ESPİYONAJ
ERDEM YAVUZ YAZDI
Espiyonaj, fransızca bir kavram olup, gizleme, gizli gözetleme ve dinleme anlamlarında kullanılmaktadır. Kısaca casusluk faaliyetidir… bir devletin elinde sır niteliğinde olan bilgilerin başka bir devletin çıkarları için belirli teknikler kullanılarak, yasal olmayan yollarla çalınması, alınmasıdır.
Bu tür bilgiler, normal yollarla alınması ya da ulaşılması mümkün olmayan bilgilerdir.
İzmir’de 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 49’u muvazzaf 79’u tutuklu 357 sanığın yargılandığı ‘Gizli bilgi ve belge bulundurma’ davası başladı, gerçi dava başlamadan aylar önce emniyet ve savcılık tarafından basına servis edildi, içeriğini biraz öğrendik neler yok ki… Eskort kızlar, her rütbeden asker, kritik kamu kurumları çalışanları, şifresi bir türlü kırılamayan “pandora” isimli bir dosya filan filan… Yani anlayacağımız içinde Hollywood filmlerine konu olacak her şey var ancak bu kadar karmaşık bilgi toplama yapılanmasının kim tarafından ne amaçla kurulduğu belli değil.
Sonuçta ortada ciddi bir iddianame var, dava da fuhuş davası değil birilerinin anlatılanlar için para verip karşılığında çok gizli bilgileri almış olması lazım çünkü dava casusluk davası ve espiyonajın anlamı bu, davaya bakan hakim, 49 subayı bu işin sonunda dur bakalım ne çıkacak diye tutukladıysa ve sonunda da sadece eşini aldatan bir grup adam ve onlara şantaj yapan pezevenkler çıkarsa şaşırmayacağım.
Normalde casusluk konusu, yasalarla ülkenin istihbarat teşkilatının sorumluluğuna verilmiştir ancak savcı ve polisin bu casusluk davasını MİT yerine medya ile paylaştığı anlaşılıyor. Eğer bizlerin bilmediği, basına yansımayan farklı bir durum yoksa. Herhalde casusun da gazeteciler tarafından yakalanacağı düşünülüyor.
Aslında, casusluk hikayelerine düşkün olanlar için gözünün önünde “top sakal çetesi”ni en iyi örnek olarak belirtebilirim. İlgilenecek yargı mensuplarına da buradan duyurmak isterim.
Mavi Marmara olayında, ABD ve İsrail menfaatlerini ön plana çıkarma ve onları koruma/kollama organizasyonu “top sakal çetesi”nin başlı başına bir casusluk olayıydı. Üstelik bu olayda alıcı ve satıcı da belliydi. Dahası onlara bazı devlet görevlilerinin yardım etmesi ve gizli bilgileri sunması olayı çok daha geniş çaplı bir casusluk çalışması olduğunu gösteriyor.
Top sakallara, gizli bilgileri nasıl öğrendikleri sorulunca gazetecilik yaptık diye işin içinden sıyrılma kıvraklıkları, PKK bitmesin diye söyledikleri yalanlar, oyunlar, MİT Müsteşarına yapılan saldırılar, Suriye’ye verilen destekler bunların hepsi ne güzel bir davaya konu olur aslında ama daha zamanı var anlaşılan.
Çünkü önce bunların yalancılıklarını daha geniş kitlelerin öğrenmesi lazım ki daha sonra “andıçlandık” diye mazlumu oynamasınlar.
İzmir’deki bu dava sanırım dünyadaki en büyük ve en garip casusluk davası kim bilir ilerde, Emniyet ve Yargı mensupları bu davayla ilgili ABD’li meslektaşlarına kurs bile verir.
Sayin Erdem Yavuz
Yine MUHTESEM bir Makale ! Hergun yazmanizi istiyorum
Bu dava Rusya Ve Cin tarihinde izlenen sahte delil ve belgelerle bazi burokratlarin kariyerlerinin bitirilmesi davalarini andiriyor
Malesef 1 Milyon satan bir gazetede bu dava ile ilgili yalan haber yapiliyor
Dava ile ilgili dogru yazan ise sizler gibi 3-5 Zeki cesur fikir Adamindan ibaret
Hukumet bu skandala el atmali! Bu yanlis ile yanyana durmak hukumete guc kaybettirecektir
Tesekkurler , Helal olsun sizin gibi yazarlara!