Başbakan Erdoğan, kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kaldığı tartışmalarına ilişkin ‘Biz sorumluluk makamında, muhafazakar demokrat bir parti olarak herkesin çocukları bize emanettir. Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz’ dedi.
Kız ve erkeklerin aynı evlerde kaldığı ihbarlarını bir kenara atamayacaklarını da ifade eden Başbakan Erdoğan, ‘Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz’ diye konuştu.
Marmaray’daki aksaklıklara sevinleri de es geçmeyen Erdoğan, “76 milyonun hemen tamamı Marmaray’ın gururunu yaşarken, varsın bazıları da Marmaray’ın küçük aksaklıklarından dolayı sevinç yaşasınlar. Bu hazımsızlığın, hasedin son bulması ve Marmaray gururunu yaşamayanların da bu gurura ortak olabilmesi en büyük temennimizdir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Görsel ve sosyal medyada bazı konular yer aldı. Ben karakteri itibariyle farklı bir siyasetçiyim. Ve bir yerde konuştuğumu inkar etme anlayışına sahip bir insan değilim. Ne yapıyorsak inanarak yaparız, ne söylüyorsak da arkasında durarak söyleriz. Öyle eğilip bükülerek birşeyi sürdürmenin hesabı içinde olmadım, olmam.
KİMİN YAŞAM TARZINA MÜDAHALE ETTİK
Bu ülkede başbakanlık görevini bu millet bize verdi. iktidarı da vize verdi. şunu da unutmayalım ki biz muhafazakar demokrat bir partiyiz.Ve partimiz olarak da neler yaptığımızı, neler yapmamız gerektiğini biliriz.Kimsenin yaşam tarzına karışmadığımızı söylememize rağmen bir çok yerde, yaşam tarzımız şöyle değiştirildi böyle değiştirildi gibi ithamlarla karşı karşıyayız. 4,5 yıl ben belediye başkanlığı yaptım. Aynı ithamlarla karşı karşıya olduk. Yaptığımız belediye başkanlığında biz sonunda o söylenenlerden dolayı değil, bir şiirden dolayı içeri atıldık. Niye? Suyu bulandırdın dediler. Şimdi 11 yıldır biz türkiye’yi yönetiyoruz. Dikkat edin hep yine buna benzer arayışlar devam ediyor. 11 yıllık şu yönetimde Ak Parti iktidarı kimin yaşam tarzına müdahale etti? Karıştı? Sen niçin şöyle böyle yaşıyorsun böyle bir durum mu söz konusu oldu? Bu ülkede birileri zulme uğradıysa o muhafazakar kesimdir. Zulme uğrayan hep muhafazakar kesim olmuştur. Eğitimde sağlıkta adalette emniyette yapılmıştır. Ve şu anda bu devran değiştiği için birileri birşeyler kapmaya çalışıyorlar. Şunu bir defa bilmemiz lazım biz sorumluluk mevkiinde olan muhafazakar demokrat bir parti olarak, bu ülkede ebeveynlerin herkesin çocukları bize emanettir.
NE YAZARLARSA YAZSINLAR
Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik etmiyoruz. Bazı gazeteler şöyle yazmış. Ne yazarlarsa yazsınlar. Dünyada eğitim öğretim psikolojisinin içinde bile açıklaması yapılamaz. Biz buna da müdahil olduk, yurtlarımızda kızlarımızın erkek öğrencilerle ayrıştırma çabasına devam ediyoruz.Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyacına cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarı bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız oluyor? Bazı köşe yazarları inadına bu tür şeyleri yazıp çizecekler diye biz bu ihbarları bir kenara atamayız.
BİZ BÖYLE BİR SORUMLULUĞUN MANEN ALTINA GİRMEYİZ
Bunlar aynı apartmanın içinde daire komşuları ihbarı yapıyor. Buralarda nelerin olduğu belli değil. Karma karışık her şey olabiliyor. Anneler babalar feryad ediyor. Bu adımlar atılacaktır. Bunlara da kusura bakmasınlar muhafazakar demokrat olarak müdahil olmak zorundayız. Bu yaşam tarzına müdahale değildir. Yorumlayanlar varsa aynen devam etsinler. Ama biz böyle bir sorumluluğun manen altına giremeyiz.
