HOMELAND
ERDEM YAVUZ YAZDI
Amerika’da son yıllarda televizyon dizileri büyük bir izleyici patlaması yaptı, tabii ki bunda senaryo yazarlarının yeteneklerinin ve hayal güçlerinin büyük önemi var.
Hollywood’un büyük yıldızları bile film çekmedikleri zamanı artık mini dizi çekimlerine ayırmaya başladı; nasıl ayırmasınlar bölüm başına aldıkları ücretler milyon dolarlara kadar çıkıp hayran kitlelerine sadık TV izleyicilerini de ekliyorlar.
ABD Başkanı Obama’nın bile bir röportajında ilgiyle izlediğini belirttiği Homeland isimli bir dizi son dönemde, Amerikan kamuoyunda yoğun ilgi görüyor öyle ki, yapımcı şirket şimdiden TV kanallarıyla dizinin 2013-2014 sezonu anlaşmalarını imzalamış vaziyette.
Homeland, Türkçe’ye “Anavatan” olarak çevrilebilir, dizide özetle anlatılan Irak’ta savaşırken kaybolan ve öldüğü sanılan ancak 10 yıl sonra tesadüfen bulunarak geri dönen bir Amerikan askerinin hikayesini anlatılıyor. Diziyi izledikçe anlaşılıyor ki, Amerikalı askerin aslında El Kaide’ye katıldığı ve ABD başkan yardımcısına suikast düzenlemek için ABD’ye ailesinin yanına bir mizansenle El Kaide tarafından gönderildiği ve CIA’in de politik bir kokuşmuşluk içinde bunu engelleme çabaları anlatılıyor.
Aslında bu hikayenin bir kısmı gerçek bir olaya dayanıyor; Taliban tarafından 30 Haziran 2009 yılında Afganistan’da kaçırılan 26 yaşındaki ABD’li asker Bowe Bergdahl, ailesine yazdığı son e-postada “Amerikalı olmaktan utanç duyduğunu, Taliban’a katılabileceğini” belirtmiş.
Amerikalıların en çok korktuğu şeylerden birisi, kendilerinden birinin üstelik Amerikayı korumaya yemin etmiş birisinin Amerikayı içerden vurması, sıradan bir Amerikalı için bu en büyük kabus, 80’li yıllardan beri Yahudi lobisinin etkisindeki Hollywood şirketleri Amerikan kamuoyuna klasik terörist profilini, kirli sakallı, uzun saçlı, esmer tenli, elinde kaleşnikof taşıyan ve sürekli insan öldürme planları yapan Arap asıllı Müslüman vatandaşlar olarak tanıttı, bu teröristler uzun boylu, yakışıklı renkli gözlü, Amerikan komandoları tarafından her zaman yenilmeye mahkumdu.
İkiz kulelerin yıkılması sonrasında, Amerikalılar öz eleştiri yapmaya başladı ve yenilmez olarak gördükleri, askeri ve istihbarat örgütlerinin aslında birbirlerine düşmüş, federal bütçeden en büyük payı almak için her türlü dalavereyi çeviren kurumlar olduğunu anladılar. Amerikan yönetimi büyük panik yaşadı ve tipik bir Amerikan refleksiyle daha büyük bir güvenlik örgütü kurararak konuyu çözmeye çalıştı, 2002 yılında kurulan Kamu Güvenliği Teşkilatı’nın 216.000 personeli, 60 milyar doları aşan bir bütçesi, vatansever yasası denilen yeni bir terör yasası vardı, ama buna rağmen bir türlü istenilen sonuç alınamıyor, Amerikan vatandaşlarına gereken rahatlama sağlanamıyordu.
Homeland tarzı dizilerin artışından anlıyoruz ki, psikolojik rahatlama sağlanamıyorsa, Hollywood vasıtasıyla kamuoyunun bu tip bir olaya hazırlanmasının daha faydalı olacağına karar verildi anlaşılan.
Kendinden bildiğin, aynı düşünceleri paylaştığın, seninle birlikte savaş veren birinin arkanı ilk döndüğünde, senin eline verdiğin silahla, sana ihanet etmesi sanırım çok büyük bir şaşkınlık getirir.
Hazırlıklı da olsan, ihanet, hangi seviyede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hazmetmesi çok zor bir psikolojik travma yaratır.
Türk Başbakanı da sanırım 2011 yılında böyle bir durum yaşamış olmalı, iktidarda olduğu 10 yılın 9’unda kendini destekleyen “topsakalların”, bir anda desteği kesip Başbakan’a küfretmeye başlaması, ne kadar şaşırtıcı olsa gerek…
Hele silah tüccarı George Soros ve kurduğu Açık Toplum Vakfı’nın desteğini alarak, Kürtler için demokrasi ve özgürlük yolunu açma iddiasındaki Taraf gazetesinin 2008 yılındaki ilk Ergenekon operasyonuyla birlikte AKP politikalarını destekler görünürken, nereden geldiği anlaşılmayan keskin bir tavırla Wikileaks belgelerini çarpıtarak yayınlaması daha sonra Stratfor belgelerini yayınlayarak Başbakan’a ömür biçmesi, bir çok Taraf çalışanını bile şaşkınlığa uğratmıştı.
Şimdi Türk kamuoyu senaryosu Amerika’da yazılan bu mini dizinin 2013 sezonunda yayın hayatına devam etmeyeceğini, ederse hangi “topsakallı kahramanlarının” sözleşmelerinin iptal edileceğini, kimlerin başka dizilere transfer olacağını merak ediyor, gerçi Twitter’ı az çok takip eden kesim “şişman topsakal”ın başka diziye geçtiğini anlamıştır.
Böylece Amerikan dizilerinde transferin sadece sanatçılarla olmadığın, “Topsakal çetesi”nin bu konuda da çok becerikli olduğunu, kendi çıkarlarının ülke menfaatlerinin çok üzerinde olduğunu görüyoruz.
Ama unutulmamalı ki çekirge bir zıplar, iki zıplar….