MEDYAGÜNDEM- Türkiye’de kirli medya düzeninin kalemşörlerinin yatacak yeri yok. Bugünlerde “Sansüre uğradık” diyenlerin daha dün nasıl sansürcübaşı olduklarını bugün Star’daki köşesinde Taha Kıvanç dramatik biçimde gözler önüne sermiş.
“‘Sansür’ diyorlar ya, bunlar ‘sansür’ görmemiş” başlıklı yazısında Kıvanç, Hürriyet’te yaşandığı iddia edilen bir “sansür” olayına değinmiş.
Fehmi Koru, Taha Kıvanç mahlasıyla yazdığı köşede, “Yalçın Doğan ile Kanat Atkaya’nın yazıları konmamış, Mehmet Y. Yılmaz’ın parçalı köşesinden bir bölüm ayıklanmış… Şaşırdım mı? Hayır. Bizim medyanın daha önce de ‘sansür’ krizleri tutmuştu. Bugün yazısına ‘sansür’ uygulananlardan biri tam altı yazarın yazısına aynı muameleyi reva görmüştü…” diye yazdı.
Peki o sansürcü kimdi?
Mehmet Y. Yılmaz elbette.
Kıvanç’tan okuyalım:
“Haziran 2001’e geldik, bu defa kılıç farklı şakırdadı…
Medya Grubu RTÜK yasasının çıkarlarına uygun çıkmasını istiyor… Başbakan Ecevit uyumlu, hastalığına rağmen Meclis’te nöbette… Yardımcısı Mesut Yılmaz zaten yasaya hayatını koymuş… Hükümetteki tek çatlak ses Sadettin Tantan da gönderilmiş…
Neredeyse her şey kontrol altında sanılırken, aa o da ne, bazı Milliyet yazarları ‘eleştirel’ tavır almamış mı? Hasan Cemal (evet, yine o yaramaz), Derya Sazak ve Meliha Okur’un yazılarının bütünü ile Melih Aşık ve Meral Tamer’in parçalı köşelerinden birer bölüm sökülüp atılmış…
Atan? Doğan Akın’ın parçalı yazısından bir bölümünün sansürlendiğini söylediği Mehmet Y. Yılmaz… Dönemin Milliyet yayın yönetmeni…
Burada kesiyorum.”