Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Arakan’da gördüğü tablo karşısında gözyaşlarını tutamadı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Arakan’da zor koşullardaki Banduba kampında kalan Müslümanları ziyaret etti. Arakan’a BM çerçevesi dışında ilk kez yabancı bir ülke tarafından ulaştırılan yardımlar burada dağıtıldı. Davutoğlu, Emine Erdoğan ve beraberindekilere Türk Kızılayı yetkilisi tarafından kamp hakkında bilgi aktarıldı. Yetkili, kampta 8 bin 532 kişinin barındığını, 40 yaşam alanının her birinde 10 ailenin bulunduğunu söyledi. Kampta 801 çadır bulunduğunu ifade eden yetkili, yardım çerçevesinde Türk Kızılayı’nın mutfak seti ve gıda kolisi dağıtımı yaptığını bildirdi. Bakan Davutoğlu, Maynmar ziyaretiyle birlikte yapılan anlaşmayla Türk Kızılayı ile Kızılhaçın bugünden itibaren birlikte çalışacaklarını söyledi.
-“Dayanılmaz görüntüler var”-
Emine Erdoğan’ın, kamptaki en önemli sorunun ne olduğunu sorması üzerine, Türk Kızılayı yetkilisi, buradaki Müslümanların barınma ile ilgili sorunlar yaşadıklarını, yiyecek bulma konusunda da sıkıntılar bulunduğunu söyledi. Emine Erdoğan, yardım yaparken tespitlerin iyi yapılması gerektiğini belirterek, “Dayanılmaz görüntüler var” dedi. Heyeti görmek isteyen Rohingya Müslümanlarından Muhammed Çingi, yetkililerin izin vermesi üzerine heyetin yanına gelerek bilgi aktardı. Bakan Davutoğlu’nun nelere ihtiyaçları olduğunu sorması üzerine Çingi, eski yerleşim yerlerine geri gitmek istediklerini söyledi.
Camiye ihtiyaçları olduğunu ifade eden Çingi, çocukların da sağlık yardımına gereksinim duyduğunu kaydetti. Bu bölgedeki pekçok insanın sıkıntısı olduğunu belirten Çingi, hükümetin yaşamlarını sürdürmeleri için gereken desteği sağladığını ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Çingi’nin ailesinden 11 kişinin, köyünden de yaklaşık 100 kişinin öldüğünü ifade ederken ağlaması üzerine Bakan Davutoğlu, Çingi’ye bir müddet sarılarak teskin etmeye çalıştı.
Bu sırada Emine Erdoğan’ın da gözyaşlarını tutamayarak ağladığı görüldü. Çingi daha sonra kendini toparlayarak, “Bana yardım edin, bize yardım edin. Sizin yardımınıza ihtiyacımız var” dedi. Bakan Davutoğlu ise, “Hükümetle birlikte size yardım edeceğiz. Size yardım için buradayız” diye konuştu. Heyetin kampı ziyaret etmesinden dolayı mutlu olduklarını belirten Çingi, “Lütfen bu olayların gelecekte tekararlanmasına izin vermeyin” dedi. Üniversiteden 2005 yılında mezun olduğunu ifade eden Çingi, üniversitenin de şu anda kapalı olduğunu söyledi. Çingi, “İnsan olarak daha fazla hakkımız olduğunu düşünüyorum” dedi.
-Budistler de unutulmadı-
Bakan Davutoğlu, Emine Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra Budistlerin bulunduğu kampı da ziyaret etti. Davutoğlu ve Erdoğan burada da yardım malzemelerini dağıttı. Budistlerin sıkıntılarını dinleyen Davutoğlu, bütün insanların aynı haklara sahip olduğunu belirterek, Budistlerle Müslümanların barış içinde yaşamasını istediklerini belirtti. Heyet daha sonra kampta bulunan bölgenin Budist rahibini de ziyaret etti. Davutoğlu, Budist rahibe, “Sizin liderliğinizde Budistlerle Müslümanların barış içinde yaşayacaklarına inanıyorum” dedi.
Türk halkının Myanmar halkına ve Arakan bölgesine saygılarını getirdiklerini dile getiren Davutoğlu, Türk Kızılayı’nın buraya geldiğini ve bütün halka yardımcı olmak için burada kalacağını kaydetti. Bakan Davutoğlu, “İslam ve Budizm, barışın dinidir” dedi. Davutoğlu, daha sonra bölgedeki camiyi ziyaret ederek, Cuma namazı kıldı. Burada Davutoğlu’nu karşılayan Müslümanların gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. Ziyaretler sırasında konvoy halinde hareket eden heyete bölge halkı tarafından yoğun ilgi gösterildi. Yolların kenarında bekleyen Arakanlılar heyet üyelerine el salladı.
-Yardım çabaları sürecek-
Arakan’a heyetle birlikte gelen bazı Türk yardım kuruluşları temsilcileri de bölgeye yapabilecekleri faaliyetleri yerinde görmek için çalışmalar yaptılar. Şu ana kadar Türkiye’den sadece Türk Kızılayı’nın Arakan bölgesine yardım getirmesine izin verildi. Türk sivil yardım kuruluşları da kendileri için yardım kapısının açılmasını bekliyor.
-Rohingya Müslümanları-
Resmi verilere göre nüfusu 55 milyon olan Myanmar’ın yüzde 90’ını Budistler, yüzde 10’unu Müslümanlar oluşturuyor. Myanmar’da Müslümanlar ayrı bir etnik grup olarak tanınmıyor ve ülkenin tümünde dağınık halde yaşıyorlar. Ülkenin batısında Bangladeş sınırındaki Arakan bölgesinde yaşayan, değişik verilere göre sayıları 800 bin ile 2 milyon arasında değişen Rohingya Müslümanları ile aynı bölgedeki Budistler arasında son dönemde yaşanan çatışmalarda binlerce Müslümanın öldüğü 10 binlerce Müslümanın ise yerlerinden edildiği belirtiliyor. Arakan Bölgesinde yaşayan Rakhine Budistleri, Burma ırkından gelmiyorlar ve ayrı bir ırk olarak değerlendiriliyorlar.
Rakhine Budistleri ile merkezi hükümet arasında da zaman zaman çatışmalar yaşanabiliyor. Myanmar hükümeti, ROhingya Müslümanlarının geçici tarım işçisi olarak getirildiklerini,önemli bir Rohingya grubunun ise Myanmar kurulduktan sonra yasadışı yollardan Arakan bölgesine göç ettiğini savunuyor. Rohingya Müslümanlarının Myanmar’ın kurucu bir etnik grubu ve Myanmar vatandaşı olmadığını belirten Myanmar hükümeti, bu Müslümanların Bangladeş’e geri dönmeleri gerektiğini öne sürüyor. Rohingya Müslümanlarının bir kısmı Arakan bölgesinden kaçarak Suudi Arabistan’a (500 bin), Pakistan’a (200 bin), Tayland, Malezya, Avustralya, İngiltere, ABD ve Avrupa ülkelerina’rından kaynaklanıyor.