ANNELERİN BABALARIN ASLA MÜSADE ETMEYECEĞİNİ BİLİYORUM
Bu ülkede annelerin babaların kahir ekseriyetini bu işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen insanın. Damdan düşen bir insanım. Nerede nasıl seslerin yükseldiğini bilen insanım. Bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz.
‘MARMARAY KAZA YAPSIN İSTEDİLER’
Marmaray sefere başladığında açık açık kaza yapması yönünde temennide bulunanlar oldu. Biz Japonya Başbakanı ile dua ederken birileri de felaketle sonuçlansın istedi. Marmaray’da sergilenen bu hazımsızlık ekonomi ve terör meselesinde de görünüyor. Her alanda kriz çıkmasını temenni ederek iktidarın yıpranmasını istiyorlar. Şehit haberleri gelsin isteyenler, siyasi istikbalini buna bağlayanlar var.
Aynı hazımsızlık dış politikada da var, Türkiye’nin başarısızlığında kendi ikbaline pay çıkaranlar var. Ekonomi batsın diye dua ediyorlar. Bu tavır hastalıklı bir tavır, ben iktidarda değilsem bu ülke batsın tavrı bencilce bir tavır, adeta ihanettir. Kendi ikbalini başkalarının felaketine hele hele ülkesinin felaketine bağlayanlar millet nezdinde itibar göremezler.
Bizdeki muhalefetin sorunu da budur. Bunlarda plan derseniz yok, proje yok, çözüm önerisi yok, sandıkta rekabet kültürü hiç mi hiç yok. Olimpiyatların Türkiye’ye gelmemesinden memnuniyet duyuyorlar, bunu açık açık da söylüyorlar. Türkiye düşmanlarıyla fotoğraf çektiriyorlar. Bu tavır eski Türkiye’ye ait; Türkiye bizim olsun da ne olursa olsun, küçük olsun bizim olsun. Anlayış bu…
‘Çeteler bize dokunmasın da varsın faili meçhuller olsun, bizim zenginliğimiz artsın da geri kalana ne olursa olsun. Varsın halk yoksulluk içinde kıvransın, bizim çocuklarımıza dokunmasın da varsın yoksul çocuklar şehit olsun.
‘HANGİ BAŞI AÇIK HAKKINI KAYBETTİ?’
Eski Türkiye’ye dönün bakın, benzin, ekmek, yağ, tuz kuyruklarında bekleyenler biz değil miydik Bunlar bu ülkede yaşandı. Ama 20 yaşındaki gençler, bu kuyrukları görmedi, Onlar sadece AK Parti iktidarını gördü. Zannettiler ki Türkiye hep böyleydi.
Şu anda devletten burs alanların sayısı 380 bin. Karşılıksız bu. Kredi alanlarla birlikte rakam 1 milyon 200 bini aşıyor. Bunları sağlayan bizim iktidarımızdır. Gençlerin bunu bilmesini istiyorum
İşimiz sağlam tutacağız, ülkesinin felakaetinden medet umanlara zemin hazırlamayacağız. Kadınları başı örtülü başı açık diye tabii tutan hiçbir zaman biz olmadık, bizden önceki iktidarlar bunu yaptı. Başı örtülü olan okulların kapısından, kamudan geri çevrildi. Onlar insan değil miydi? Biz bunları ailelerimizde yaşadık, şu anda ana muhalefet çıkmış diyor ki normalleşmeyi sağladık. Ne sağladınız ya sizin dönemlerinizde bunlar yaşandı. Bunlar hala başka dünyalarda yaşıyor. Bunu özgürlük olarak nitelemeyenler onların içinde. Bunlar huku tanımaz, ama AK Parti’nin böyle bir sıkıntısı yok. Biz başı örtülüyü de örtüsüzü de aynı hakka sahip insan olarak görürüz.
‘Başı açık olanın haklarını savunacak mısınız’ diyorlar bize. Çok ayıptır ya! Bu soruyu kime soruyorsun? 11 yıllık iktidarımızda başı açık olan hangi hakkı kaybetti? Söylesin, biz onu da verelim. Hangi özgürlükleri ellerinden alındı, bunu bize söylesinler. Biz bugüne kadar böyle bir ayrımın tarafı olmadık, böyle bir tasnifi asla kabul etmiyoruz. Biz bu soruyu soranlar gibi insan tepeden bakanlardan olmadık. Bir taraftan rozet taktılar, bir taraftan otobüsten attılar. Temenniz ederiz ki CHP’de de başörtülü kardeşlerimiz aday olurlar.