Türkiye aylardır aHaber’de yayınlanan Deşifre’nin ortaya çıkardığı skandalları konuşuyor. Etten süte, baldan ekmeğe kadar birçok üründe ‘gıda terörü’nü gündeme taşıyan gazeteci Mehmet Ali Önel son olarak da damacana gerçeğiyle halkı yüzleştirdi.
a Haber’de yayımlanan Deşifre programının yapımcısı Mehmet Ali Önel, ortaya çıkardığı gıda skandalları ile bir yıldır gündemden düşmüyor. Herkesin evine giren etten süte, baldan kanserojenli ambalaja kadar birçok ürünün sağlıksız olduğunu ortaya çıkardı. Son olarak gündeme getirdiği damacana sularındaki skandal ise ülke meselesi haline geldi. Üç haftadır tartışılan konuya devlet de müdahale etti. Türkiye tarihinde ilk kez sağlıksız ürün satan firmalar teşhir edildi. Bu sayede tüketici bilinçlenirken firmalar da yeni yatırımlarla kendine çekidüzen vermek durumunda kaldı. aHaber’in program yapımcısı Önel, skandalların perde arkasını SABAH’a anlattı.
Ortaya çıkardığınız skandallar Türkiye’nin bir numaralı gündemi oluyor. Dosyaların içeriği nasıl şekilleniyor?
Meslekte 22’nci yılım. Eskiden elde mikrofon arkada kameralar ve belediye zabıta ekipleriyle lokanta, fırın baskınları çok yapılırdı. Ama bu tarz haberler lokal düzeyde kalıyordu. Yapımcı arkadaşlarım Burhan Aytekin ve Bahadır Kerimoğlu ile 1 yıl önce aHaber’de yeni bir konsept başlattık. İşin içine bilim insanlarını katmaya karar verdik. TURKLAB Başkanı Dr. Can Demir’le çalışmaya başladık. İlk yayınımızı bal dosyası ile yaptık. Analiz ettirdiğimiz sözde hakiki çiçek ballarının çoğu glikoz şurubu çıktı. Daha sonra işlenmiş et ürünlerine, salam sucuk meselesine el attık. Orada da sonuçlar çok vahimdi. Sonra süt ürünlerini inceledik. Maalesef süt ürünleri de tahminlerimizin çok ötesinde sorunlu çıktı. Tüm bu yayınlarımızdan sonra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı harekete geçti ve uluslararası holdinglerin ürünleri de dahil çok sayıda markayı ifşa etti. Bu uygulama Türkiye’de ilk kez yapılıyordu.
55’İN 41’İ KÖTÜYDÜ
Peki damacana suyundaki araştırmaya nasıl karar verdiniz?
Gıda meselesinden sonra sıra suya geldi. Piyasada en çok tanınan 55 firmanın damacanalarını alıp ağızlarındaki güvenlik bandını hiç açmadan doğrudan TURKLAB’a teslim ettik. Üç hafta sonra laboratuvar çalışmaları bitti. Sonuç şok ediciydi. 55 firmadan 41’inin suyu içilemez nitelikteydi. Bu firmalardan 21’inin suyu ise çok çok kötü durumdaydı.
Gıda sektörü milyar dolarlık bir pazar, haberler firmalara büyük kayıplar yaşatıyor. Baskıya maruz kaldınız mı?
Evet, araştırmacı gazetecilik böyle zor iştir. Öyle bir haber yaparsınız ki, dev firmaların ve çok saygın bilinen kişilerin bir anda tüm düzenleri altüst olur. Ama biz bir haberi yaparken sonuçlarını hesaplamayız. Yaklaşık 4 yıldır Turkuvaz Medya Grubu’ndayım. Yöneticilerim ve patronlarım her haberin arkasında durdu.
SU BELEDİYELERE DEVREDİLSİN
İçme suları konusunda vatandaş tedirgin. Ne önerirsiniz?
Ne yazık ki bu konuda ben de çaresizim. Şimdilik güneşte kalmadığını düşündüğüm 10 litrelik pet şişeler kullanıyorum. Plastik damacana kullanmıyorum. İSKİ suyunun temiz olduğuna güvence veriliyor ama ben içmeye cesaret edemiyorum. Cam damacana çözüm olabilir mi, ondan da emin değilim. Bence devlet tüm su kaynaklarını ticari meta olmaktan çıkarmalı. Bir damacananın maliyeti 1 TL ama eve giriş bedeli 9 TL. Halkın suyunu halka satan firmalara rant sağlamak yerine, tüm su kaynakları belediyelere devredilmeli.
BEN DE SUDAN MAĞDUR OLDUM
Sonucu nasıl yorumladınız?
Dr. Can Demir “İnsan ve hayvan dışkısında bulunan bakterilerin su içinde bu kadar çok olmasının tek anlamı var. Bu sulara lağım karışmış” dedi. İnanamadım. Bu markalar arasında benim yıllardır çocuklarıma da içirdiğim çok bilinen bir tanesi de vardı.
Devlet konuya el attı…
Bizim ulaştığımız sonuçlar Sağlık Bakanlığı için de sürpriz oldu. Çünkü denetimler sadece suyun dolum tesislerindeki kaynaklarda yapıyordu. Bakanlığa göre kaynaktaki kirlilik oranları da yüzde 3’ü geçmiyordu. Bizim çalışmamızda ise İstanbul’daki 55 satış noktasından 41’i yani yüzde 75’i sağlıksızdı. Bakanlık bizi arayıp tahlilleri istedi. Sonra da kendi araştırmalarıyla açıklama yaptı.
DENETLENSE BİNİ KİRLİ ÇIKAR
Bakanlık ile sizin sonuçlar aynı mı?
Bakanlık 10 bine yakın damacana satış noktasından yaklaşık bin 500’ünü denetledi ve 114 noktada suların kirli olduğunu saptadı. Eğer tüm satış noktaları denetlenebilseydi en az 1000 satış noktasında suların kirli olduğu görülecekti. 300 civarındaki ruhsatlı damacana su firmasının tamamının kaynağını denetledi ve bunlardan 20’si kirli çıktı. (SABAH)