Büyük şair Sezai Karakoç’un 80. yaşı bin kişinin katılımıyla kutlandı. Türk edebiyatından isimlerin Karakoç anılarını aktardığı gecede, Ali Ural Karakoç’u ‘dünyayı dipnot olarak gören bir adam’ diye anlatırken, Mevlana İdris ‘Tanrım, Sezai Karakoç için teşekkür ederim’ dedi.
Şiirleriyle bir dönemin edebiyatçılarına ilham veren Sezai Karakoç’ın 80’inci yaşı Küçükçekmece Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin düzenlediği bir anma programıyla kutlandı. Monna Rosa, Hızır’la Kırk Saat gibi şiirlerinin şairi Karakoç şiirlerinin okunduğu ve duygusal anların yaşandığı anma programı için uzun zamandır hummalı bir çalışma yürütülüyordu. Yaklaşık bin kişilik salonun dolduğu programda, içeriye giremeyenler için dışarıda ekranlar kuruldu. Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen anmada, Türk Edebiyatı’nın seçkin isimleri Sezai Karakoç’u anlattı. Yazarların penceresinden Karakoç şiirleri yeniden hatırlandı.
DİRENİŞ ÖNCÜSÜ
Yusuf Özkan Özburun’un sunduğu gecede, edebiyatımızın seçkin isimleri Sezai Karakoç denilince akla gelenleri anlattılar. Ali Ural, Alper Gencer, Yıldız Ramazanoğlu, Yusuf Kaplan, İsmail Kılıçarslan, Özcan Ünlü, Mevlana İdris gibi isimlerin kısa kısa konuşmalar yaptığı anma gecesinde açılış konuşmasını yapan Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Başkanı şair Mahmut Bıyıklı, ‘Sezai Karakoç, ciltleri doldurmakla anlatılamayacak bir üstadımız. O, zamanımızda yaşadığımız için iftihar etmemiz gereken bir direniş öncüsü’ dedi. Gecede Ali Ural, Karakoç’u ‘dünyayı dipnot olarak gören bir adam’ olarak anlatırken, Mevlana İdris ‘Tanrım, Sezai Karakoç için teşekkür ederim’ cümlelerini kullandı.
VARLIĞI İÇİN ŞÜKREDİYORUZ
İsmail Kılıçarslan, ‘ Üstat Karakoç’un şiirlerinden yazılarından çok, fırında ekmek alıp evine yürüyen adam oluşunu seviyorum. Hiçbir dünyevi makama, ödüle kendini kaptırmayan bir adam oluşunu seviyorum. Fotoğraf çektirmiyor, belgesellere çıkmıyor. Ama bu adam evine vapurla gidiyor. Üstadın varlığı için Allah’a şükrediyoruz’ derken, şair Özcan Ünlü ‘Sezai Karakoç benim için her şeydir. Duadır, ekmektir. Ekmeksiz kaldığım zaman duayı öğrendiğim isimdir Sezai Karakoç’ cümlelerini kullandı.
Çağın Şeyh Galip’i
Sezai Karakoç’u ‘düşünür, sanatçı ve ahlak anıtı’ olarak tanımlayan Yusuf Kaplan sözlerine şöyle devam etti: ‘Sanatçı Karakoç, Türk sanat hayatında çığır açmış bir kişilik. Sanat tecrübesinin bütün güzergahlarında yolculuk yapan bir sanatçı. Çağımızın yaşayan Şeyh Galip’idir. Hayatıyla düşüncesi birbirini besleyen bir ahlak anıtıdır.’
Tüm külliyatı okunmalı
Kendisi de şair olan Şaban Abak gecenin en derinlikli konuşmalarından birini yaptı. Abak ‘Sezai Karakoç çağımızın yaşayan Mevlana’sı, Yunus Emre’si… Mevlana’yı yaşadığı dönemde bırakın memleketi, Konyalılar bile bilmiyordu. Sezai Karakoç’un da toplumun geneli tarafından bilinmemesi yargılanmamalı. Büyük mütefekkirler 100 yıl sonraki toplumu inşa ederler. Karakoç’un toplam 56 eseri var. 9 şiir, 3 edebiyat, 40 civarında düşünce eseri. Karakoç, külliyatının tamamının okunması gereken bir mütefekkir’ diyerek Sezai Karakoç’un yayınlanmış son şiiri olan ‘Ağustos Böceği Bir Meşaledir’ adlı şiirini okudu. (Yeni Şafak)