Hrant Dink soruşturması, cinayete göz yuman polis şeflerini 9 Kasım 2009 tarihinde hazırladıkları raporla aklayan mülkiye müfettişlerine uzandı. Mustafa Üçkuyu ile Mehmet Canoğlu hakkında meslekten ihraç istemiyle soruşturma başlatıldı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu, Hrant Dink cinayeti ile ilgili 10 Ekim 2008’de polis şeflerinin ihmalini ortaya koyan bir rapor hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan rapor, Dink cinayetinin karanlıkta kalan yönlerini açığa çıkarmış ve suikastın aydınlatılabileceği yönündeki umutları arttırmıştı.
CİNAYETİ ÖRTBAS ETMİŞLER
Raporun ardından İçişleri Bakanlığı tarafından ihmali araştırmak için iki mülkiye müfettişi, Mustafa Üçkuyu ve Mehmet Canoğlu görevlendirildi. İki müfettiş hazırladıkları raporla Başbakanlık Teftiş Kurulu raporundaki tespitlerini yalanladı. Cinayette, emniyet görevlilerinin ihmalinin bulunmadığını öne sürdü. Teftiş Kurulu’nun tespitlerini, şüpheli polislerin beyanlarıyla çürütmeye çalışan ve başta Akyürek ve Yılmazer olmak üzere Dink suikastında ihmali bulunan polisleri kurtaran iki mülkiye müfettişi Üçkuyu ve Canoğlu hakkında meslekten ihraç istemiyle soruşturma başlatıldı.
GARİP GEREKÇE SUNULDU
İki müfettiş, 9 Kasım 2009 tarihli Mülkiye raporunda, dönemin Trabzon Emniyet yetkililerinin 17 Şubat 2006 günü “Suikastın azmettiricisi Yasin Hayal’in bir terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığını” gösteren yazının güvenlik birimlerine ilettiğini ve Hrant Dink’in herhangi bir terör örgütünün hedefi olmadığı gerekçesiyle korunmasına da gerek bulunmadığını öne sürdü.
YILMAZER’İN İFADESİ ESAS ALINMIŞ
Müfettişler bu sonuca, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in “Bir şahsın hedef olduğuna dair Hedef Şahıs Projesi’ne veri girişi yapılabilmesi için bir terör örgütü veya organize suç örgütünün hedefi olması ön şartına bağlanmıştır” ifadesinin ardından vardı. Ancak Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda dönemin polis şefi Yılmazer hakkında suç duyurusunda bulunuluyordu.
İKİ KURUM ARASINDA KRİZ
Raporun hazırlanıp Başbakanlığa gönderilmesinin ardından Başbakanlık Teftiş Kurulu ile Mülkiye Müfettişliği arasında bir kriz meydana geldi. Aralarında, geçtiğimiz hafta ihmal soruşturması kapsamında tutuklanan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu istihbaratçılar hakkında suç duyurusunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu, müfettiş raporunun ardından İçişleri Teftiş Kurulu’na sert bir cevap gönderdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunu hazırlayan Mehmet Aydın, Ayşegül Genç ve Tuğçe İnan imzalı yazıyla Yasin Hayal’in örgüt üyesi olduğunu gösteren kanıtları tek tek sıralandı.
MÜFETTİŞLERE RAPOR TEPKİSİ
Yazıda Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunu yalanlamaya çalışan müfettişlere şöyle tepki gösterildi: “Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun İnceleme Raporunda tespit olarak ortaya konulan ve neticesinde disiplin hukukuna göre soruşturma ve 4483 sayılı kanuna göre ön incelemeye konu olması gerektiği kanaatine varılan hususların, bir Araştırma Raporu konusuna indirgenerek, ‘iddia’ olarak ele alınması, bizzat yapılan incelemelere çok az değinilerek ağırlıklı olarak şahısların açıklamalarına dayanılmak suretiyle kanaat ortaya konmasının yukarıda belirtilen tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırılık taşıdığı düşünülmektedir.”
Birbirlerini akladılar
2009 yılında İçişleri’ne gönderilen yazının gereği, paralel yapılanmanın Emniyet, istihbarat ve adliye sisteminden tasfiye edilmesiyle yerine getirilebildi. Başbakanlığın tespitlerini, şüpheli polislerin beyanlarıyla çürütmeye çalışan ve başta Akyürek ve Yılmazer olmak üzere Dink suikastında ihmali bulunan polisleri kurtaran iki mülkiye müfettişi Üçkuyu ve Canoğlu hakkında “meslekten ihraç” talepli idari soruşturma başlatıldı.
(CİHAT ARPACIK/YENİ ŞAFAK)
adamlar şimdi neredeler? ABD… fetullah terör örgütünün nerelere kadar nüfuz ettiğini şaşırarak gördük…Allah ıslah etsin bunları…bildiğim kadarıyla üçkuyunun en yakın arkadaşı kir de avantadan yurtdışına gitmişti.
bürokraside kaç tane kendisini örgüt liderinin arabası olarak tanıtan hain var??????