Büyük infiale neden olan “örgüt yok” kararı verilen gazeteci Hrant Dink cinayeti davasında paralel yapının izi ortaya çıktı. Paralele yakın savcıların yürüttüğü dosyayı inceleyen İstanbul Başsavcılığı, bugüne kadar birçok delil ve iddianın araştırılmadığını, eski polis şefleri Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkındaki iddiaların da görmezden gelindiğini belirledi.
Örgüt bağlantısı ispat edilemediği belirtilen Hrant Dink cinayeti davasında sümenaltı skandalı patlak verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Dink soruşturması dosyasında yaptığı incelemede pek çok delil ve iddianın eski savcılar tarafından sümenaltı edildiği anlaşıldı. İncelemede başta paralel polis şefleri oldukları öne sürülen Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkındaki iddiaların görmezlikten gelindiği ve soruşturma savcısının mesaisini 25 Aralık paralel darbe girişimi için harcadığı belirlendi.
Başsavcılık dosyayı inceledi
Paralel yapının yargı içindeki uzantılarının elindeki birçok kritik soruşturma dosyası, darbe girişimlerinin ardından yeni savcılara devredildi. Özel yetkili savcılık sisteminin kaldırılmasıyla da dosyalardaki usulsüzlük ve ihmaller de bir bir ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki kritik soruşturma olan AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti dosyası titizlikle incelendi. Yeni atanan savcılar, 2007’den bu yana süren Dink soruşturması dosyasına giren birçok delilin sümenaltı edilerek araştırılmadığını tespit etti. 2007’de paralel yapıya yakın savcılar tarafından sürdürülen soruşturma 2010 yılında 25 Aralık soruşturmasının başındaki savcı Muammer Akkaş’a devredilmişti. Akkaş’ın, paralel yapının talimatlarıyla 25 Aralık soruşturmasına hukuksuz deliller toplamaya çalışırken Dink soruşturmasını göstermelik olarak sürdürdüğü belirtildi.
Akyürek ve Yılmazer korundu
Savcı Yusuf Hakkı Doğan’da olan Dink dosyasında ifade alma süreci devam ederken, bir yandan da dosyada sümenaltı edilen unsurlar araştırılıyor. Soruşturma dosyasında sümenaltı edilen hususlardan bazıları şunlar:
– Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi’nin başındaki Ramazan Akyürek, cinayeti aydınlatacak emniyet içinde yaşanan trafiğin kayıtlarını sildirdi. Log kaydı olarak adlandırılan bu kayıtların silinmesiyle soruşturma ciddi tıkanma yaşandı. Akyürek hakkındaki iddialar işleme konulmadı ve ifadesi alınmadı.
– Dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in hakkında birçok iddia ve şikayet olmasına rağmen ifadesine başvurulmadı.
– TÜBİTAK ve Adli Tıp olay yeri görüntülerindeki incelemelerinde gereken hassasiyeti göstermedi.
– Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi, İstanbul Emniyeti, Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarması’na dair iddialar tarafsız soruşturulmadı.
– Olay günü ve öncesinde sanıkların irtibatlarını netleştirecek telefon HTS kayıtlarının incelenmesinde İstanbul Emniyet’indeki yetkili kişiler titiz çalışmadı ve delil gizledi.
– Sanık ifadelerindeki çelişkilerin araştırılması soruşturulmadı.
İki isme yargı izni çıktı
Başbakan Erdoğan’ın, Dink cinayetine ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna ‘olur’ vermesiyle birlikte 2008 yılında Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkında ‘görevi ihmal’ iddiasıyla inceleme yapılmasının yolu açıldı. Ancak paralel yapıya yakın yargıçlar ne Akyürek ne de Yılmazer hakkında hiçbir işlem yapmadı. Aksine iddiaları sümenaltı ettikleri görüldü.
Hrant Dink cinayeti işlendiğinde Emniyet İstihbaratın başında olan Ramazan Akyürek’in ismi ilk olarak İstanbul ‘da görev yaptığı yıllarda gündeme geldi. Dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır tarafından siciline “Emniyetteki hizipleşme içinde irticai akımlara (Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir” notu düşülen ve 100 üzerinden 35 sicili verilen tek polis oldu. Akyürek 2004 yılında Trabzon’a Emniyet Müdürü olarak atandı. Bu süreçle birlikte Ramazan Akyürek’in bir taraftan yükseliş hikayesi başlarken diğer taraftan da görev yaptığı yerlerde önemli olaylar gelişti. Bunlardan ilki Trabzon’da 2004 yılında McDonald’s bombalanması olayı oldu. 29 Kasım’da Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Doç. Hicabi Cındık öldürüldü. 7 Ocak 2005’te yine KTÜ’den Prof. Dr. Sadettin Güner ve üç yaşındaki oğlu çapraz ateşle öldürüldü. 6 Nisan 2005’te TAYAD üyeleri yüzlerce kişi tarafından linç edilmek istendi. 19 Ocak 2006’da Kürt işçilerin gittiği bir kahveye molotofkokteyli ile saldırı oldu. 5 Şubat 2006’da Santa Maria Kilisesi’nin rahibi Santoro 16 yaşında bir lise öğrencisi tarafından öldürüldü. Rahip Santoro, Trabzon Emniyeti’nin yasal teknik takibi altındayken öldürülmüştü. Mayıs 2006’da Emniyet İstihbarat’ın başına getirilen Akyürek geçtiğimiz aylarda hakkında yapılan tahkikat sonucu Dink cinayetinde “Geçmiş yıllardaki işlem bilgilerini usulsüz imha etmek” yani log kayıtlarını silmek iddiasıyla açığa alınmıştı.
Yılmazer çok kritik operasyonları yönetti
Dink cinayetinin işlendiği dönemde istanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olan Yılmazer’in cinayetteki sorumluluğu Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından rapor edilmişti. Rapora göre, İstihbarat Şube cinayet işleneceği ihbarlarına “suikast notu” yerine “eylem notu” geçmişti. Dink öldürüldükten sonra İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdür Ahmet İlhan Güler görevinden alınmış ve bu koltuğa Yılmazer atanmıştı. Yılmazer Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görevdeyken, Ergenekon, Danıştay baskını, Rahip Santoro cinayeti, Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Islak İmza, Amirallere Suikast, Karargah Evleri, İnternet Andıcı, Emin Arslan, Casusluk, Hanefi Avcı ve OdaTv operasyonlarının başında yer aldı (STAR)
Dönemin Trabzon valisi Nuri Okutan hakkında paralel medya neden karalama kampanyası yürüttü sanıyorsunuz? Olay olduğundaki Trabzon valisi kimse işte o ilk defa paralel hükümet çekişmesi sonucunda koltuğunu kaybetmiş olmasın sakın!!!
Simdi kalkip masum ayaklarina kimse yatmasin.Bir karadenizli olarak söylüyorum.trabzon pilot bölge olmustu bu ceteler icin.Bir stadyumda mac esnasinda neredeyse tüm tarabzon taraftari beyaz bere icin cikmisti.Bu bile büyük bir calismanin ürünüdür.bugün Trabzonun bu cetelerin etkisinden kurtulup ekseriyetinin ak partili olmasinin nedenide soslojik olarak arastirilmali.Trabzon tarihinden beri hep birileri tarafindan pilot bölge olmustur.Ilk kez sn Erdogan döneminde prangalarini atamaya calisiyor.