KİRLİ ÇAMAŞIR
ERDEM YAVUZ YAZDI
Başbakan, ağır bir kalp ameliyatı geçiren Balyoz darbe planı hükümlüsü emekli Orgeneral Ergin Saygun’u hastanede ziyaret edince, top sakalları ters köşeye yatırıp golü attı, top sakallar hep bir ağızdan köpürdüler, ağızları dolu dolu eski defterleri karıştırıp, yasadışı montajlı dinleme tapelerini arşivlerinden çıkarıp bu paşa Başbakan’a şöyle demişti, ABD’de de bile darbe yapacağını söylemişti, Balyoz ve Ergenekon davalarına şüpheyle bakılmasına yol açabilecek bir ziyareti nasıl olur da Başbakan gerçekleştirir, bunu hazmedemediler ve Başbakanın sonu da Menderes gibi olacak diye aba altından sopa gösterdiler.
Uzun zamandan beri eziklik içinde bulunan “küçük top sakal”, son yazısında dükkan dükkan dolaşıp kendisine yeni “Bavul” aradığını son yazısında açıkça belirterek içindeki şeytanı ortaya çıkardı, çok şaşkınlık içinde olacak ki Başbakan gömlek değiştirdi diyerek cemaate yol gösteriyor.
Hatta, kendisini milletin sözcüsü ilan etmiş, oy kaybediyorsun diyerek Başbakan’a akıl veriyor, günlük 50 bin zor satan bir gazetenin haftada 1 gün köşe yazısı yazan muhabiri, Tophane’de nargile içen kitlenin nabzını tutup da mı akıl veriyor yoksa ağzından düşürmediği cemaati mi kastederek yazılar yazıyor, konuşmalar yapıyor?
Bence Tophanede’ki kitleyi kastediyor, sözünü dinlemediği öğretmeni tarafından kulağı sertçe çekilmiş ergen bir çocuk gibi büyük bir hezeyanla ağzına geleni yazıya döküyor.
Cemaatin kontrolündeki, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği geleneksel 28. Abant toplantısının 27 maddelik sonuç bildirgesi top sakalın kendi cemaatinden hayli uzaklaşarak başka bir çekim gücünün yörüngesine girdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Sonuç bildirgesine özetle bir bakalım;
”Türkiye’nin farklı mezhep, din ve etnisiteleri içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok kültürlü yapısı devlet ve toplum tarafından tanınmalıdır.
Devlet, tüm inançlara ve inançsızlığa eşit mesafede olmalıdır.
Yerel nüfusun talebi halinde yer isimleri orijinal haline iade edilmelidir ve olumsuz tarihi çağrışımları olan birtakım yer isimleri değiştirilmelidir.
Eğitim müfredatı yukarıda sözü edilen hususları yansıtmalıdır.”
Ayrıca “Kadınların kamusal hayata ve siyasete katılımının teşvik edilmesi, güçlü ve bağımsız sivil toplum, muhalefet hakkı, örgütlenme ve ifade hürriyeti, basın özgürlüğü, kapsayıcı katılım, akademik özgürlük ve devleti eleştirme hakkı gibi konularla bağlantılı olması dolayısıyla demokratikleşmenin kurumsal reformlarla sınırlı olmaması gerektiği” vurgulanıyor.
Sanki AKP’nin yaptığı/ yapacağı icraatların anlatıldığı bir bildirge, o zaman top sakallar hala neyin peşinde, neyin üzüntüsüyle kendilerini yerden yere vurup ahirette hesaplaşmaya kadar işi götürüp kendilerini mazlum göstermeye çalışıyorlar.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır diye meşhur bir söz vardır, top sakallı şeytanlar, istediler ki bütün bürokratlar bizden olsun, adaleti biz dağıtalım, polis biz olalım, parti kurmadan, milletten oy almadan Meclis’de çoğunluk olalım, dış politikayı biz belirleyelim, kısacası Türkiye’yi biz yönetelim.
Haftada bir gün Hocaefendinin sohbetlerini dinleyerek, Türkiye’yi yönetmeye, Başbakan’a akıl vermeye kalktılar, şimdi görüyoruz ki Hocaefendiyi yanlış anlamışlar, yandaşlarına yanlış anlatmışlar, bir çuval inciri berbat etmişler. Yanlışlarını yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar, çirkefleşiyorlar.
Hocaefendinin, 40 senede ilmek ilmek işlediği, Hizmet faaliyeti, 3 top sakalın elinde oyuncak oldu, cemaati kirlenmiş olarak yazan bu şaşkınları artık cemaatin de çıkarması ve yıkamadan çöpe atmasının zamanı gelmedi mi?
