EKSEN KAYMASI
ERDEM YAVUZ YAZDI
twitter.com/erdemyavuz549
Eksen denilince aklıma, uzun zamandır çevresinde dönülen bir güç merkezi ve bu süre zarfında edinilen alışkanlıklar ile karşılıklı bağımlılık geliyor.
Bu durumun yansıması Türkiye’deki siyasette statükoya, dış politikada ise ABD, Avrupa ve dolayısıyla İsrail çıkarlarıyla güdümlü davranışa tekabül ediyor.
Hatırlayın, bir dönem AKP hükümetinin sıfır sorun politikasıyla Ortadoğu’da Irak, Suriye, İran, Suudi Arabistan ve Mısır’la geliştirdiği ticarete ve siyasete dayalı sıcak ilişkiler sonrasında İsrail menşeili Ay-tınnlarca “Türkiye’nin ekseni kayıyor” tartışmaları başlatılmış, gündemi epeyce de meşgul etmişti.
Hükümet ise eksenlerinin kaymadığını, sadece yeni ekonomik alanlar açıp, ticareti ve siyasi nüfuzlarını geliştirerek, Türk vatandaşlarının refahını yükseltmeyi amaçladığını anlatana kadar göbeğini çatlatmıştı.
Bizim mutsuz olmaya mahkum kronik akıl yoksunu Ay-tınnlar, Türk Dış Politikası ve Türk İstihbaratı ile uğraşmaya devam ede dursun, uzun süredir dünyada yaşanmakta olan eksen kaymasının farkına varmaları için daha ne gibi emarelerin ortaya çıkması gerek anlamıyorum doğrusu.
Bir bakalım neler olmuş son birkaç ayda;
– Snowden isimli eski ABD istihbaratçısı, elindeki çok önemli Geophysical Masint, Comint, Elint, Fisint ve Telint bilgilerle Rusya’ya sığınmış,
– Suriye’yi bombalamak için Akdeniz’e savaş gemilerini gönderen ABD bir anda vazgeçip, Rusya’nın çizgisine gelmiş,
– ABD merkezli ünlü FORBES dergisi, Dünyanın En Güçlü Adamı 2013 sıralamasında birinciliği Rus Lideri PUTİN’e verdi,
– Cenevre’de İran’la yapılan görüşmeleri, bir ay önce Suud’larla 6.5 milyar dolarlık silah anlaşması yapan Fransa tıkamış, ayrıca toplantı Türkiye’nin İran’ın uranyumunun 2 yıl önce İstanbul’da teslim edilmesini sağladığı, fakat ABD’nin kabul etmediği anlaşmayı tekrar sağlamak için yapılıyormuş,!!!
– TİKA, ABD’de yaşayan 5 bin Kızılderililerinin su ihtiyacının karşılanması amacıyla 200 bin dolarlık bir yardımda bulunmuş,
– New York Times gazetesinin çok okunan yazarı Thomas Friedman, “Amerikanın hali ne olacak” başlıklı bir yazı kaleme almış ve ABD’nin Ortadoğu’da İsrail ile bölge ülkelerinin çıkarlarını ön planda tutan politikalar izlemesinin ne kadar sağlıklı olduğunu sorgulamış, artık İranla yakınlaşmalıyız demiş, ama İsrail lobisi dışında kimse “ABD’nin ekseni kayıyor” dememiş,…
Ben yazmaktan, siz de okumaktan yoruldunuz, lakin bu kadar çok analiz edilmeyi bekleyen dış gelişmeler yaşanırken, bizimkiler “Başbakan’ın otoriter olduğu”, “Gezi isyanında çok gaz kullanıldığı”, “Türkiye’nin Suriye’deki muhaliflere silah ve kimyasal yardım yaptığı”, “MİT’in İran’a yaklaştığı”, “Çözüm sürecinin bittiği” gibi sadece İsrail’in ekmeğine yağ sürecek gündem yaratmaya çalışıp, DAVUTOĞLU ve ERDOĞAN’ın dış ülke ziyaretlerinde abuk subuk sorularla muhatap edilmelerine vesile oluyorlar.
Yazık, Hükümet ve devlet düşmanlığı gözlerini öyle bürümüş ki, bizim Ay-tınnlar Millilik ekseninden, merkezinde İsrail’in bulunduğu kara delik eksenine kayıyorlar.. Farkındalar mı bilmiyorum, ancak onlar için dengeler değişiyor…
Erdem bey söylediklerinize sonuna kadar katılıyorum ama askeri casusluk davası konusunda topsakalları suçladığınız yazı konusunda çelişkilerim var. Artık bu yalan davaların ( balyoz, askeri casusluk,amirallere suikast vs) hükümetin oluru olmadan gerçekleşebileceğine inancım kalmadı. Bu kadar güzel işler yapan bir hükümet bu akla ziyan (sahte dijital delil vs) işlere neden girer anlamış değilim? Türkiyede hukuk tekrar inşa edildiğinde bu AKLA ZİYAN TERTİBİN içinde olan siyasinin, polisin, istihbarat elemanının, savcı ve hakimin sonu ne olacak? Bu fikir kimden çıktı? Sahte delillerle çoluğu çocuğu olan masum insanları yıllarca içerde tutacaksın sonra genel af çıkartıp KCK ve askerleri serbest bırakacaksın ve barış olacak öylemi? Asker tarafında çekilen acıları ve büyüyen nefreti gözlemleyebiliyorum? Bu şekilde yeni bir Türkiye barışı inşa etme fikri kimden çıktı Allah aşkına? Kimilerine göre bu fikir ABD den ve işbirlikçilerinden çıktı.Ne diyorsunuz bu konuda?