A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programı, ‘Tıkanma sürerse darbe gelir’ yazısıyla büyük tepki toplayan KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Yazar Tarhan Erdem’i konuk etti.
Radikal gazetesinde hafta başında yazdığı makalede “Siyasal tıkanmanın sonucunda darbe yolu görünür” ifadesini kullanan Erdem programda, “Anayasalar ve Belgeler 1876- 2012” adlı son kitabının ışığında gündemi ve makalesine gelen eleştirileri değerlendirdi.
“80’İMDEN SONRA SİYASİ MENFAATİM İÇİN NEDEN YAZAYIM?”
“Büyükşehir Belediye Yasası Tasarısı’nın Meclis’teki görüşmeleri sırasında muhalefetin engellemesinin normal olmadığını söylemeye çalıştım ve tıkanma söz konusu olduğunu söyledim. Tıkanma, yürütmenin memleketin ihtiyacı olduğu kararları alamadığı ve yasamanın onun getirdiği kanunlar hakkında karar verememesidir. Böyle durumlarda seçime gidilir ve gidilmezse toplum bunu çözer. Bunun da yolu darbe, harp ve anarşidir demeye çalıştım. Bunu yazdım. Dikkat çekti. Bazıları tamamını okumadan, bir iki cümlesini okuyarak hüküm yürüttü. Gazeteci Engin Ardıç’ın “Tıkanma sizinkilerin çapsız beyinlerinde” tepkisine ilk kez cevap veren Erdem, “Benim yaşımdakilerin meseleleri siyasi fikir ve saplantılarla düşünmesi ve yazması mümkün değildir. Engin Ardıç ve diğerleri beni tanımıyor. Bu kadar ciddi bir meselede iktidar partisinin politikalarını irdelemek gerekir. Benim yanlış düşünmem bir şey ifade etmez. 80 yaşımdan sonra siyasi menfaatlerim için neden bunu yapayım? Muhalefette bir problem olduğu muhakkak. Bunu söylemek istiyorsa Engin Ardıç tamam. Bunun böyle olması tıkanmayı yaratacak olan muhalefetin değil iktidarın politikalarıdır.”
“DARBE KOŞULLARI YOK, TIKANMA VAR”
Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğü olmadığını, yönetimin arkaik, hantallaşmış sistemi devam ettirdiğini, insan haklarında ve devlet nizamında yanlışlık yapıldığını belirten Erdem, ülkede darbe koşullarının olmadığını ama tıkanmanın mevcut olduğunu ancak Türkiye’nin bu tıkanmayı da aşacağını vurguladı.
“KÖŞK İÇİN ERDOĞAN İLE GÜL KIYASLANMAMALI”
Köşk için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kıyaslanmasının yanlış olduğuna dikkat çeken Erdem, “İki şahsın birlikte aday olma şansı yok. Ben yok diyorsam halkın büyük bölümü de yok diyor. Yıllardan beri birlikte çalışıyorlar. Pek çok angajmanları var. Gençliklerinden başlayan bir dostluk ve siyasi birlikten sonra bazı sebeplerle ‘Ben de adayım’ demeleri bana doğru gelmiyor. Dolayısıyla böyle bir kamuoyu araştırması da yapılmaz” şeklinde konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR YASASI HALKA YETKİ VERİYOR”
Büyükşehir Belediye Kanun Tasarısı’nın yetmediğini ama çok doğru bulup desteklediğini ifade eden Tarhan Erdem konuyla ilgili şu önemli açıklamaları yaptı: “Umarım bu kanun tasarısı Anayasa Mahkemesi’ne takılmaz ve Gül de onaylar. Bu tasarı, nüfusun yüzde 75’inin barındığı 29 ilde il genel meclislerini kaldırıyor ve tüm il sınırlarını kapsayacak şekilde bir büyükşehir belediyesi kuruyor. Oradaki büyükşehir belediyesi uyduruk bir isim, aslında o validir. Bütüncül bir proje yapılıyorsa ben onu ‘Vali’ diye yazmam ‘İl Başkanı’ diye yazarım. Erdoğan pratik ve pragmatik bir karar verdi. Anayasa’nın maddelerini değiştirmeden ‘İdareyi değiştireyim’ dedi ve bu tasarıyı getirdi. İl Özel İdaresi kalktığı için asıl yetki başkan ve meclis üyelerine aittir. Yasa tasarısında atılan adım halka yetki vermektir. Kanun 2014’te yürürlüğe girdiğinde Türkiye’de ciddi olarak halkın iktidarı tartışılmaya başlanacaktır. CHP bu tasarıdaki tutumuyla kendi içinde çelişiyor. Ak Parti bu tasarıyı seçim kazanmak için yapmıyor.”