerli bir adam olan Gümrük ve Ticaret Bakanımız Nurettin Canikli’nin bu Fethullahçı örgüt üyesini dosyalardan el çektirme ve pasif göreve atama sürecini başlattığını biliyorum. Maalesef 657 sayılı kanun yüzünden tüm bu bürokratik süreç ağır olabiliyor ama Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a tam bağlılığı bilinen Nurettin Canikli gibi değerli devlet adamlarımızın kararlı duruşuyla bu bürokratik süreçler aşılır ve Eryılmaz gibilerin hain planları suya düşer. Bu Fethullahçı Mehmet Eryılmaz yazdığı maksatlı raporu doğrudan aynı örgütten olduğu Arda Akın’a gönderiyor ve Hürriyet de bunu manşet yapıyor. Sonra da Hürriyet’in manşetini öbür gün tüm Fethullahçı medya büyütüyor ve hedefe Tayyip Erdoğan’ı koyuyor…
Raporun amacı Reza Zarrab’ı İran’da tutuklu Babek Zencani ile ortak göstererek ve Zarrab’ı da Tayyip Erdoğan’ı avlamak içim yem gibi kullanarak bir sözde yasadışı kara para örgütü bağı kurmak. MİT TIR’ları ile DAEŞ’e silah yardımı yalanı tutmayınca da bu kara propagandayı kullanacaklar.Reza Zarrab ile ilgili habire manşetlerin atılmasının temel sebebi de Erdoğan’ı bu yöntemle tard etme planıdır. Nitekim Mehmet Eryılmaz ile ortak çalışan Arda Akın’ın Fethullahçı kimliğini ben geçen cumartesi deşifre edince bu çete üyesi açıkça hedeflerinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve Zarrab’ın sadece bahane olduğunu Twitter’dan açıkça ilan etti. Elbette hemen her Fethullahçı kumpasta olduğu gibi burada da yalanlar ve çarpıtmalar sınırsız. Ben ise işin doğrusunu ve kurulmak istenen kumpası aktarmakla mükellefim…
Babek Zencani İran devletinin Türkiye’deki paralarını yönetme imtiyazına sahip adamdı yakın zamana kadar. Neredeyse tüm kamuoyunun yanlış bildiği bir olay var. Reza Zarrab İran’dan aldığımız petrol ve doğalgazın Halk Bank’a yatan paralarını altın olarak İran devletine transfer eden adam değildi. Bu tamamen yanlış bir bilgidir ve sürekli bu yanlış tekrarlanıyor. İran devletinin sattığı petrol ve doğalgaz paralarına erişim hakkı Babek Zencani’ye aitti. İran devletinin paraları ve Babek Zencani ile Zarrab’ın hiçbir ortaklığı yoktur. Zaten bunu İran devleti de defalarca açıkladı. İran devletinin adamı olan kişi Babek Zencani idi. Geçtiğimiz yıl İran devleti Zencani’nin İran’ın parasının bir kısmını çaldığına hükmetti ve bu adamı tutukladı. Türk devlet raporlarında da Zencani’nin güvenilmez bir adam olduğu defalarca İran makamlarına iletilmişti. Buna rağmen dolaylı olarak Türk devletini yönetenlerle Zencani arası bağ uydurulmaya çalışılıyor.
Zarrab ise Türkiye ile ticaret yapan İranlı tüccarların nerdeyse tamamının Türkiye’deki paralarını yöneten ve altın ya da işlenmiş altın olarak bu para transferini yapan adamdır. Zarrab Türkiye-İran arası ticaret yapan Fars ve Türk işadamlarıyla muhatap olan bir kişi kamu makamlarıyla değil. İran devletinin değil İranlı tüccarların parasının kontrolü Zarrab’tadır. Peki eskiden hangi ülkelerin hangi firmaları Türkiye-İran arası ticaretin finansal boyutunu halledip paraları hangi devletin kasasına indiriyordu? Sonrasında Türk devleti bu oyunu nasıl bozdu? Sonrasında ise neden 17 Aralık darbe operasyonu gerçekleşti? Hepsini yazacağız…