Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, 17 Aralık’tan birkaç gün önce esrarengiz bir İsrail seyahatine çıktı… Tel Aviv’e, Brüksel üzerinden gitmesi kafaları karıştırdı.
Paralel yapı soruşturmasını yürüten savcılara İstihbarat kaynaklarından ilginç bir bilgi iletildi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, 14 Aralık’ta Brüksel’deydi. Dumanlı buradan İsrail’e uçtu, 16 Aralık’a kadar bazı görüşmeler yaptı ve 16 Aralık’ta Tel Aviv üzerinden İstanbul’a döndü. Bu gizemli ziyaretin ardından ise İstanbul Mali Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler 17 Aralık’ta harekete geçerek 4’ü bakan çocuğu olmak üzere aralarında Ali Ağaoğlu’nun da bulunduğu birçok işadamını gözaltına aldı. 17 Aralık olarak adlandırılan operasyon tarihe darbe girişimi olarak geçti. 25 Aralık soruşturması ile ilgili verilen takipsizlik kararında ise 17 ve 25 Aralık soruşturmalarını yapan polislerin SPARK adlı program üzerinden ilginç bir görüşmeleri tespit edilmişti. Savcılık tarafından hafızası sıfırlanmış bilgisayarlardan kurtarılan yazışmalarda, operasyon için yurtdışında bulunan bir ağabeyin gelmesinin beklendiği belirtiliyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan takipsizlik kararında, iki polisin kendi arasında “şefamir” diye bahsedilen bir şahsın Türkiye’ye ne zaman geleceği konusunda konuşmaların yapıldığı belirlendi.
SPARK’TAKİ ABİ O MU?
Yazışmalarda geçtiği şekliyle bir “abinin” 6-7 gün içinde Türkiye’ye gelmesinin ardından muhtemel bir tarihte operasyonun başlatılmaya çalışıldığı anlatılan kararda, bu yazışmanın 9 Aralık 2013’te yapıldığı dosyanın fezlekesinin 15 Aralık’ta hazırlandığının tespit edildiği kaydedildi. Ekrem Dumanlı’nın 16 Aralık’ta İstanbul’a dönmesi 17 Aralık’ta ise operasyon düğmesine basılması “Yazışmalardaki ‘abi’ Ekrem Dumanlı mı?” sorusunu akıllara getirdi. (TAKVİM)
1* Lozan sonrası doğanların bir özelliği var. Genç intikal etme hastalığından muzdaripler. Mikrobu da garpçı vesayetin kemalist virüsü. Komedyen Stan Laurel-Oliver Hardy’nin çiftinin bir fiilminde otomobilleri duvara toslar. Öfkelenen Laurel bir tuğla ile Hard’ynin başına hızla vurur. Hardy’de hiç bir tepki görülmez. Düşen şapkasını arar bulur alır başına koyar koymaz, avazı çıktığı kadar ayyyy diye bağırır. İşte biz de böyleyiz. Cemaat-siyonist teması kurulalı neredeyse 25 yıl oluyor. Bu muhabbet-i ittifak ne zaman farkına varılıyor. 25 yıl sonra. Günaydın Beyler. Meczup vaizin, Yahudi kapısını çalalı kaç yıl oldu. Niçin çaldı. İ.s.Al. anlatıyor: “Bir gün kapım çalında, açtım karşımda Felloş.Gelloş.” Ben geldim demiş ve içire dalmış. Niçin? Yeni neocon-siyonist-CIA müttefiklerine şirinlik gösterisi ve Mesih olma yatırımı için. Uyandık mı? Hayır. Bu öyle bir muhabbet ki, 1995 ertesi 2 defa ABD’ye hacca gidip geldi ve arkasından CIA’nın Alamut Kalesi’ne uçtu. Uyandık mı? 4 yıl sonra İsrail’den din adamları gelip gitti. Onlara Zırtpırt Gazetesi uzun uzun röportajlar yaptı. Uyandık mı? Ve üstelik adamlar Bediüzzaman’ın Mu’cizat-ı Kur’aniyye Risalesi 25. Söz’de Yahudilerle ilgili ayetlerin tefsiri için eleştiriler yaptılar. Zırtpırt Gazetesi aynen yayınladı. Uyandık mı?
2* Derken hiç aymayan bir aymaz yazarları var, sabah akşam Yahudi Meymunes’in Müslüman severliğini anlatıp durdu. Uyandık mı? Halbuki Kur’an bize düşmanlıkta Yahudiler’in ilk sırada olduğu ikazını yapıyordu. Olsun. Kainat imamı söylüyorsa yeter. Türk mektepleri CIA-Mossad ajanlarının iş yeri oldu. Uyandık mı? Geçelim. Ve paralel yargı-emniyet cuntası vesayeti tesis edilirken, cambaza bak cambaza operasyonları yapıp mesafe aldılar. Uyandık mı? Ya Mavi Marmara’da beşeri, insani, şefkat gemileri Siyonist eşkıya tarafından basıldığında bizim kendinden menkul kainat imamı ne yaptı? Hükümeti azarlayıp İsrail’in yanında aldı ve onlara meşruiyet izafe etti Uyandık mı? Haşa, sümme haşa. No, kelle, nein, no müsyö, asla ve kat’a.. Lozan narkozu gibi aklımıza gülen narkoz budur işte. Amma ve lakin 7 Şubat’tan sonra uyku mahmurluğu içinde bir şeyleri lütfen sezinlemeye başladık. Ne oldu demeye kalmadan cümle alem şunu öğrendi: 17 Aralık-25 Aralık’ta Necon-siyonit-kürelsel-neoliberal şer odakları, kainat imamı ve taifesinin maşalığıyla ateş kürüyorlar. Ve başlamış fecirde horozu ötmeye. Üürü ürürü ürürü. Burada bir takkeli meczup yani son Cibali Baba beddualar ediyor. Göğe, semaya, arş-ı alaya ellerini açıp Nur ve rahmet isteyeceğine ateşler istiyor. Peki sonra ne oldu. Anlatmaya gerek var mı? Foyaları dizi dizi gayptan gelip zamana dökülüyor. İbret-i alem için.