Gülen örgütü tarafından kumpas kurulan Hanefi Avcı, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez A Haber canlı yayınına konuk oldu
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, A Haber’de Sevilay Yükselir’in sunduğu Yüzde 100 Siyaset programına konuk oldu. Gülen örgütünün kumpaslarıyla ilgili birbirinden bomba açıklamalar yapan Avcı, “Cemaat’in tüm evrakları sahte. Dikkat edin, elle yazılmış hiç belge yok” dedi.
GÜLEN’LE BİR KEZ GÖRÜŞTÜK
“Fethullah Gülen’le bir kez görüştük, Cemaat içinde yakından tanıdığım insanlar var. Ama Cemaat’e bir yakınlığım yok.” diyen Avcı, “Cemaat’in içinde suç işleyen insanlarla, kendi halinde yaşayan iyi niyetli insanları birbirine karıştırmamak lazım. Suç işleyenler, devlet kademelerinde, devletin talimatlarını değil Cemaat’in talimatlarını uygulayanlardır. Cemaat’in diğer müntesiplerinin suç işlediğine inanmıyorum.” dedi.
SAHTE İHBAR MEKTUPLARI
Avcı, Emniyet içindeki Cemaat mensupları yanlış yapmaya başladıkları zaman onlara karşı çıkmaya başladığını belirtti ve “İlk gördüğüm yanlış, Emniyet içinde kendilerine karşı çıkanları bir şekilde saf dışı bırakma çabalarıydı. Sahte ihbar mektupları ortaya çıktı. Kendilerine mani olacak insanları tek tek bertaraf ettiler.” şeklinde konuştu.
GÜLENCİLERLE TARTIŞMA!
Avcı, “O günlerde bu tutuma tavır aldım, bazılarıyla tartıştım. Açılan soruşturmalara baktım, klasik soruşturmalara hiç benzemiyor. İstedikleri kişileri, sahte belgelerle, istedikleri şekilde suçlamaya başlamışlardı.” dedi.
“KİTABIMI ENGELLEMEYE KALKIŞTILAR”
“Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabını yayınlayana kadar gizli tuttum.” diyen Avcı “Engelleme çabalarına karşı tedbir aldım. Kitaptan sonra taciz edilirim, rahatsız edilirim, açığım aranır diye düşünüyordum. Ama bu kadarını beklemiyordum.” şeklinde konuştu.
“KORKU İMPARATORLUĞU KURDULAR”
“Cemaat mensupları önce küçük suçlarla başlıyor, sonra suçun boyutu büyüyor, sonra mensuplar, yaptıklarının suç olduğuna inanmamaya başlıyor. Bundan sonra da geri dönüş olmuyor.” şeklinde konuşan Avcı sözlerine, Cemaat’e itiraz etmeye kalkarsanız, kendinize yeni bir dünya yaratmanız gerekir. Yeni arkadaşlar edinmeniz gerekir. Korku imparatorluğu kurdular.” diyerek devam etti.
“CEMAAT’İN BÜTÜN BELGELERİ SAHTE”
Avcı, “Cemaat’in tüm evrakları sahte. Dikkat edin, elle yazılmış hiç belge yok. Sanki tüm insanlar artık bilgisayarla yazıyormuş gibi. Sanki hiç elle yazılmıyormuş gibi. Bütün belgeleri dijital.” dedi.
EVLERE ÇOCUK PORNOLARI YERLEŞTİRDİLER
“Bazı insanların evlerine utanç verici porno kasetleri yerleştirildi, çocuk pornoları yerleştirildi” diyen Avcı sözlerine şöyle devam etti. Onur zedeleyici operasyonlar yaptılar. Örgüt mensupları aslında kendi başlarına kalsa bu yanlışları yapmaz. Ama yukarıdan gelen bir emir olunca yapıyorlar. Emir yukarıdan geldiyse “kesin doğrudur” şeklinde algılıyorlar. Oradan ne geldiyle doğrudur, vardır bir bildiği şeklinde bir inanış var.
BANA TUZAK KURANLARDAN BİRİ BUGÜN YARGITAY ÜYESİ
31.08.2010 tarihinde Eskişehir’deki makamımdan ayrıldım. Ayrılırken odamı boşaltırken personele zabıt tutturdum. Ankara’ya gittim. Benim ayrılışımdan 28 gün sonra Eskişehir’deki odama arama kararı çıkardılar. Orası artık bana ait değildi. Ve arama kararı çıkarabilmeleri için, orada bulunduğuna inandıkları delillere ilişkin emareleri hakime bildirmek zorundalar, ancak bu şartla arama kararı çıkartılabilir. Ancak hiç böyle bir şey olmadı. Sadece arama kararı vardı. Emareler kararda yazmıyordu.
Bana tuzak kuran isimlerden biri bugün Yargıtay üyesi. Bana yapılan hukuksuzluklara karşı hukuki mücadele başlatacağım. Ben HSYK’ya çok şikayette bulundum. Ama HSYK 2 yıl boyunca hiç bakmıyor bile. HSYK’nın da görevini yapması lazım. Yargıdaki hukuksuzluklarla mücadele etmek çok zor. Çünkü oranın hassasiyetleri var.
Davam 9 aydır Yargıtay’da. “Örgüt üyesi” dedikleri isimler dışarıya çıktığında ben halen içerideydim. 7 Şubat öncesinde (Hakan Fidan’ın ifadeye çağırılması) aslında bazı emareler ortaya çıkmaya başlamıştı. 7 Şubat’tan sonra cezaevindeyken dedim ki “tamam artık devlet bunların niyetini artık görür”.
MİT’te Cemaat etkisi vardı ama orayı tam olarak ele geçirememişlerdi. Ele geçirmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Hakan Fidan’ı tasfiye edip kendi elemanlarını yerleştirmeye çalıştılar. Ondan sonra zaten işler artık çok kolay olacaktı.
Hanefi dayı bu cemaatçilerin sahte delil merkezi nerede, dinleme kayıtlarını nerede saklıyorlar? vs gibi kritik sorulara cevap vermiş olsaydın keşke!!! sana izleme ve dinleme sistemi derslerini kim verdi çok merak ediyorum. Albay Türkşen’in işaret ettiği amiral GEA mı???
Bende ayni yukaridaki yorumu yazan Kayyuma katiliyorum.Endiselerim,soru isaretlerim silinmedi.O dinleme sistemi kendi zamanindami kuruldumu?Ve bu sorunun ardindan bagli olarak onlarca soru daha sorabilirdim.Acikcasi ben Avcinin sütten cikmis ak kasik olduguna inanmiyorum.