Başbakan Erdoğan Osmaniye’de düzenlenen mitingde halka hitap etti…
“Aşkınıza, sevdanıza, coşkunuza ahde vefanıza yürekten teşekkür ediyorum. Rabbim kardeşliğinizi daim eylesin, Rabbim dirliğimizi, birliğimizi, dayanışmamızı muhafaza eylesin” diyen Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Osmaniye ve Türkiye için hayırlı olmasını diledi.
Niğde’deki mitingin ardından meteorolojik nedenlerden dolayı Osmaniye’ye gelmekte geç ifade ederek, bekleyen vatandaşlardan haklarını helal etmesini isteyen Başbakan Erdoğan, “Sivas’ta bir şey söyledik; ‘uzun, ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece’ dedik. Evet gideceğiz gündüz gece, durmak yok yola devam dedik” diye konuştu.
Sivas, Yozgat, Afyonkarahisar, Kütahya, Burdur, Uşak, Balıkesir, Kırklareli, Denizli, Isparta, Muğla ve bugün de Niğde’nin ardından Osmaniye’de vatandaşlarla buluştuklarını, kucaklaştıklarını anlatan Erdoğan, “13 yıldır yollardayız, milletimizin içindeyiz. Şehirlerimizin coşkusu bu sefer çok başka, bambaşka bir coşku var, heyecan var. Milletimizin heyecanı bu defa çok başka, muhabbet bir başka. Yollar, sokaklar, evler, balkonlar, pencereler bambaşka. Bu aziz millet hükümetine sahip çıkıyor. Başbakanına, kendi hizmetkarına sahip çıkıyor. Millet sandığa sahip çıkıyor, milli iradeye sahip çıkıyor, ülkesine, vatanına, bayrağına, istikbaline sahip çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 30 Mart’ta, bugüne kadarkilerden çok daha farklı, çok önemli bir seçime hazırlandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstikbalimizi aydınlatacağımız bir seçime giriyoruz. Burada şu çok önemli hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. 30 Mart seçimlerinin sonucu şimdiden belli oluyor. Bütün saldırılara rağmen, hücumlara rağmen AK Parti bir kez daha gümbür gümbür geliyor. AK Parti mahalli seçimlerde yeni bir rekora hazırlanıyor, AK Parti sandıktan bir kez daha birinci parti olarak çıkıyor. Anketler bunu gösteriyor, sokak bunu gösteriyor, meydanlar bunu gösteriyor. Bunu biz, ne kadar biliyorsak, siz ne kadar biliyorsanız, inanın muhalefet de çok iyi biliyor. 30 Mart’ta bir kez daha yenileceklerini anladılar.
Bitlis’te bir araya geldiler. Nasıl da birleşiyorlar CHP, MHP, BBP, DSP ve Demokrat Parti beşi bir olmuşlar. Topunu bir yere koysan yüzde 7 yapıyor. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olur mu? Olay bu, olmaz. Kaybedeceklerini bildikleri için kara propagandaya başladılar. Ne diyorlar ‘sandıkta hile olacak’ iftiralarını yaymaya başladılar. CHP’nin genel müdürüyle MHP’nin genel başkanı ruh ikizidirler. Bunlar yanlarına bir üçüncüyü buldular. Kim o? Pensilvanya. Şimdi 3 kafadar bir araya geldiler ve sokakları kendilerine göre hareketlendirecekler.”
“Kainatın imamı var Pensilivanya’da”
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, vatandaşların evlerinin kapılarını çalıp, “AK Parti’ye oy vermeyin de CHP’ye, MHP’ye oy verin” diyenler olabileceğini ifade ederek, “30 Mart’ta bunlara şunu söyleyeceksiniz; ‘Benim başörtümle siz uğraştınız, siz. Sizin imamınız bizim başörtümüze ‘furuattır’ dedi. 28 Şubat’ta imam hatipler kapatılırken, üniversiteler kapatılırken, başörtülülerin önü kesilirken sizin imamınız başörtüsü ‘furuattır, açın başınızı girin’ dedi. Öyle mi? Hadi sen kardeşim, sen git’ deyin” diye konuştu.
