LAWRENCE SEDAT
ERDEM YAVUZ YAZDI
twitter.com/erdemyavuz549
James Bond’dan sonra Dünya’da en meşhur İngiliz İstihbarat görevlisi Thomas Edward Lawrence’dır. İngiliz İstihbaratı, Lawrence 1916 yılında Arap yarım adasındaki milliyetçi hareketleri tespit etmesi ve raporlaması amacıyla Mekke’ye gönderdi ancak Lawrence, kıvrak zekasıyla Arapları, Osmanlı İmparatorluğuna karşı ayaklanmaları için organize ettiği gibi daha sonra reklamını yapmak amacıyla faaliyetlerini çeşitli gazetecilerle paylaşıp, İngiliz basınında abartısıyla büyük bir kahraman olarak ortaya çıktı.
Bizim Lawrence Sedat da böyle bir şey işte…
İngiliz İstihbarat Servisi desteğiyle çifte vatandaş olan ve Londra’da yaşayan Lawrence Sedat, Arapça’yı çok iyi konuşması, Coşkun Aral’ın kardeşi olması, Türkiye’de basın çevreleri tarafından tanın bir gazeteci olması sebebiyle, kendisine özel görev verilerek Türkiye’ye gönderildi.
Sedat’ın görevi, CHP içindeki derin yapının desteğiyle, Suriye’de savaşan radikal unsurlara, Türkiye’nin destek verdiğini delillendirmek, yani sahte delil yaratmak, sonucunda da Uluslararası ceza mahkemesinde Türkiye’nin ve Başbakan’ın yargılanmasını sağlamaktı.
Türkiye’ye yönelik yürütülen bu savaşta kim nerede aslında bir bakıp Sedat’ın görevinin önemini daha iyi anlayabiliriz;
Enerji alanındaki Rusya bağımlılığından çıkış arayan Türkiye’nin, Suriye ile yakınlaşması bir anda gergin bir ortama dönüştü, Rusya, Suriye’de ortamı kilitledi, BM’de Suriye devleti aleyhine hiç bir karar alınmamasını sağladı, Rusya Suriye’deki varlığını garantiye alıp Türkiye ve ABD’yi sıkıştırmak için Suriye konusunu İran’a bıraktı.
İran, Suriye’de belirleyici güç haline geldi, Hizbullah ve Devrim Muhafızların’dan binlerce silahlı askeri Suriye’ye göndererek Şam’ın düşmesini önledi ve El Kaide’ye karşı Dünya’yı savunan kahraman durumuna geldi.
Türk Hükümeti ise durumu fark edip farklı bir manevra yaptı, Kuzey Irak’tan alacağı petrol ile enerji bağımlılığını azaltmak için arasının açık olduğu Irak hükümeti ile masaya oturmak için uygun zemin aradığı bir anda Suriye’nin Türkiye’yi terörist güçlere destek vermesi şüphesiyle BM’ye şikayet ettiği ortaya çıktı.
Sedat’ı Lahey Adalet divanına somut deliler bulmasını sağlamak adına Türkiye’ye gönderip Suriye istihbaratı ile ilişkili CHP’lilerin desteğiyle çeşitli deliller yaratmasını istedi.
Diğer taraftan Kemal Kılıçdaroğlu’nun henüz varlığından haberdar olmadığı muhtemelen de hiç olmayacağı, CHP’nin idaresini elinde tutanlar, özel görevli Lawrence Sedat’a sıkıca sarılıp ellerinden gelen destekle Suriye Sınır hatlarında bir ufuk turu yaptırıp Suriye İstihbaratı’nın verdiği dokümanları, Türkiye karşıtı delil olarak sunmasını sağladılar.
Başbakan Lahey’de yargılansın diye Lawrence Sedat’ı görevlendiren İngilizler, Suriye istihbaratının desteğiyle belge temin etmeye çalışan CHP’liler, ülke karışsın diye gizli belgeleri ortaya saçanlar, casusluktan yargılanmasın da kim yargılansın.
Büyük resme bakmak gerekli, ince ince Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için çaba gösteren çıkar grupları ve bunlara destek veren hainler; Türkiye eski Türkiye değil artık ! Herşeyin farkında olan kişiler tarafından yönetiliyor. Bu ülkede artık kimse elini kolunu sallaya sallaya operasyon yapamaz.
Başbakanımız Lahey’de yargılanmasını sağlayacak zihniyetin gözden kaçırdığı çok önemli bir husus; AK Partilileri değil, Türkiye’yi değil milyarlarca nüfus olan İslam Dünyasını karşılarına alacaklarını bilmeleri gerekir. İşte o zaman Recep Tayyip Erdoğan İslam Dünyasının fiili lideri olacaktır. Bakalım bunu göze alabilecek misiniz? Bugüne kadar yaptığınız her hamle Başbakanımızın çıtasını nasıl yükseltiyse, o gün zirve yapacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu yükselişi ne paralel yapılanma, ne homoseksüel Lawrence Sedat’lar, ne de Kutsal Şer İttifakı durduramayacağını göreceksiniz.