Yazar Elif Şafak, bitkisel hayattan çıktı. 14 yıl sonra et yemeye başladı. Beyinle poz verip bunu kanıtladı. Sosyal medya ise yorumlarla yıkıldı: Tabii yani 14 yıldır Mevlana’nın ekmeğini yiyordu!
Yazdığı kitaplar olay yarattı! Aniden dünya genelinde şöhreti yakaladı! Ama onu Türkiye’de pek gören olmadı. Zira Elif Şafak İngiltere’den yazmaya başladı! Ancak ülkenin tatlarına uzak kalamadı! 14 yıl sonra “ete” geri döndüğünü açıkladı.
‘NOBELLİK İNCİĞİM VAR’
Ağız tadıyla ilgili “Her şey birden bire oldu. Eski dostlarım otoburları terk ediyorum” diye yazdı. Bu gelişmeden sonra başta Twitter olmak üzere sosyal medya yıkıldı. İşte Şafak’ın etle barışmasının sosyal medyadaki yankıları:
Elif Şafak, vejetaryenliği bırakmış. Vur kebabın gözüne.
Peki Elif ete neden küsmüştü? Tabi ki Erol Taş yüzünden.
İşkembe içtikten sonra işkembeyle poz verecek mi?
Elif’in et yememesi içime dert oluyordu. Artık kafam rahat.
Şafak 14 yıl sonra beyinle poz vermiş. Poza bakılırsa yakında mumbar, kokoreç ve kelle de yer.
Bizim kasaba sordum, “Nobellik inciğim var” dedi
Kendisini tebrik ederim. Et giren yere dert girmezmiş.
Birisi Elif Şafak’ı Adana’ya atsın. Sonra gelsin yeni kitaplar: Baba ve Et, Ben ve Et, Etpare.
Elif Şafak’ın kurban bayramı öncesi et ile barışması gerçekten manidar!
Şafak’ın et yemeye başlaması çok ilginç. Kurbanlık piyasası karışmasın?
Elif’in et yemesini mangal ve kuzu çevirerek kutluyoruz.
Elif Şafak 14 yıl sonra et yediğini açıklamış. Tabii yani ne de olsa 14 yıldır Mevlana’nın ekmeğini yiyordu.
ÖNCE KÖFTE!
Bu sene hayatıma bir yabancı girdi: Kırmızı et. Üniversite yıllarında et yemeyi tamamen bırakmıştım. Bir kez bile pişman olmadım, aramadım. Değil eti istemek ya da özlemek, kokusuna bile tahammül edemiyorum. Oysa şimdilerde aynı ben, eski dostlarım otoburları sessizce terk ediyorum.
VEJETARYENLER KİBİRLİYDİ
-Damak tadım değişirken yeni bir kültür keşfediyorum: Etoburların renkli dünyası! Bir yandan da merak ediyorum. Et yemeye başlayınca acaba bende neler değişecek? Öyle ya, Alman atasözündeki gibi, “İnsan ne yiyorsa odur”.
-Kanımdaki demir değerinin normal insanların altında çıkması belki sebep, belki de bahane oldu. Önce bir köftenin tadına baktım, ufacık bir lokma, korka korka. “Fena değilmiş!” Derken bir lokma daha. Şimdilerde yepyeni bir âlem keşfediyorum. Meğer İstanbul nasıl da etobur bir şehirmiş.
-Vejetaryenler safında tek sevmediğim tek şey kibirdi.
-Etoburları kafadan eleştirmek yerine etoburluk kültürünü silbaştan dönüştürmeyi öneriyorlar. Bense bu arada et lokantalarını keşfediyorum. Aşçılardan tarifler öğreniyor, bu yeni dünyada merakla dolaşıyorum. Arkadaş sofralarında etoburlar gururla gülümsüyorlar tabağıma bakıp. “Yaa, bunca zaman neler kaçırdın, şimdi anlıyor musun? Kulübümüze hoş geldin.” (TAKVİM)