Erdoğan, kendilerinin sadece cami imamlarını bildiklerini ama paralel yapının kendilerine göre imamları bulunduğunu vurgulayarak, “Şimdi bunların kendilerine göre imamları var, kainatın imamı var Pensilvanya’da. Kıtaların imamları var, bir de Türkiye’nin de imamı var, Türkiye’deki kurumların imamları var. Ben de şaşırdım, bayağı safmışız. İllerin, ilçelerin imamları var. Bu arada cennet, cehennem satabilirler” diye konuştu.
Alandakilerin “Dik dur eğilme, imam hatip seninle” tezahuratları üzerine Erdoğan, “Hiç endişeniz olmasın. Bu Başbakanınız oradan geldi mi, 4 çocuğu oradan geldi mi? Endişeniz olmasın. Biz, bu işte çok çile çektik, fakat biz ayrım yapmadık” dedi.
“Okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak”
“Bu kainatın imamı başların açılmasını tavsiye etti, üniversitelere öyle girin dedi. Şimdi de sıkılmadan, utanmadan kapılara geliyorlar” diyen Erdoğan, merhum gazeteci Savaş Ay’ın, 1991’de Fetullah Gülen ile yaptığı bir röportajı hatırlattı. Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu röportajda çok enteresan ifadesi var. Ben de 1-2 gündür meydanlarda anlatıyordum, ama sesli olduğunu bilmiyordum. Çok enteresan, ‘Ben, Hazreti Cebrail’i çok severim, hatta o hatırıma geldiği zaman burnum sızlamaya başlar. Hayatımda bir kere oy kullandım, bunun dışında oy kullanmadım. Hazreti Cebrail parti kursa ona bile oy vermem.’ Şimdi ben bu zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; ‘Hazreti Cebrail parti kursa oy vermem’ diyen zat, kalkıyor ‘CHP’ye ve MHP’ye oylarınızı verin’ diyor. Bunu nasıl anlatacaksın, aklıselim kardeşlerime sesleniyorum, oraya gönül veren saf, temiz, ihlaslı kardeşlerime sesleniyorum; Gelin 30 Mart’ta bu oyunu bozun diyorum. 30 Mart bundan dolayı başka. Çok daha ilginç bir yanı var. MHP’nin Genel Başkanı bizim şu andaki durumumuza daha önce düşmüş, okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak. Demek ki bir an oluyor öyle, bir an böyle. Öyle ya da böyle 30 Mart’ta bu çarkı tersine çevirmek için gece gündüz demeden kapı kapı dolaşmaya var mıyız?”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Osmaniye’den MHP’nin Genel Başkanına çok basit bir soru soruyorum: Sayın Genel Başkan neden susuyorsun? Milletvekillerinin görüntülerini yayan bu alçaklar karşısında neden susuyorsun? Milletvekili seçimlerinde senin milletvekillerinin görüntülerini bunlar yayınladılar, neden susuyorsun? Milletvekilliklerini, il başkanlarını dinleyen bu hainler karşısında neden susuyorsun?’ dedi.
Erdoğan, Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı’nda düzenlenen partisinin mitinginde yaptığı konuşmada, ekonomik gelişmelere değinerek göreve geldiklerinde Türkiye’de milli gelirin 230 milyar dolar olduğunu şimdi ise 800 milyar doları bulduğunu belirtti.
CHP ve MHP’ye gönül verenlere seslenen Erdoğan, ‘Biz iktidarı kimden aldık? MHP’den aldık. MHP 5 yıllığına orada durması gerekiyordu ama duramadı. 3,5 yılda kaçıp gitti. 5 yıllığına iktidar oldun. Neden kaçıp gidiyorsun? 230 milyar dolardan bize teslim etti. Biz bunu 10 senede 800 milyar dolara çıkardık. İhracatımız 36 milyar dolardı, 79 senede 36 milyar dolar ama biz onu şu 10 senede 152 milyar dolara çıkardık’ diye konuştu.
MHP’nin kendilerine borç bıraktığını ifade eden Erdoğan, bu borcu kendilerinin ödediğini söyledi.
