Yeni Şafak gazetesinde Tamer Korkmaz’ın “Mister Kirby, Kısa Kılıç Medyası’nı sever!” başlıklı yazısı şöyle:
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby “Türkiye medyasının çoğu üyesi, darbe girişiminin arkasında ABD’nin yer aldığına yönelik Türk halkında var olan düşünceyi durdurmak için hiçbir şey yapmadı. Böyle bir düşünceye nasıl kapıldıklarını bilmiyorum. Bu, komik bir durum! ABD’nin darbeyle bir ilişkisi yoktu” diye konuşmuş!
Mister Kirby’nin örtbas etmeye yeltenmesi, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe kalkışmasının arka planında ABD/CIA/NATO’nun var olduğu hakikatini asla değiştiremez. Bu mevzuda yeterince kanıt var!
İslam düşmanı Donald Trump bile başkanlık kampanyası sırasında “15 Temmuz’da 13 CIA ajanı Türkiye’de darbeye yardım etti” diye tweet atmıştı.
(En iyi belge mi; itiraftır! Bu itirafın sahibi, iki haftadır ABD’nin seçilmiş başkanı sıfatını taşıyor!)
Kaldı ki; özelde siyasi tarihimiz, genelde dünya siyasi tarihi “Darbe” ile “ABD”nin eş anlamlı sözcükler olduğu hususunda çok sayıda örnekle, delille doludur…
Başta Türkiye olmak üzere muhtelif ülkelerde “gerçekleştirilen askeri darbelere” veya “akim kalan darbe girişimlerine” dair kaçışı asla mümkün olmayan bilgiler/belgeler hacimli bir ansiklopediyi dolduracak kadardır!
Bu da, “komik” değil; fevkalade trajik bir durumdur!
*
Kirby, “Türkiye’de medyanın ekserisi 15 Temmuz’un arkasında ABD’nin var olduğu gerçeğini neden hasıraltı etmedi, etmiyor” diye rahatsızdır!
Medyamızın darbe kalkışmasının arka planıyla alakalı olarak “hakikati dillendirmesini” değil de “devasa yalanı pazarlaması” gerektiğini düşünüyor!
“Çoğu bunu yapmadı” diye de bozuk çalıyor…
ABD’nin “baş tacı” yaptığı medya mı? Daima Amerikan devletinin, Haçlı Siyonist İttifakı’nın amaçları ve politikaları doğrultusunda “sistematik olarak” yalan söyleyen, hakikati perdeleyen “iliştirilmiş, yerleştirilmiş” medyadır!
Mister Kirby’nin sözlerinden; “Azınlıkta kalsa da, Türkiye’deki bir kısım medyanın darbe girişiminin arkasında ABD’nin yer aldığına dair düşünceyi (yani gerçeği) durdurabilmek amacıyla bir şeyler yaptığını çıkarmak” hiç de zor değildir.
O bir kısım medyanın başında elbette Doğan Medyası geliyor!
Baronsal Hürriyet’inden CNN Türk’üne kadar Doğan Medyası’nın alayı FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe kalkışmasının arkasındaki CIA/ABD/NATO gerçeğinin üzerini ısrarla örttü, örtmeye de devam ediyor.
Haberlerinden köşe yazılarına kadar bunu ihtimamla yapıyorlar.
Mesela “ABD’ye iliştirilmiş” Hürriyet, 3 Ekim 2016 tarihli manşetinde; 28 Şubat Cuntası’nın Başbakanı Mesut Yılmaz’ın söyledikleri üzerinden ABD ve CIA’i “aklamaya” veya “kurtarmaya” yeltenmişti. (Ayrıntılar, bu sütundaki 5 Ekim 2016 tarihli yazıda mevcuttur.)
*
Düzenbaz Kirby’nin malum sözlerinin Hürriyet’in internet sitesinde öne çıkarılması boşuna değildi!
Doğan Grubu’nda; ABD’yi, İsrail’i, Almanya’yı eleştirmek yasaktır…
Aydın Doğan’ın gazete ve televizyonları “bu devletlerin menfaatlerini dünyanın dört bir tarafında korumak ve kollamakla” yükümlüdür!
Doğan Holding’in ortağı (bir Yahudi şirketi olan) Axel Springer’in yayın ilkelerindeki üçüncü ve dördüncü maddeleri tam da burada hatırlıyoruz!
Ecnebi Hürriyet’in başındaki Sedat E. ile onun daha “rütbelisi” Ertuğrul Ö. adlı “iliştirilmiş elemanlar” yıllardır bütün hücreleriyle başta ABD olmak üzere Batılı devletler için “klavye” sallıyorlar…
“Klavye” yerine, pekâlâ “Kısa Kılıç sallıyorlar” da diyebiliriz!
Hürriyet’in Washington Temsilcisi Tolga T. hızını alamıyor; çoğu kez Amerikan devletinin bir sözcüsü gibi konuşup, yazıyor. Hatta bazen “Kraldan fazla kralcı” olarak “iliştirilmişliğini” icra ediyor! Bağlı olduğu Washington’ın namı hesabına Ankara’ya “hareket” çekiyor! Aba altından sopa gösteriyor!
*
Baronsal Hürriyet, Bağımsız Müslüman Türkiye’ye karşı Psikolojik Harp yürütüyor…
“Derin Misyonu” budur!
Haçlı Siyonist İttifakı devletlerinin safındadır.
Ecnebi Hürriyet; bazen değil, her zaman Amerika Birleşik Devletleri’dir, İsrail’dir, Almanya’dır, İngiltere’dir, İtalya’dır, Fransa’dır, Yunanistan’dır!