Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, bugün “Paralel yapının istihbarat imamı Dumanlı mı?” dedirten bir yazı kaleme aldı. Yazısında Emniyet, MİT ve savcıları ilerde yargılamakla tehdit etti.
Ekrem Dumanlı bugünkü Zaman’da yayınlanan “Cemaat’e tuzak nerede, kimler tarafından kuruluyor?” başlıklı yazısında devlet içinde bir takım gelişmeler ve hazırlıklar yapıldığını iddia etti.
Dumanlı, devlet içinde yargı ve emniyette kendi deyimiyle “Cemaat”, ancak ortaya çıkan belge ve bulgular ışığında paralel örgüt olduğu netleşmeye başlayan “yapı” hakkında delil üretilmekte olduğunu yazıyor. Bunları yazmakla kalmıyor, yapılanların suç olduğunu altını çize çize vurgulayıp hükümet ve yargı mensuplarını üstü kapalı tehdit ediyor.
Şu cümleler Dumanlı’ya ait: “Emniyet ve Adliye içinde Cemaat’e karşı kanunsuz çalışmaları yapanların neredeyse tamamı isim isim biliniyor, konuşuluyor; hatta bir kısmı yazılıp çiziliyor. Emniyet İstihbarat Daire’de, adliye koridorlarında “Cemaat” ile ilgili delil üretildiğine; hatta hangi emniyet amirleri ve savcılarla birlikte operasyon yapılmak istendiğine dair çok güçlü deliller bulunmakta. En tepeden kimin talimat verdiğinden kimlerin makam mevki için seferber olduğuna kadar pek çok hususta suç işlendiği ve bu suçların ileride yargılama sebebi olacak kadar evraka yansıdığı biliniyor.”
Dumanlı, bu cümlelerin yenilir yutulur cinsten olmadığının farkında olsa gerek ki paragrafın başına “Nereden mi biliyorum? Basit.” şeklinde topu taca atıcı bir kıvraklık yapıyor. Dumanlı bey, “Emniyet İstihbarat Daire’de, adliye koridorlarında “Cemaat” ile ilgili delil üretildiğine; hatta hangi emniyet amirleri ve savcılarla birlikte operasyon yapılmak istendiğine dair çok güçlü deliller bulunmakta.” Cümlesindeki deliller nerde sorusuna cevap vermiyor tabii ki.
Ya… “evaraka yansıdığı biliniyor.” ??? Kim biliyor? Nereden biliyor?
Bir de şu cümle: “Bugünkü anormal şartların ‘ila yevmil kıyame’ devam etmeyeceği aşikâr. Özellikle KOM’da yapılan çalışmaların kanunsuzluğu dilden dile dolaşıyor. “Cemaat’i bitirmek için kurulan kozmik oda” bilinmiyor mu sanıyorsunuz? Ayağa düşmüş bilgilerin medyaya sızmaması, tarihe mal olmaması, uzun süre gizli kalması düşünülebilir mi? TEM, Emniyet İstihbarat, MİT gibi birimlerin el ele vererek hak hukuk tanımaksızın bir hedefe yürümesi ve delil üretilerek kanunsuz işlem yapılması gizli kalabilir mi? Sanmam.”
Anlaşılan Dumanlı bütün dosyalara hakim! Kimin ne yaptığını biliyor! Herkesin yaptıklarını bir bir dokümantasyona aktarmış, yargılamış, suç olduğunu tespit etmiş. Hüküm vermiş ve 12 Eylül’ü yapanların yargılandığı gibi onların da yargılanacağı tehdidini de savurmayı ihmal etmemiş.
Dumanlı paralel örgütü araştıran, soruşturan, bilgi belge toplayan bütün emniyet, mit ve yargı mensuplarını ilerde yargılamakla direkt tehdit ediyor. İşte yazısının ilgili son bölümü: “Görmüyor musunuz; 12 Eylül darbesini yapan o muktedir ve müstebitler dahi 34 sene sonra adaletin karşısına çıkarıldı. Kanunsuz iş yapan hiçbir fert (makamı ne olursa olsun) yakasını kurtaramaz.
