COSA NOSTRA
ERDEM YAVUZ YAZDI
İtalyanca, “bizim davamız” anlamındaki Cosa Nostra; yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan, gizli ve hiyerarşik bir teşkilatlanmaya dayalı örgüt ya da bu örgütün mensubu kişiler anlamına geliyor.
Yasadışı gizli işlerle uğraşmak maddi ve manevi getirisi her zaman yüksek olması nedeniyle her dönemde çok revaçta olmuştur.
Cosa Nostra’nın en çok sevdiği ve en çok kullandıkları meslek grubu polis ve savcılar olmuştur. Kötülük insanın genine bir defa işledi mi gerisi çorap söküğü gibi gelir, her türlü işe kolay girer zeka seviyenize göre bir kademede kendinize yer bulabilirsiniz.
Gazetelerde Aralık ayında bir haber vardı, Emniyet organize suç şubesinde çalışan iki polisin, meslektaşları tarafından ev ve arabalarında yapılan aramada mahkeme tarafından verilen çok sayıda dinleme kararlarının bulunması üzerine haklarında 5 yıla varan hapis cezasıyla dava açılmış, galiba meslekten de atılacaklarmış.
İnsanın aklına hemen “küçük topsakal”ın savcılığa götürüp verdiği bir tomar dinleme kararı geliyor. Savcı dinleme kararlarını “Topsakal”dan alıp dava açma kararı alıyor ancak bu kararları nereden buldun demek gelmiyor.
Garip durumlar bunlar normal yaşamını sürdüren insanın aklı ile bunları çözmesi mümkün değil, suçla mücadelede en etkin yöntemlerin başında telefon dinlemesi gelir, geçmiş dönemde istihbarat ile ilgilenen tüm kurumlar bu dinleme işini mahkeme kararı olmaksızın kendi imkanlarıyla yapmaya çalışırken, bu laçkalığa son vermek amacıyla Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kuruldu.
Bilinenin aksine TİB dinleme yapmıyor, sadece dinleme yapan birimlere aracılık yapıyordu, sistem şu şekilde işliyordu: Telefon dinlemek isteyen birim mahkeme kararı alıyor bu karar TİB tarafından dinleme yapılacak telefon operatörüne iletiliyor ve burada TİB’in görevi sona eriyordu.
İşlem buraya kadar çok güzel ve düzenli giderken, yasadışı işlere hevesli kişiler için aşılmayacak hiç bir duvarın olmadığı hele Türkiye’nin idaresine talip Cosa Nostra için hiç olmadığı gözden kaçtı. Cosa Nostra hemen paralel dinleme merkezleri oluşturdu, ancak bu işler için para gerekiyordu çünkü dinleme ve çözümleme işi masraflıydı, dikkatli bir planlamayla ne yaptığından haberi olmayan genç polisler ve örtülü ödenek gibi devasa bir kaynak, bu işe kanalize edildi, bir taşla 4-5 kuş vurmak bu değil de nedir?
Cosa Nostra yasadışı dinleme merkezinin ilkini İstanbul’da Taksim’de Beyoğlu İlçe Emniyet’e yakın bir yere konuşlandırdı, diğerini Ankara Kızılay Konur Sokak’taki Emniyet Öğrenci Yurdu’nun karşısına, organizasyon öyle güzel kuruldu ki Cosa Nostra’nın ilk müşterisi olan MOSSAD bile bu sisteme hayranlığını dile getirdi.
Bu merkezler şu an tam kapasite çalışıyor ve artık gizli kamera, dinleme cihazı yerleştirme, aynı anda 20’den fazla hedefi takip etme gibi tamamen yasadışı yürütülen operasyonel çalışmalarda ustalaşmış vaziyette, artık Cosa Nostra kimseden korkmuyor çekinmiyor, ancak herşeyin bir sonu var biliyorsunuz, cesur savcılar sadece İtalya’da yok, zamanı gelince Cosa Nostra operasyonu olacak ve bu illegal kirli işlere bulaşan, önemli bürokratları ve yöneticileri kendilerine hedef olarak seçen, tüm işlerini yasadışı yürüten, artık zararları yakın çevrelerini de rahatsız etmeye başlayan bu polisler ve savcılar adalet önünde hesap verecek.
“Topsakallar” o zaman gidip kime yalvaracaklar çok merak ediyorum ?