Merkez Bankasının kasasında 124 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, ‘Şimdi soruyorum: yolsuzlukların olduğu bir iktidar bu borçları ödeyip, Merkez Bankasının döviz rezervini buraya getirebilir mi?’ ifadesini kullandı.
‘Sayın Genel Başkan neden susuyorsun?’
Göreve geldiklerinde Türkiye’nin bölünmüş yolunun 6 bin 100 kilometre olduğunu, 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını belirten Erdoğan, ‘Farkımız bu. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi’ diye sordu.
İşçi ve memurların yıllarca sömürüldüğünü, CHP, MHP, DSP, ANAP ve Doğru Yol’un zorunlu tasarruf adı altında para kestiğini aktaran Erdoğan, devletin işçisine, memuruna borçlu olamayacağını ve bu nedenle borçları ödediklerini anımsattı. Erdoğan, konut edindirme yardımı adı altında kesilen paraların da ödendiğini dile getirdi.
Yatırımların devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, okul kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını, üniversite öğrencilerine verilen burslarının arttığını anlattı.
Adalet, emniyet saraylarının yapıldığını aktaran Erdoğan, göreve geldiklerinde 9 ilde bulunan doğalgazın şu anda 73 ilde olduğunu kaydetti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Şimdi bakıyoruz, kirli kirli işler peşinde CHP dolaşıyor, MHP dolaşıyor. Bunları anlamak mümkün değil. Türkiye’yi bu tür montaj kasetlerle esir almak istiyorlar. Şimdi buradan, Osmaniye’den MHP’nin Genel Başkanına çok basit bir soru soruyorum: Sayın Genel Başkan neden susuyorsun? Milletvekillerinin görüntülerini yayan bu alçaklar karşısında neden susuyorsun? Milletvekili seçimlerinde senin milletvekillerinin görüntülerini bunlar yayınladılar, neden susuyorsun? Milletvekilliklerini, il başkanlarını dinleyen bu hainler karşısında neden susuyorsun? 450 MHP’li yol arkadaşını dinleyenler karşısında neden sus pus oluyorsun? Ey Genel Başkan, yahu Geziciler’e sahip çıkmak sana mı kaldı? İstanbul’un fethinden rahatsız olanlara sahip çıkmak sana mı kaldı? Bizans kostümleri giyenlere karşı neden sesin çıkmıyor?’
‘Sessiz kalmamız mümkün değil’
Erdoğan, merhum Said-i Nursi’nin neredeyse tüm hayatını zindanlarda, sürgünde geçirdiğini, çok cefalar çektiğini belirtti. Nursi’nin Osmaniye’ye gelişini anlatan Erdoğan, ‘Orada şöyle bir şey anlatıyorlar: çeşmenin başında durdu, ‘Bu dağın adı nedir?’ diye sordu. ‘Gavur Dağı’ dediklerinde, ‘Buranın ismi Nur dağı olsun’ dedi. Arkasından da şunu söyledi, bu da çok manidar: ‘Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır’ dedi’ diye konuştu.
Osmaniye’den Şanlıurfa’ya giden Nursi’nin polisler tarafından yeniden Isparta’ya götürülmek istendiğini anlatan Erdoğan ancak Şanlıurfa halkının ona sahip çıktığını belirterek şöyle devam etti:
‘Demokrat Parti il başkanı silahını masanın üzerine koyuyor, ‘Götüremezsiniz’ diyor. Bu münakaşa devam ederken, Said-i Nursi Şanlıurfa’da Hakk’a yürüyor, son nefesine kadar mücadele ediyor. Sibirya’dan kaçıp vatanına geliyor ama vatanının hapishanelerinden dahi kaçmayı düşünmüyor. Şimdi ise onun izinden gittiğini iddia edenler hiçbir sebep yokken, vatanlarından kaçıyor. Hiçbir sebep yokken Pensilvanya’yı bırakıp ülkeye dönmüyorlar. Dönmedikleri gibi burayı da karıştırıyorlar. Ülkeyi karıştırmanın, fitne çıkarmanın, ülkeye ihanet etmenin gayreti içine giriyorlar. Bu olaylar karşısında tabii ki bizim de sessiz kalmamız mümkün değil.’