Siyasetten güdümlü, ‘cadı avı’na soyunan devlet memurları şayet kanunsuz emirleri yerine getirmek için hukuk dışı işlere soyunuyorlarsa bilmeli ki yaptığı her icraat hukuka saygısı olan ve konuya vâkıf kişilerce ayrıntılı bir şekilde not ediliyor. Delilsiz ve mesnetsiz suçlu ilan edilen kişiler, kendilerine yapılan haksızlığı asla unutmayacak ve sonuna kadar hukuk mücadelesi verecek. Adliye’de durum biraz daha farklı. Kendini “Hakyolcu” diye tanıtan bazı savcıların, Hizmet’e karşı yürüttüğü kanunsuz planlar gizli mi kalacak?
Hiç kimsenin kanunları ayaklar altına almaya hakkı yok. Konjonktür gereği hukuksuzluğu tercih edenler, eninde sonunda hukuk karşısında hesap verir. Kanun adamı olup da kanunları ihlal etmek kadar feci bir suç düşünülemez. Keşke insanlar, suçlu bulma yerine suç uydurarak kendi kendine sabıka dosyası oluşturmasa…”
Dumanlı yüreği çok naif bir kişi ve şiir ruhlu olsa gerek ki babacan tavrıyla tehditinin sonunda nasihat etmesini de ihmal etmiyor.
Evet, Zaman gazetesinin genel yayın müdürü bugünki yazısında paralel yapıyı soruşturan devlet görevlilerini ve yargı mensuplarını tehdit ediyor. Kullandığı argümanlar ise çok çarpıcı. Ancak devletin içinden sızdırılan bilgilere dayanma dışında kimsenin bilemeyeceği bilgiler(!).
Dumanlı’nın yazısının tamamı okunduğunda uyandırdığı ilk intiba acaba Dumanlı örgütün istihbarat imamı mı yoksa istihbarat imamının gazeteci versiyonu mu?
Bizden sorması? Kendisi, hakaret etmeden ve isim belirtme cesaretini göstererek bu sorulara cevap verebilir mi?
Dumanlı, sen paralel örgütün istihbarat imamı mısın?
Yargı, Emniyet ve MİT, İçişleri Bakanlığı ve hükümeti ilerde sizi yargılayacağız diye aba altında sopa gösterme emrini kimden aldın, cesareti nerden buldun? (HABER 10)
çok korktuk be:))) o devirler kapandı…çok ararsın çok beklersin o günleri…esas 11 eylül saldırıları, Garih cinayeti Santora Hablemitoğlu Uğur Mumcu ve Kaşif Kozinoğlu ile Yazıcıoğlu suikastleriyle HaşHaşilerin bağlantısı ortaya çıktığında bakalım ne olacak. HaHam’ı Amerikalılar yargılayıp şırıngalamazlarsa iyidir!!!!
Yurttan sesler! Tilki fena paniklemiş, paniği kelimelere bir bir yansımış! Zanaatkar Tilki zamanında nasıl bir ayak oyunuyla milleti tufaya düşürdüklerini itiraf etmiş, bizler Zamanında böyle böyle, şöyle şöyle yaptık diye resmen anlatmış, itiraf niteliği taşıyan bir karalama klavyeye almış işte! Gerçekten itirafnamedir.
Ayağa düşmüş bilgilermiş! Atma Tilki kış uykusundan uyanmanın rahatlığıyla çeniliyorsun. Hele hazan mevsimi, kış mevsimi gelsin bakalım, ayağa mı düşmüş, ayağa mı düşeceksiniz o zaman görürsünüz.
Klasik Haşhaşi taktikleriyle yargıyı tehdit ederken o kadar büyük bir fire vermiş ki; anlatalım. Polis-MİT- Savcılar…vesaire hepsini tek tek sayarken gözden zaruri olarak kaçırmaya çalıştığını görebildiniz mi?
Yargıçlar-Hakimler
Hiç değinmemenin nedeni ne ola, haa Tilki?
Yoksa böcükcülerin nasıl serbest kaldığını mı gizlemeye çalıştın Tilki?
Evet, son Alamut Kalesi Yargıçlar ve Hakimler dir.
Türkçenin ‘T’ sini bilmeyen yönetmenden anca buğadar olur Tilki!