Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı köşesinde Ruşen Çakır’ın son yazı dizisini yerden yere vurdu ve üstü kapalı bir şekilde ajan gazeteci imasında bulundu…
Ruşen Çakır’ın köşesinden “Gülen Cemaati Fenerbahçe’yi ele mi geçirmek istiyor?” sorusunun peşine düşmesi, ardından da Fenerbahçelilerden gelen yorumları yazı dizisi olarak gazetesinde yayınlaması Cemaat’e yakın çevrelerin tepkisini çekti.
Samanyolu TV’de ana haber bülteninde Çakır aleyhine 5 dakikadan uzun bir haber yayınlanırken, Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, köşesinden Çakır’ı ismini vermeden sert bir dille eleştirdi. Çakır için yazdıklarından sonraki paragrafta MİT ve yabancı istihbarat örgütleri için çalışan gazetecilerden söz eden Dumanlı böylece üstü kapalı bir şekilde Çakır’a ajan gazeteci yakıştırması yapmış oldu.
İşte Dumanlı’nın “Cemaat Uzmanı bir meslektaş” diyerek ismini anmadan eleştirdiği Ruşen Çakır için yazdıkları
ALLAH HEPİMİZE BASİRET LÜTFETSİN
“Geçenlerde bir gazete, yazarıyla yollarını ayırırken onun Twitter’daki mesajlarından rahatsız olduğunu ifade etmişti. Ergun Babahan da geçenlerde korkunç bir hata yaptı, ayıp etti; hem kendini zora soktu, hem çalıştığı kurumları. Bu tür sıkıntıların daha bir süre devam edeceği anlaşılıyor.
Ne yazık ki bazı kişiler köşeleri olduğunu ve televizyonlara program yaptığını unutuyor. Hararetli konularda alelacele yazıp çiziyor. Düşünmeden, tahlil ve terkip zahmetine girmeden kurulan her cümle hem yazana zarar veriyor hem başkalarına… Yazdıkları mesajın büyük bir kitleye mal edilebildiğinin ve yanlış bir imaj oluşturduğunun farkında olmayanlar da var. Ne diyeyim; Allah hepimize basiret lütfetsin…
CEMAAT UZMANI MESLEKTAŞIN YAPTIĞI GAZETECİLİK Mİ?
“Cemaat uzmanı” bir meslektaş, Fenerbahçe-cemaat konusunu yazıyor. Hatta sanal platform açarak taraftarları mesaj atmaya davet ediyor. Sonra da bu tuhaf uygulamaya “yazı dizisi” adını veriyor. Böyle gazetecilik olur mu? Hiçbir mantıklı izahı olmayan bir konu üzerine analizler döşenmenin, “insanların hissiyatı böyle” diyerek başka bir kitlenin hakkına tecavüz etmenin neresi gazetecilik? Bir başkası da kalksa yazı dizisi sahibi hakkında sanal bir platform açsa “Buyurun atış serbest” dese haksızlık etmiş olmaz mı? 100’den fazla yazı kaleme alıp, her defasında olumsuz kanaat ve şüphe yayan bir yazarın objektifliği tartışma konusu olursa insanların söyleyeceği her söze katlanmak zor olsa gerek. Tepkiyle sarf edilecek sözler ne kadar “objektif” ve makul sayılabilir ki!
AJAN GAZETECİLER BELLİ OLMADIKÇA…
Hürriyet yazarı İsmet Berkan canlı yayında soruyor: “Siz MİT’te yöneticiyken istihbarata çalışan gazeteci var mıydı?” MİT eski Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür kesin ve net bir cevap veriyor. “MİT için çalışan gazetecilerin çok olduğu muhakkak. Ama ben hepsinin ismini bilmem.” İşte tam bu noktada durup derin bir nefes almak gerekiyor. Çok sayıda gazeteci istihbarat elemanı ise onların yaptığı haberler, kamuoyuyla paylaştığı yorumlar gerçeği ne kadar yansıtıyor? Daha çetin bir soru da akla gelmiyor değil: Yabancı istihbaratlar için çalışan ve gazeteciliği ajanlığa maske yapanlar da var mı acaba? İstihbarat örgütlerinden maaş alan “gazeteciler” belli olmadıkça bu ülkede dönen dolapları anlamak mümkün mü? (gazeteciler)