CHP’nin darbelerin partisi olduğunu, kasetlerin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, ‘Şu andaki zat kaset ile geldi ama unutmayın kasetle de gidecek. Hiç endişeniz olmasın. Ama ben şunu anlayamıyorum: MHP’nin bir ihanet şebekesiyle hareket etmesini hiç kimse izah edemez. MHP bu yanlış ortaklığın altında kalır. MHP, eğer dönüş yapmazsa alnına bu işbirliğiyle çok kara bir leke kondurur’ değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, MHP’ye gönül verenlerin, bu süreç içerisinde gerekli dersi MHP yönetimini vereceğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, partisinin Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı’ndaki düzenlenen mitinginde, yıllık enflasyonun yüzde 8’e düştüğünü, devletin borçlanma faizinin eskiden yüzde 63 olduğunu şimdi ise tek haneli rakama düştüğünü söyledi.
Planları ve projeleri bulunduğunu belirten Erdoğan, 5 yıl önce bıraktıkları Osmaniye Belediyesinin bugün yine aynı olduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, Osmaniye’de değişen bir şeyin olmadığına işaret ederek “Bütün bu duble yollar, bölünmüş yollar bizim eserimiz, hepsi bizim yaptıklarımız ve 3 buçuk katrilyon 10 yılda biz Osmaniye’ye yatırım yaptık. Hamdolsun 30 yıldır canımızı yakan, bizleri üzen terör belasından da yavaş yavaş kurtuluyoruz. Bir yıldır Osmaniye’ye, 80 vilayetimize terör nedeniyle hamdolsun şehitler gelmiyor. Terör meselesi, bu şekilde çözülürken ekonomiyi daha da büyütüyoruz. Şu anda dünyanın en gelişmiş ülkelerinde ekonomi yavaş yavaş çökerken, biz yüzde 4 büyüme kaydediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Onların inlerine gireceğiz, çıkartacağız”
Miting alanındaki gençlere seslenen Erdoğan, “Rabia” işareti yaparak bu işareti unutmamaları çağrısında bulundu. Başbakan Erdoğan, “Rabia” işaretinin 4 anlamı olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: “Afyonkarahisar’dan yola çıkarken dedik ki bir: ‘Tek millet.’ Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abazasıyla Romanıyla Boşnağıyla Arnavutuyla aklınıza ne gelirse hepsiyle biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz, kardeşiz hep birlikte Türkiye’yiz. İki: ‘Tek bayrak’ dedik. Bizim bayrağımızın yanında ikinci bir bayrak asla düşünemeyiz, bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilalimiz bağımsızlığımızın sembolü. Yıldızımız, şehidimizin simgesi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onun için ‘tek vatan’ dedik. Ama bu tek vatan, 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Batıyı al doğuyu güneydoğuyu bırak, yok böyle bir şey. Batı da doğu da güneydoğu da Karadeniz, Akdeniz, Marmara, Orta Anadolu. Hep birlikte 7 bölgeyle 780 bin kilometrekare ile tek vatan Türkiye Cumhuriyeti. Bu vatan topraklarımız üzerinde asla kimseye operasyona müsaade etmeyiz. Dördüncüsü: ‘Tek devlet’. Türkiye Cumhuriyeti devleti tek devlet. Bu devletimizin içinde de bir paralel devlete, bir paralel yapıya müsaade etmeyiz. Onların da inlerine gireceğiz, çıkartacağız ve devletimizi malum gücüne kavuşturacağız hiç endişeniz olmasın, bunlar temizlenecek.”
