Ahmet Kekeç bugünkü yazısında son dönemde mağduru oynamaya çalışan Doğan Medya Grubu’nun aslında bir memleket sorunu olduğunu yazdı. Kritik her dönemde devreye girerek ülkenin geleceği ile oynayan bu grubun artık operasyon yapmasına izin verilmemesi gerektiğini yazan Kekeç gerekçelerini madde madde sıraladı.
İŞTE AHMET KEKEÇ’İN KALEMİNDEN DOĞAN MEDYA GRUBU’NUN GÜNAH GALERİSİ!
İSPATLADIK AMA AYDIN DOĞAN KENDİSİNİ TAKSİM’DE ASMADI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün katıldığı bir televizyon programında, Doğan Medya Grubu’nun marifetlerini sayıp döktü. Muhtemeldir ki Aydın Bey hop oturup hop kalkmıştır… Cumhurbaşkanı Erdoğan manşetlerden örnekler sundukça, “Ben böyle talihin içine…” diye saydırmıştır.
Kırılgan bir insana benziyor Aydın Bey.
Hemen etkileniyor. Küsüyor. İçine kapanıyor… Ya da tam tersi, telaşla düzeltme yolunu seçiyor ve durumun öyle olmadığını anlatmaya çalışıyor. Adeta paralıyor kendini…
Korkum şu:
Biraz daha üzerine gidilse, “İspatlayın, kendimi Taksim’de asayım” diye tutturacak. Ama yine asmayacak…
Olsun… Yine de riskli bir iddialaşma biçimi.
Her an her şey olabilir.
DOĞAN MEDYA GRUBU EYLEM ÜRETEN BİR MERKEZ!
… Doğan Medya Grubu’ndan söz ederken, sadece bir medya grubundan söz etmiyoruz. Doğan Medya Grubu, aynı zamanda, eylem üreten bir merkez… Ciddi siyasal sonuçlar doğurabilecek kararların (tavır alışların) üretildiği ve tatbikata konulduğu bir merkez.
Evet, memleketin başka sorunları var… Ama adı geçen grup da, problem potansiyeli yüksek olduğu için, “ciddi” bir memleket sorunudur.
Dolayısıyla, Doğan Medya Grubu’nu konuşmanın hem yeri, hem de zamanıdır.
Meramımı bazı örneklerle anlatmak isterdim ama artık kabak tadı verdi. Hangi kırılma döneminde ne tavır aldıklarını, hangi manşetleri attıklarını, farklı düşünen insanlara hangi ölümcül akıbeti hazırladıklarını, ülkenin bir bölümüne karşı hangi hoyrat dili kullandıklarını biliyorsunuz ve artık ezberlediniz.
FARKLI SESLERE, DEMOKRASİYE VE MEŞRU SİYASETE SAYGISI YOK!
Şu kadarını söyleyeyim:
Bu gurubun insanlara saygısı yok.
Farklı düşüncelere ve inanışlara saygısı yok.
Meşru siyasete saygısı yok.
Seçilmişlere saygısı yok.
Demokrasiye saygısı yok.
ÖZAL’A, ERDOĞAN’A ECEVİT’E, ÇİLLER’E AYNISINI YAPTILAR!
Hep darbeleri desteklediler, hep illegal oluşumların yanında yer aldılar ve farklılıkları “savaş sebebi” saydılar.
Rahmetli Özal’a, rahmetli Erbakan’a, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e ve Erdoğan’a (hatta rahmetli Ecevit’e) yaptıkları hâlâ taptaze ve hafızalarda yerini korumaktadır
İşin ekonomik boyutuna girmiyorum bile…
Devletten nasıl nemalandıklarını, ballı devlet kredisiyle satın aldıkları bankadan yine devlete hangi rayiç üzerinden kredi verdiklerini ve kaç para kazandıklarını, hangi hizmetlerinin karşılığı olarak TEDAŞ’ı elde ettiklerini ayrıntısıyla biliyorsunuz ve bunları tekrarlamak benim için de sıkıcı bir mesaiye dönüştü.
Bir tek şey söyleyip kapatacağım:
Boş bir vaktinizde internete girin, arama motoruna “RTÜK ve Doğan Medya Grubu” yazın, karşınıza çıkan sayfaları sabırla okumaya başlayın, nasıl bir memleket sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu bir de “kendi gözlerinizle” görün.
Yazar Abdurrahman Dilipak’ın bugünkü köşe yazısını okuyanlar ulusal ve küresel medya hakkında net fikir sahibi olur