Habertürk Yazarı Nihal Bengisu Karaca, ATV’nin sevilen dizisi Kertenkele ile ilgili başlatılan kara kampanyaya köşesinden cevap verdi. Karaca, Kertenkele dizisinin “kasıtlı” olarak yanlış değerlendirildiğini yazdı.
Nihal Bengisu Karaca, Habertürk’teki bugünkü köşesinde ATV’nin sevilen dizisi Kertenkele ile ilgili önemli saptamalar yaptı. Karaca’nın, Kertenkele dizisindeki imam karakterinin yanlış değerlendirilip dizi ekibinin camilere alınmamasını eleştirdiği köşesinden satır başları şu şekilde:
“Ülke gündemi ciddi konularla imtihan ediliyor. Bu arada bana kalırsa diğer konulardan daha az ciddi olmayan bir hadise daha yaşanıyor. Bir televizyon kanalında gösterilen Kertenkele dizisinin imam karakteri etrafında kıyametler koparılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Kıyameti koparan kim?’ Diye düşünmeden popüler kültür ürünlerinin geleceğini esir alabilecek yanlış bir hükme varıyor. Gelinen noktada İstanbul Müftülüğü dizi ekibinin camilere girmesini yasaklıyor.”
“İmamlara hakaret ediliyor yaygarası”
“Olaylı Kertenkele dizisinin meselesi, bir komiserin takıntısı haline gelen yufka yürekli bir yankesicinin kaçarken kılık değiştirmesi, bir imamın cübbesi ve sarığı altına gizlenerek hem polisten hem de suç dünyasının gözü dönmüşlerinden korunmaya çalışması. Sığındığı kasaba kılığından dolayı kendisini imam zannedince bu rolü üstlenmek zorunda kalıyor. Bu da ‘imamlara hakaret ediliyor’ yaygarasının temeli oluyor. Sosyal medyanın talimatla mülayim talimatla çirkef olan paralel hesaplarının kara kampanya başlatmasının asıl nedeni Kertenkele’nin ilk iki bölümde bile epey reyting alıp STV dizilerini tehdit etmesi.”
“Diyanet işleri çıkar çatışmasına alet oldu”
Karaca, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuya müdahil olarak bir çıkar çatışmasına alet olduğunu dile getirdiği yazısına şöyle devam ediyor:
“Diyanet İşleri Başkanlığı ise çıkar çatışmasına maalesef alet olarak bir açıklama yayınlıyor. Oysa ‘Filmde karakterize edilen sahte imam tiplemesi toplumsal saygınlığı olan din görevlilerimizi derinden yaralamıştır’ şeklindeki sözlerden anlıyoruz ki Diyanet yetkilileri diziyi teveccüh edip iki bölüm bile izlememiş. Zira, “Kertenkele’ karakteri ‘Allah bütün kapıları yüzüme kapatıyor’ diyen umutsuz bir adam iken, giydiği cübbeye layık olmaya çalışan bir adama dönüşmekte. Tersi olsaydı, yani imam karakteri bir sahtekara dönüşseydi, Diyanet’in tepkisi belki anlaşılabilirdi. Öyle bir durum yok. Konu bir imamın suç işlemesi değil. Bir suçlunun imam kılığına girmesi. Bu iki durum birbirinden ayırt edilemiyorsa, vay halimize!.”
“Hidayete ermeyi dert edinmek anlaşılır değil”
Karaca, ayrıca bir suçlunun imam olarak hidayete ermesinin Diyanet’in açıklamasında seviyesizlik olarak ifade edilmesini ise köşesinde “Diyanet’in düzgün insanların yoldan çıktığı dizileri değil de bir suçlunun imam kılığına girip hidayete ermesini dert etmesi anlaşılır gibi değil. Zira bu mantıkla Kuran’da geçen ve günahkarların hidayete ermesini anlatan kıssalar dahi ilk bölümden ‘seviyesizlik’ ile itham edilebilir” sözleriyle açıklıyor.
Karaca, son olarak Kertenkele dizisinin toplumun kendi değerlerine uygun bir yapım olduğunun altını çizerek yazısını “Dizi sinematogrofik açıdan iyidir, kötüdür. Ama asıl sorun Diyanet’in bir diziyi izlemeden müdahale etmesidir. Ve seviye gibi ‘izafi’ bir ölçüyü kriter haline getirmesidir. Sonuç, evlatlarımız ‘How İ Met Your Mother’ gibi dizilerle formatlanırken sizin’Neden bu ülkenin evlatları kendi değerlerine uygun yapımlar, filmler çekemiyor?’ diye ağlaması olur. Yani trajedi. Hatta komedi.” diye bitiriyor.
Dizi de kesinlikle dini değerlerimizi rencide edici bir unsur bulunmadığı gibi, tam aksine insani değerleri ve maneviyatı da üstün tutan bir tablo mevcut. Bu dizinin karalanmasının ben ce başka nedenleri var, araştırılırsa ortaya çıkar, orta da Diyaneti ilgilendiren bir husus göremiyorum. Müdahil olmasına hiç gerek yoktu.
Diyanette çok değerli insanlar var, içlerindeki saplantılı paralelcilerin ayıklanması lazım hem de acilen.