“Bu dershanelerden çocuklarınızı çekin alın”
Başbakan Erdoğan, miting alanındakilere, bir ricası olduğunu bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu paralel yapının Osmaniye’de de dershaneleri, okulları olabilir. Ben diyorum ki: Bu dershanelerden çocuklarınızı çekin alın, buna evet mi? Okullarından da alın, niye söylüyorum? Devletimizin okulları bize yeter. Hafta sonlarında çocuklarımıza eğer takviye kursu gerekiyorsa biz, devlet olarak hafta sonlarında yavrularımıza takviye kursunu ücretsiz olarak vereceğiz, öğretmenlerimizi de bu takviye dersleri sebebiyle ücretlerini de devlet olarak biz ödeyeceğiz. Çünkü bunlara bu tavrı koyacağız. Neden? Dershane bunlar için bir rant kapısıydı, bir milyar dolar buradan yıllık rantları vardı şimdi ‘bu rant gitti’ diye bu kıyameti kopardılar. Bunların yayın organlarını, gazetelerini, şunu bunu sakın ha! Çünkü bu gazeteler aldatıcı. Bunlarda yalan var, dolan var, takiye var, fitne var, fesat var bunlara asla prim vermeyin. Geçenlerde bunların televizyonlarından bir tanesinde ne diyor? Sevgili Peygamberimizi Miraç’tan indiriyorlar ondan sonra kamyonete bindiriyorlar. Aman Yarabbim ne biçim iştir. Bunlar itikadi noktada da bir sapıklığın içindeler. Ben bunlara gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Ne olur başınızı iki elinizin arasına alın. Bizim Miraç ile ilgili Kuran-ı Kerim’de sure var. Burada her şey a’dan z’ye anlatılmıştır. Fakat bu ne denli bir edepsizliktir ki, sevgili Peygamberimizi Miraç’tan indir ondan sonra kamyonete bindir arkasından da yürü. Bunlar tam Haşhaşi, bunlar tam Haşhaşi, bunlara prim vermememiz lazım. Biz bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, kardeşliğimize gölge düşürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz.”
“Verin bize hesabı” deyin
Rehavetin kendilerine yakışmadığını kaydeden Erdoğan, partisi tarafından hazırlanan kitapçıkta 11 yılda Osmaniye’ye neler yapıldığının anlatıldığını anımsattı. Söz konu kitapçığı bütün teşkilatlara gönderdiklerini bildiren Başbakan Erdoğan, “Neler yapılmış a’dan z’ye bunları, orada görmekte fayda var. 3 buçuk katrilyonluk yatırım, bugüne kadar Osmaniye böyle bir yatırımı görmedi” ifadesini kullandı.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslenerek “Böyle bir yatırımı bir sorun bakalım, 3 buçuk sene de Osmaniye’ye ne kadar yatırım getirdin? MHP’nin mensuplarına da sorun, ‘verin bize hesabı’ deyin. Ama ben size rakam veriyorum 3,2 katrilyon. Biz bunu yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü ‘durmak yok, yola devam’ dedik, yola devam edeceğiz. Bunlar ‘milliyetçiyiz’ diyorlar. Milliyetçilik nasıl olur? Milletini sevmekle olur, milletine hizmetkar olmakla olur. Biz bu millete efendi olmadık, biz bu milletin hizmetkarı olduk” diye konuştu.
Etiyopya’nın Harar şehrine gittiklerini, orada yaşayan Harar Türklerini ziyaret ettiklerini ve onlara yardım yardım götürdüklerine değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Moğalistan’a gittim orada yaşayan Dukha Türkleriyle buluştuk. Onlara da yardım götürdük. Moğolistan’daki Orhun Yazıtları’nı Karakurum’dan Orhun Yazıtları’nın olduğu yer 42 kilometre adeta safari yaptık, çöl gibi bir yer. Biz Orhun Yazıtları’nı ele aldık, orayı bir müze haline dönüştürdük ve 42 kilometrelik yolu, asfalt yol haline getirdik. Kazakistan’a gittik, Hun Türklerine ait mezarları bulduk, koruma altına aldık. Moldovya’ya gittik Gökoğuz Türklerine yardım götürdük. Makedonya’ya gittik, Kocacık köyünü bulduk orada Gazi Mustafa Kemal’in babasının evini tespit ettik, o evi aslına uygun şekilde yeniden inşa ettik. Manastıra gittik, Gazi Mustafa Kemal’in okuduğu okulu restore ettik. Kırım Tatarlarına, Ahıska Türklerine biz sahip çıktık. Macaristan’da Zigetvar’a gittik Kanuni Sultan Süleyman’nın türbesini bulduk. Hem o türbeyi hem Zigetvar Kalesini yeniden inşa ediyoruz. Mehmet Akif’in Kosova’da babası ve dedesinin yaşadığı köyü bulduk. Oradaki camiyi yeniden inşa ettik. Sinan Paşa Cami’ni inşa ettik, restore ettik.
Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı ama yıkılmak durumunda olan camiyi biz restore ettik. Açılışını bizzat gidip yaptım. Kosova Meydan Muhaberesi’nin yapıldığı yere gittik. Sultan Murat Türbesi’ni adeta bir gül bahçesi şeklinde inşa ettik. Kim milliyetçi? Mostarı, Mostar Köprüsü’nü biz yaptık. Neden? Çünkü bizim ecdadımız Balkanlara gitti, oralarda eserler bıraktı, o eserleri bırakan ecdadımızın ruhunu şad etmek için bunları yaptık. Kim milliyetçi? Biz eser milliyetçisiyiz, evet MHP laf milliyetçisi. Çanakkale Şehitliği’mize biz sahip çıktık, Kore, Kıbrıs, Edirne Tabyası, Sarıkamış şehitliklerimize sahip çıktık. Kurtuluş Savaşı şehitliklerimizi yeniden tanzim ettik. Peki üç buçuk sene iktidarda olan bu MHP acaba oralara bir kere uğradı mı? MHP’li kardeşlerime bunları anlatın, oraya gönül veren kardeşlerime anlatın bizim iktidarımız böyle bir iktidar, bizim iktidarımız laf milliyetçiliği yapmıyor, icraat milliyetçiliği yapıyor.” Erdoğan, Hindistan’da ve dünyanın değişik yerlerinde 21 Türk şehitliğini tespit ettiklerini, hepsini yeniden ele aldıklarını, bakımlarını yaptıklarını ve onları tüm millete yeniden kazandırdıklarını söyledi.
Osmaniye’nin MHP’nin esersizlik siyasetine gereken cevabı vereceğine inandığını dile getiren Erdoğan, “Osmaniye inanıyorum ki 30 Mart’ta eser siyasetine, AK Parti’ye mührü vuracaktır. Sadece Osmaniye merkez değil tüm ilçeleriyle beldeleriyle vuracaktır, ben buna inanıyorum” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, “Ulaştırma ve haberleşmede 186 trilyon harcama yaptık. Eğitimde 274 trilyon harcama yaptık. Orman ve su işlerinde 218 trilyon harcama yaptık. Aile ve sosyal politikalarda 357 trilyon harcama yaptık. Toplu konutta 197 trilyon harcama yaptık. Sağlıkta 112 trilyon harcama yaptık. Enerjide 185 trilyon harcama yaptık” ifadesini kullandı.
Osmaniye’nin demiryollarını, rayını, makasını, traversini, malzemelerini Türkiye’de üreterek adeta sıfırdan yapmışcasına kendilerinin yenilediğini anlatan Erdoğan, sadece yolları yenilemekle kalmadıklarını, hat üzerindeki her biri mimari şaheser olan gar ve istasyonları aslına uygun restore ettiklerini bildirdi.
Şimdi Konya, Karaman, Ulukışla, Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa hızlı tren hattını inşa etmek için kolları sıvadıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’e kadar bu takvim içerisinde Karaman’dan başladık, bu tarafa doğru geliyor. Allah’ın izniyle kısa vadede güney hızlı tren hattını tamamlayıp, Osmaniye’yi yüksek hızlı tren ağına dahil ediyoruz. Osmaniye’nin doğuya giden demiryolu tabii 100 yıl öncenin şartlarında yapıldığı için trenler Nurdağı’nda rampadan çıkamıyordu. Fefzipaşa- Nurdağı arasındaki zaman kaybını, enerji kaybını, iş gücü kaybını, yük kaybını önlemek için Bahçe-Nurdağı varyantını yapıyoruz. İçinde 10 kilometre uzunluğunda, tek parça tünel var. Dağları deldik, dağları. İnanın biz gelene kadar Türkiye’de tünel sayısı, parmak sayılarını geçmezdi ama şimdi 100’e yakın tünel var. Biz Ferhat olduk, Ferhat. Siz de Şirin. Ferhat Şirin’e aşık oldu dağları deldi, biz de milletimize aşık olduk, dağlarımızı deliyoruz. Kah otomobiller geçiyor kah trenler geçiyor kah o tünellerden sular akıyor.”
Bunları Marmaray çıldırtıyor”
“Bunları ne çıldırtıyor biliyor musunuz? Marmaray çıldırtıyor, Marmaray. ‘Boğaz’ın 62 metre derinliğinden bu AK Parti bu Marmaray’ı nasıl yaptı?’ Buna çıldırıyorlar” ifadesini kullanan Erdoğan, şunları belirtti:
“İki gün sis oldu İstanbul’da, iki gün sis oldu, bu siste çok manidardır, bu Marmaray’dan günde 300 bin kişi geçti, 300 bin. Şimdi biliyorsunuz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapıyoruz. CHP bundan da rahatsız. Denizden köprüye gidiyorlar, yol olmadığı için şimdi ona bir şey yapamıyorlar. 250 metrelik kuleler yükseldi. 4 gidiş, 4 geliş, ortasından da ne gidiyor biliyor musunuz? Tren gidiyor. Bizim ecdadımız Fatih gemileri karadan yürüttü, biz de şimdi denizin altından yürütüyoruz. Bu ve onun biraz daha güneyinden iki katlı bir tüp geçit daha var, oradan da otomobiller geçecek, 2015’te de onu açacağız. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de 2015’te açacağız.”
Türkiye’nin güçlendiğini ifade eden Erdoğan, “Üçüncü havalimanını yaptık, çıldırdılar. Kaça mal oluyor biliyor musunuz? 46 milyar dolar. Cebimizden bir kuruş çıkmıyor. Yüklenici firmalar, 20 yıl çalıştıracaklar, 20 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim edecekler. Bizim yaptıklarımıza bunların hayali bile ulaşamaz. İnşallah temelini önümüzdeki ay veya mayıs, atacağız” diye konuştu.
Bunların çok önemli, hayati projeler olduğuna işaret eden Erdoğan, yılda 100 milyon asgari yolcunun bu havalimanına gelip gideceğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, “Osmaniye demiryolu için şu ana kadar 60 trilyon sarf ettik. 2 katrilyon liralık yatırım da devam ediyor. Korkut Ata Üniversitesini kurduk, 5 fakülte, 6 meslek yüksekokulu, 2 yüksekokul ve 2 enstitü kazandırdık. Biz yaptık biz. Unutmayın eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Osmaniye Korkutata Üniversitesine yaklaşık 90 trilyon lira yatırım için kaynak aktardık” bilgisini verdi.
-“Başı açık, başı örtülü, ne oldu, ülke bölündü mü”-
Seçimlere 26 gün kaldığını dile getiren Erdoğan, “Gençler çok çalışacağız. İmam hatipler, meslek okulları, inşallah önümüzde daha güzel günler var. Artık meslek liselerinden mezun olanların önünde katsayı var mı? Kalktı. İstediğiniz yere girme şansınız var mı? Devlette başörtülü olarak çalışma imkanınız var mı? Başı açık, başı örtülü, ne oldu, ülke bölündü mü? Kardeş kardeşe çalışıyorlar mı? Kardeş kardeşe okuyorlar mı? Neydi bu ayrılık, yazık değil mi? Neler çektirdiler? Normalleşen Türkiye bu işte. Bu, eski Türkiye değil, bu yeni Türkiye, yeni Türkiye. Adımlarımızı da bu şekilde atacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim öğretimde eksiklerin olduğunu bildiğini ifade eden Erdoğan, bunları süratle telafi etmek için de bütün güçleriyle çalıştıklarını vurguladı.
Fatih Projesi’ne değinen Erdoğan, “Fatih Projesi ile sınıflarınıza etkileşimli tahtalar monte edilmeye başlandı mı? Tablet bilgisayarlar dağıtılıyor mu? Şimdi önümüzde 675 bin tablet bilgisayar daha geliyor ve ardından 10 milyon tablet bilgisayarın ihalesine çıkacağız. Bir an önce inşallah bu eksikleri gideceğiz” diye konuştu.
-“Kimi nereden getiriyorsun”-
Sağlıkta yeni hastaneler inşa ettiklerini, mevcut hastaneleri güçlendirdiklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Koğuş sisteminden oda sistemine geçtik. Şimdi de Osmaniye’ye 200 yataklı bir hastane yapıyoruz. Bunun proje bedeli 86 trilyon. Bir an önce inşallah tamamlayacağız, hizmetinize sunacağız. Yatağa bağımlı hastalarımızın evlerine doktor gönderiyoruz. Bu genel müdür vardı ya, CHP’nin genel müdürü. SSK’nın genel müdürü olduğu zaman bu millet hastane kapılarında ne çile çekti, hastanelerin eczanesinden ilacı alamıyorduk ilacı. Şimdi istediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Bunlar hangi yüzle hala dolaşıyorlar ortalıkta. CHP’nin genel müdürü de öyle MHP’nin Genel Başkanı da öyle.
Tabii bunları MHP’nin Genel Başkanının memleketinde konuşmak bana ağır geliyor ama hakkı da söylemem lazım. Bu memlekete, bu millete bir şeyler verseydi, öper başıma koyardım, o zaman bizzat ben alkışlardım. Ama yok, eseri yok eseri. Sadece hakaret etsin. Hele hele geçenlerde bir yerde konuşmuş, beni kulağımdan tutup çekip getirecekmiş. Bu bir genel başkana yakışır mı? Kimi nereden getiriyorsun? Neymiş? Ben hiç yere inmiyormuşum, uçakla dünyanın değişik yerlerine gidip geliyormuşum. Sen uçma özürlüysen bana ne. 3,5 yıl başbakan yardımcılığı yaptı, adamlarına ve kendisine sordurun, kaç ülkeyi ziyaret ettin diye. Bir büyük devletin başında olanlar uluslararası eğer kabiliyete, uluslararası vizyona sahip değilse ondan bir şey olmaz. Biz uluslararası bir vizyon sahibi yaptık ülkemizi. Artık gündemi belirlenen Türkiye yok, gündem belirleyen Türkiye var. Biz buyuz.”
Osmaniye’de 2 bin 52 toplu konut inşa ettiklerini bildiren Erdoğan, “Kadirli Adalet Sarayı’nı tamamladık. Yeni konutlarımız olacak hiç endişe etmeyin. Yeni belediyemiz de inşallah Mehmet kardeşimle beraber. Burada kentsel dönüşüm, değişim projelerine damgamızı vuracağız. Çeşitli adımlar atacağız ve çok daha güzel bir Osmaniye’yi sizlerle beraber inşa edeceğiz” dedi.
Başbakan Erdoğan, rehavete kapılmayacaklarını, çok çalışacaklarını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Çünkü, 30 Mart’ın bendeki anlamı şu: Mısır’da şehit olan Esma kızımınızın ruhunu şad edelim. Çünkü o ebedi aleme giderken, babası da zindana gitti ve burada gençler, Said-i Nursi’nin şu ifadesini unutmayın: ‘Zalimler için yaşasın cehennem.’ İşte, zulüm ile abad olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Çıkacak. Onun için biz mazlumların, mağdurların sesiyiz. Kimsesizlerin kimsesiyiz. Sessiz yığınların sesiyiz. Böyle çıktık yola, böyle devam edeceğiz. Benim için Mehmet kardeşimle beraber merkez yönetim, yerel yönetim el ele, inşallah Osmaniye’yi çok daha farklı yere taşıyacağız. ‘Büyük medeniyet yolunda insan’ diyoruz, ‘demokrasi’ diyoruz. ‘Şehir’ diyoruz.”
Mitinge, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Osmaniye ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri, AK Parti Osmaniye Belediyesi başkan adayı Mehmet Gürbüz katıldı.